Neredeyse son çeyrek asırdır Mersin’de takip ettiğim gündem bağlamında, kentsel sorunları ve gelişen çözümleri dikkate alarak, Valilerimizin farklı önceliklerini tespit ederim.

Aslında hepimizin malûmu: Mersin gibi yoğun göç alan, uzun bir kıyı şeridi nedeniyle deniz yolu bağlantıları sınırsız, Ortadoğu coğrafyasıyla iç içe bir kentte güvenliğinin  önceliği  açıktır.

Nitekim, yakın dönem   Valilerimiz, bu alanda özellikle donanımlı, deneyimli isimlerdi;  kentin güvenliği ve asayişi için ellerinden geleni yaptılar.

Son Valimiz Atilla Toros’a gelince;  elbette hizmette  önceliği kentin asayiş ve güvenliği idi; ama bu konuda hazırlığı ve hızı hepimizi şaşırttı; ilk icraatları ile de bunu açıkça gösterdi. Hatırlayalım:

*Valimiz 12 Şubat günü Mersin’e geldi.

*Daha 24 saat geçmeden, 13 Şubat günü güvenlik ve asayiş değerlendirme toplantısı yaptı.

*Toplantı sonunda Emniyet, Jandarma ve Sahil Güvenlik birimlerinin koordinasyon içerisinde çalıştıklarını belirtti.

*14 Şubat günü Cumhuriyet Başsavcısı ile görüştü.

*Yine 14 Şubat günü Garnizon Komutanı ile görüştü.

*17 Şubat günü tekrar Güvenlik ve Asayiş Değerlendirme toplantısı yaptı.

*19 Şubat günü Emniyet Müdürlüğü’nde Güvenlik ve Asayiş Değerlendirme toplantısı yaptı

*Yine aynı gün Jandarma Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanlığında güvenlik ve asayiş toplantısı gerçekleştirdi.

Özetle: Sn. Valimiz göreve başlamasının ilk haftasında kentin güvenlik ve asayişinin en önemli konu olduğunu daha ilk günlerde gösterdi ve mesaisinin çok önemli bir bölümünü bu konuda harcadı.

Tabii bu durum sözde kalmadı, sonuçları görülmeye başlandı.

Sn. Valimizle Emniyet Müdürümüz, Jandarma Komutanımız ve Sahil Güvenlik Komutanımız uyum içerisinde çalıştılar: Tam ve örnek bir koordinasyon içerisinde oldular.

Bu dönemde kentte güvenlik ve asayişte hissedilir bir iyileşmeyi gördük. Bunlar rakamlarla da görüldü.

Basında 7 aylık dönemde güvenlik ve asayiş yönünden yapılanlar rakamlarla ayrıntılarıyla görülebilir.

Bu dönemde sadece suçlarla ve suçlularla mücadele edilmemiş aynı zamanda suçu doğmadan önleyen bir anlayış benimsenmiştir.

Ben 2025 yılının ilk 7 ayına ait asayiş verilerini, geçtiğimiz yılın aynı dönemiyle yalnızca birkaç örnekle karşılaştırmasını yapacağım:

*Bu yılın ilk 7 ayında geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre, kişilere karşı işlenen    suçlarda  %11,8 oranında bir düşüş kaydedilmiştir.

*Konut dokunulmazlığının ihlali suçunda  %41’lik düşüş kaydedilmiş,  

 %98,2  oranında da  aydınlatma sağlanmıştır.

*Mal varlığına karşı işlenen suçlarda  %25 gerilemiş, aydınlatma oranı, %93,9’a ulaşmıştır.

*Geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre uyuşturucu imal ve ticaretine yönelik gerçekleştirilen operasyon sayısında %35, gözaltı sayısında %25 ve tutuklama sayısında %45 artış sağlanmıştır.

Geçen yıla kıyasla yakalanan uyuşturucu madde miktarında %31, uyuşturucu hap sayısında %294 artış gerçekleşmiştir.

                                               *                      *                      *
 

*Mersin’in asayiş yönünden hassas konumunu göz önünde bulundurmak lazım.

Bunların başında kentimizde çok sayıda yabancının yaşaması gelir. 65 farklı ülkeden insanlar Mersin’de yaşamaktadır. Bu konuda önemli bir sorun yaşanmamıştır.

*Yine deprem dolayısıyla Mersin birçok vatandaşımıza ev sahipliği yapmıştır. Burada da bir sorun yaşanmamıştır.

*Yoğun çalışan bir limanın olması da asayiş açısından risk taşıyan bir unsurdur. Burada da sorun yaşanmamıştır.

*Göçle farklı illerden hatta ülkelerden gelen çeşitli özelliklere sahip insanlar yine sorunsuz yaşamaktadırlar.

*Mersin hâlâ göç almaktadır. Konut satışlarında bizden daha büyük bir il olan komşu il Adana’da geçtiğimiz ay 3.000 konut satılırken, bu sayı kentimizde 5.000 olmuştur.

*Yine yabancılara konut satışında Mersin Türkiye’de yabancılara en fazla konut satılan 3. il olmuştur.

Vatandaşlarımız kadar yabancıların da Mersin’i seçmelerinin bir nedeninin de güvenlik olduğu görülüyor.

Otoyolların, limanın, havalimanının, demiryollarının kesiştiği stratejik bir noktada olan, ek olarak kozmopolittik yapısı nedeniyle Mersin’in asayiş ve güvenlik yönünden ne kadar hassas bir durumda olduğu görülmektedir.

Herkes, hepimiz için öncelik güvendir, huzurdur. Devletin varlık gerekçesi, toplumsallığın mantığı budur: İnsanlar yasalar dolayında bazı özgürlüklerinden vazgeçerler, karşılığında güvenlik içinde yaşamak isterler. Sosyal ve demokratik hayat bu düzenlenişle ortaya çıkar.

Sn. Valimiz güvenlik ve asayiş konusuna geldiği ilk günden itibaren öncelik vermiş ve 7 aylık dönemde bunun başarılı, somut sonuçları görülmüştür.

Sn. Valimizin önderliğinde tüm emniyet güçlerimiz uyum içinde özverili bir şekilde çalışmışlar ve bunun sonuçlarını görmüşlerdir.

Bizler gündelik hayatımızı “ olağan “ koşullarda yaşarken, bu “ olağan “ tablonun gerisindeki emeği, mücadeleyi, tedbirleri ve güvenlik organizasyonunu, bunun gerektirdiği insan, mal ve hizmet maliyetini fark etmeyiz bile…

Dolayısıyla olumlulukları olağan kabul ederiz; ancak bir olumsuzluk olursa hizmetin kıymetini anlarız. Yani: Herhangi bir olumsuzluk yaşanmayan günlerin değerini bilip, bu konuda 24 saat emek verenleri unutmamalıyız.

Devletimizin de “ Terörsüz Türkiye “ hedefiyle ulusal ve uluslararası düzeyde büyük ve hayırlı sonuçlar vaat eden çalışmalar yürüttüğü şu günlerde, Mersin’de GÜNE GÜVEN İÇİNDE uyanmamız için emek veren :

*Başta Sn.Valimiz Atila Toros olmak üzere;

*Emniyet Müdürümüz Sn.Kamil Karabörk’e,

*İl Jandarma Komutanımız Tuğgeneral Sn. Ercan Atasoy’a,

*Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanı Tuğamiral Sn.Oğuz Baybek’e

*ve bu bağlamda bütün güvenlik görevlilerimize kentim adına minnet duygularımla teşekkür ediyorum.

HARUN ARSLAN