Türkiye’de ” Barış, Hoşgörü, Dostluk” kavramları hangi ili tanımlar? Bu toplumsal erdemler hangi ilin öncelikli sıfatıdır?
Cevap açıktır: Mersin…
Mersin iki asırlık tarihinde her ırk, dil, din, mezhepten hemşerilere, farklı yörelerden gelen insanlara ev sahipliği yapmış, kimseyi ötekileştirmeden kucak açmış bir kenttir. İnsanlar burada iki asırdır barış içerisinde yaşamış, birbirlerine saygı ve sevgi göstermişler ve kentte bu anlamda önemli bir olumsuz olay yaşanmamıştır.
Mersin tarihinden gelen özelliği ile bir hoşgörü kentidir.
Müslüman, Hıristiyan ve Musevilerin bir arada yattığı mezarlığında, bu benzersiz yapısı açıkça görülmektedir.
Özellikle Türk-Kürt kardeşliği için bir somut örnektir Mersin, birbirine canıyla bağlı sayısız arkadaşlıklar, akrabalıklar, ortaklıklar vardır; ayrıma dayalı tek bir olumsuzluk yaşanmamıştır.
Terör bu ülkeye kan ağlatırken, Mersin’de şükürler olsun önemli bir olay olmamıştır.
Mersin’de her zaman Türk, Kürt, Arap kökenli Milletvekilleri ve Belediye Başkanları olmuştur.
Yıllardır süren, herkesi yaralayan, insanlarımızın kaybına, ülkemizin yeterince gelişememesine sebep olan terörün çözülmesi için bir fırsat var bugün.
Herhalde burada büyük çoğunluğun, bir süre sonrada herkesin cesaretle çözümden yana barıştan yana tavır alması zamanıdır.
* * *
Mersin’de kurduğumuz TİNGADER (Türkiye İnternet Gazeteciliği ve Gazeteciler Derneği) Mersin Şubesi’nde özellikle Mersin yapısına uygun üyelerimizin olmasına özen gösterdik; Kürt kökenli, Arap kökenli ve çeşitli farkı siyasi görüşten üyelerimiz var.
Biz TİNGADER olarak Devletimizin “Terörsüz Türkiye” eylemini destekliyoruz.
Ülkemizin içinde bulunduğu, sürüklenmek istendiği durumdan birbirimizi sevmekle, içimizdeki sevgiyi, kardeşliği, hoşgörüyü daha fazla ortaya çıkarmakla ve göstermekle kurtulabiliriz.
Mersin’de bu kozmopolit zenginliğin oluşturduğu demokratik kültür, farklılığa bir kültürel güzellik olarak bakma ahlâkı Mersin insanı için neredeyse bir kimlik işaretidir. Bakmayın siz, özellikle gündelik politik dilin kirlettiği ve çağımızda artık tam bir gericilik sayılan mezhepçi, ırkçı ve etnik ayrımcı bir avuç azınlığa; Mersin bu bağlamda en küçük gerilime, sürtüşmeye, rahatsızlığa izin vermeyen bir geleneğe sahiptir ve bununla her zaman kentim adına gurur duydum, sıklıkla yazılarımda söz ettim.
Şimdi nesnel ve öznel koşulların, tarihin ve hayatın zorunlu kıldığı, devletimizin kararlı siyasetiyle oluşan ve uluslararası durumun masaya koyduğu “terörü sonlandırma” siyaseti artık bir devlet politikasıdır ve siyasi anlamda her kesimce desteklenmektedir.
Konu artık politika dışıdır ve yapıcı eleştirilerle, önerilerle yol alınacaktır. Emek veren, katkıda bulunan herkes kente, ulusa, halka ve geleceğe hizmet etmektedir.
* * *
Son iki hafta içerisinde kentimizde Terörsüz Türkiye konusunda iki etkinlik yapıldı.
