Deprem ülkemizin inkar edilemeyen önemli bir gerçeği. Bu doğa olayını dün yaşadığımız gibi bugün veya yarınlarda da yaşamamız olasılığı yüksek.
En büyük depremlerden 1999 Gölcük depremi ve 2023 yılında yaşadığımız asrın felaketi diye nitelenen Kahramanmaraş merkezli büyük deprem unutulabilir mi?
Elbette unutulmaz. Bu nedenle deprem gerçeği her gün her an aklımızda olmalı..
Çünkü son bir haftadır Balıkesir Sındırgı ve çevresinde küçüklü büyüklü yeni depremler olmakta.
2023 yılında meydana gelen ve 60 bine yakın insanımızı kaybettiğimiz Kahramanmaraş merkezli olan ve 11 ilde yıkımlara sebep olan depremin acıları unutulmadı. Şubat ayındaki o büyük deprem Adana’da da yıkıma neden oldu, hatta Tarsus’ta bile o depremin sarsıntısı hissedildi.
Sonraki günlerde de deprem olayları bitmedi. Ara ara yeni depremler meydana geldi. Birkaç gün önce ise bu kez Balıkesir Sındırgı merkezli yeni bir depremi yaşadık. Hatta bu deprem fasılalarla devam etti. Yine herkesin aklına girdi bu deprem gerçeği..Aradan zaman geçtikçe bunları unutsak da, yine deprem gerçeği ile yaşıyoruz. Depreme kim maruz kalırsa kalsın unutmamak gerekiyor. Yardım etmek gerekiyor.
İşte yine böyle günlerden birindeyiz. Tarsus Belediye Meclisinin geçen hafta yaptığı toplantıda yine deprem konusu ele alındı. 2023 yılı şubat ayında depremden olumsuz etkilenen Adıyaman ilinde bulunan Tarsus Belediyesinin iki kardeş belediyesinin yardım talebi görüşüldü. Kardeş belediyelere maddi yardım yapılması kararlaştırıldı.
6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen büyük depremde zarar gören Adıyaman iline bağlı Kömür belediyesine ve Yaylakonak belediyesine Cem evi ve Taziye evi yapımına destek amacıyla 5’er milyon liradan 10 milyon lira yardım yapılması kararlaştırıldı.
10 MİLYON TL YARDIM
Adıyaman ilinde bulunan iki ayrı belediyenin yardım talebi geçtiğimiz günlerde Tarsus Belediye Meclisinde ele alındı. Ve iki belediyeye yapılacak işlerin giderinde kullanılmak üzere 5+5 milyon TL olmak üzere 10 milyon lira yardım yapılması kararlaştırıldı. İşte bir deprem gerçeği ve bir yardımlaşma örneği. Bu yardımlaşmaya kimseler itiraz etmemeli, zaten etmedi de.
Konu hakkında bilgi veren Tarsus Belediye Başkanı Ali Boltaç “Ben Adıyaman’daki Yaylakonak ve Kömür belediyelerini geçtiğimiz günlerde ziyaret ettim. Oralarda hala depremin izleri ve enkazlar var.” diyerek meclis üyelerini bilgilendirdi.
Başkan Boltaç sözlerine devamla “Adıyaman’da bizim de iki kardeş belediyemiz var. Oların suya bile ihtiyacı var. Aradan iki yıla yakın bir zaman geçmiş olmasına rağmen bir taraftan hala yaralarını sarmaya devam ediyorlar. Bizde iki kardeş belediyeye Taziye evi ve Cem evi yapımlarında maddi destek vereceğiz. Bu bir insani ve vicdani bir yardımdır” dedi.
Konu plan ve proje müdürlüğü ile İnsan Hakları kurulunda değerlendirilecek. Bu değerlendirmeler üyelerin bilgilenmesi açısından gerekli. Yoksa yardıklara karşı çıkan yok.
Adıyaman’daki Yaylakonak ve Kömür belediyeleri de Tarsus’un kardeş belediyeleri olduğu için elbette onları unutmamamız, yardım ellerini uzatmamız gerekiyor. Sonuç olarak deprem gerçeği bizimde başımızda. Dün onlar yaşadı, yarın bizim yaşamayacağımızı kim garanti edebilir. Bu nedenle deprem kardeşliği insani olarak gereklidir diyorum.
Bu arada, bazı kişi ve kurumlarda deprem gerçeğine dikkat çekici açıklamalar yapmakta. Mesela Bilal Oğuz 17 Ağustos Marmara Depremi’nin yıl dönümünde önemli açıklamalarda bulundu. Oğuz, “O gece kaybettiğimiz on binlerce canımızı rahmetle anıyoruz. Ancak sadece yas tutmakla yetinemeyiz. Çünkü deprem değil, ihmal öldürür! Mersin depreme hazır mı?” diye sordu. Geçtiğimiz yıl yapılan deprem tatbikatlarını hatırlatan Oğuz, bunların tek başına yeterli olmadığını vurgulamakta.
Sözlerine devamla diyor ki:
“Tatbikatlar önemlidir ama asıl mesele, gerçeğe dönüşüp dönüşmeyecekleridir. Kağıt üzerinde planlar değil, sahada uygulanabilir hazırlıklar gerekir. Mersin’in güncel Deprem Risk Analizi ve Master Planı var mı? Deprem anında toplanma alanları gerçekten hazır mı, halkın kaçı ne yapacağını biliyor? Su, elektrik, sağlık ve ulaşım altyapımız büyük bir depremde ayakta kalabilecek mi? Bu soruların cevabı verilmeden yapılan her tatbikat, sadece bir gösteriden ibarettir.”
Mersin’in deprem kuşağında olmadığını söyleyen açıklamalara tepki gösteren Oğuz, “Kahramanmaraş depreminde gördük; sadece merkez değil, çevre iller de ağır bedel ödedi. Güneyimizde Akdeniz, kuzeyimizde Toroslar fay hattı var. ‘Mersin deprem kuşağında değil’ diyerek halkın gözünü boyamaya kimsenin hakkı yok. Mersin, depremi bekleyen değil, depreme hazırlanan bir şehir olmalıdır” ifadelerini kullandı.
Görüldüğü ve anlatıldığı gibi… Tarsus’ta da Mersin’de de deprem gerçeğini bizzat yaşıyoruz. Depremlerde fazla zarar görmemek, hatta hiç zarar görmemek için yapılan konutların depreme dayanıklı olarak yapılmaları gerek. Çünkü, bizler ülkemizin neresinde olursa olsun, depremlerde can kayıpları yaşanmasını istemiyoruz…