Önce Genel Başkan Yardımcısı Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkanı Belgin Uygur hem basın mensupları ile hem de STK Başkanları ile Terörsüz Türkiye konusunda iki farklı toplantı yaptı.
Geçen hafta da, önceki dönem Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati ve Mersin Milletvekili Ali Kıratlı ve Levent Uysal’ın katıldığı STK başkanlarının bulunduğu bir programda yine Terörsüz Türkiye konusu anlatıldı.
Nureddin Nebati, bütün Mersin Milletvekillerinin ve Mersin’deki siyası partilerin birlikte Mersin’den teröre karşı bir birliktelik mesajı vermesini istedi.
Elbette Mersin bu konuda öncü olması gerekir
Herhalde bunun da bilincinde olunduğundan bir çok ilden farklı olarak, Mersin’den Meclis komisyounda iki Milletvekili var. Bu çok anlamlıdır.
Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen’in yapıcı çalışmalarını ve demeçlerini memnuniyetle karşılıyoruz.
Mersin’de doğup Mersin’de yaşamış ve bu kentin hoşgörü kültürü ile yetişmiş İktidar Partisi Milletvekili Ali Kıratlı ise bu konuda hem komisyonda hem de Mersin’de çeşitli ortamlarda ciddi çaba sarf ediyor.
Konuya tamamen hakim ve bu konuda fikir geliştiren Ali Kıratlı’nın hem komisyonda hem de Mersin’de STK lar için yaptığı değerli konuşmalarının bazı bölümlerine dikkat çekmek istiyorum:
“Konumuz; son 45 yıldır ülkemizin hem ekonomik hem de sosyal gelişiminin önünde bir kambur olan, binlerce canımızı bizden alan, milletimizin huzuruna kasteden PKK terör örgütünün ve uzantılarının silah bırakması, tamamen silahsızlanması ve kendini feshetmesi sürecidir.
Bu komisyon, basit bir siyasi girişim değil; milletimizin ortak geleceğini inşa etme iradesinin somut bir tezahürüdür.
Bizler farklı siyasi görüşlere, farklı inançlara, farklı kültürel kimliklere sahip olabiliriz.
Ama unutmayalım ki; Türk’üyle, Kürdüyle, Arap’ıyla; Alevi’siyle, Sünni’siyle hepimiz aynı bayrağın gölgesinde, aynı vatan toprağında, aynı kaderi paylaşan bir milletiz.
Malazgirt’te omuz omuza, Çanakkale’de gönül gönüle mücadele eden ecdadın torunlarıyız.
Tarih bize defalarca göstermiştir: Birlik olduğumuzda, bizi yıkacak güç yoktur.
1071’de Malazgirt’te Anadolu’nun kapılarını açan da, 1915’te Çanakkale’de yedi düvele karşı duran da, aynı milletin farklı renkleri, farklı sesleriydi.
Terör, işte bu birlik ruhunu hedef aldı. Yıllardır milletimizin arasına nifak tohumları ekmeye, kardeşi kardeşe düşürmeye çalıştı.
Ama artık biliyoruz ki; bu milletin mayasında ayrılık yok, birlik var.
Nifak yok, kardeşlik var.
Bu süreç bir pazarlık, bir al-ver süreci değildir. Bu, PKK terör örgütünün silah bırakma sürecidir. Asla ve asla kahraman şehitlerimizin aziz hatırasına leke sürdürmeyecek, halel getirmeyeceğiz.
Bugün buradan bir kez daha ilan ediyorum: Türkiye, terörle yaşamaya mahkûm değildir! Ülkemiz, terörü ilelebet gündeminden çıkaracaktır!
Önce kendi nefsimizi bir kenara koyacak, politik söylemlerle süreci tıkamaktan kaçınacağız.
Amasız, fakatsız, şartsız, samimi bir şekilde toplumsal barış için mücadele edeceğiz.
Yanı başımızda terör devleti İsrail’in zulmü ortadadır. Filistin’de, İran’da, Suriye’de, Lübnan’da yaşananlar ortadadır. Adım adım sınırlarımıza yaklaşıyorlar. Arz-ı Mev’ud hedeflerini gizlemiyorlar.
Ve biliyoruz ki, o gün geldiğinde bombalar Türk, Kürt, Arap ayırmayacak;
AK Partili, CHP’li, MHP’li, DEM Partili diye de bakmayacaktır.
Eğer biz kardeşliğimizi yeniden tesis edersek, tıpkı Çanakkale’de olduğu gibi bir olursak, bu mücadelede de galip geleceğiz.
Bizim hedefimiz; sadece silahların susması değil, terör örgütlerinin bir çözüm mercii olmadığının benimsenmesi, zihinsel dönüşümün gerçekleşmesi ve kardeşliğin sesinin yükselmesidir. Amacımız; terörün kökünü kurutarak, bir daha bu topraklarda fitneye fırsat vermemektir.
Alparslan’ın torunları ve Selahaddin Eyyübi torunları olarak Gelin, bu kardeşlik köprüsünü hep birlikte yeniden inşa edelim.
Bu köprünün taşlarını; adaletle, hoşgörüyle, sevgiyle, samimiyetle yerleştirelim.
Bırakalım gelecek nesiller, terör kelimesini sadece tarih kitaplarında okusun.
Hep birlikte, terörsüz bir Türkiye, güçlü bir kardeşlik ve büyük bir gelecek için çalışmaya devam edecek, sürecin başarıya ulaşması için kararlılıkla mücadele edeceğiz.”
* * *
Şimdi; barış, hoşgörü, kardeşlik, birliktelik, tek vatan ve tek bayrak temelinde bir devlet politikası olan TERÖRSÜZ TÜRKİYE konusunda da Mersin güçlü bir ses çıkarmalı, meseleyi kamusal bir sahiplenme düzeyine taşımalı diye düşünüyorum.
Umarım Mersin’deki kent dinamiklerinden, STK’ lardan ve çeşitli oluşumlardan Mersin yapısına, geleneğine ve kozmopolit zenginliğine uygun, aktif ve örnek destek hızla gelişecektir, gelişmelidir.
“ Terörsüz Türkiye “ kavramı için örnektir, modeldir bu kent; Türk-Kürt kardeşliği için her düzeyde, her konumda ve ilişkide yüzümüz hiç yere düşmedi, hiç mahcup olmadık. Şimdi de bu son viraj dönülürken meseleyi sahipleneceğiz, devletimizi destekleyeceğiz, bu konuda örnek kent olmanın güveni ve huzuruyla kuruluş hikayemizden son on yıllara dayalı tecrübelerimize kadar bu kutsal barışa kefil olacağız.
Şimdi tam da bugünlerde, neredeyse kırk yıldır ülkemizi her düzeyde olumsuz etkileyen, on binlerce insanımızın hayatına mal olan, yıllarca gündelik hayatın huzurunu zehirleyen ve bu yanıyla da emperyal güçlerin bu kirli oyuna dahil olduğu bir cinnet dönemi, terör süreci fiilen sonlanıyorken, Mersin sesini çok daha gür duyurmalıdır.
Şimdi herkesin barışa bir tuğla koyması ve barışı destekleyen bir söz söylemesi ve özellikle Mersin’den daha güçlü bir ses çıkması zamanı.
Türkiye’nin bir mozaiği olan Mersin’den başlayacak. Mersin’de bu sağlandığında tüm Türkiye’de sağlanmış olacak.
Mersin’den diğer Milletvekillerine, STK Başkanlarına, basına bunu destekleme çağrısında bulunuyorum.
Hepimizin geleceğini olumlu etkileyecek Terörsüz Türkiye eyleminin başarılı olmasını diliyorum.
HARUN ARSLAN…