KAPIYI ARALAMA… BENDEN SÖYLEMESİ…
‘’Tiryaki Sözleri’’ daha çok şiirleri ile tanınan Cenap Şahabettin'in özlü sözlerinden oluşan bir eserdir. Üniversite yıllarında arada bir açıp istifade ettiğim bu kıymetli eseri sizlere de tavsiye ederim.
Başlığa ilham olan sözün aslı "Suistimal kapısı bir kez aralandığında, ardına kadar açılır." Şeklindedir.
Bu kıymetli kitabın ve bu güzel özlü sözün varlığından Erzurum Atatürk Üniversitesinde okurken kıymetli ve rahmetli hocamız Ethem ÇALIK sayesinde haberdar olmuştum.
Kendini bilir addederken gerçekte pek bir şey bilmediği her halinden belli olan, gevrek gevrek sırıtarak amfinin kapısına yönelen ve hocamızın canını sıkan bir arkadaşımıza dersten erken çıkmak istediğinde, çıkması için izin vermediğini söylerken yöneltmişti, "Suistimal kapısı bir kez aralandığında, ardına kadar açılır" Sözünü. Arkadaşımız canı sıkılmış, madara olmuş bir halde yerine dönmek zorunda kaldığın da içimden ‘’Sen de hakkettin ama’’ demekten kendimi alamamıştım ve hoşuma giden bu özlü sözü hemen defterimin bir köşesine not etmiştim. (Şimdilerde hocalarının sözünü dinleyenler de azalmış maalesef)
Cenap Şahabeddin, Türk şâir ve yazar. Servet-i Fünun dönemi Türk edebiyatının önde gelen temsilcilerinden birisidir. Şiir, gezi yazısı, makale, fıkra ve düzyazı türlerinde eserler vermiştir. (1) Bu vesileyle rahmetli yazarımızı da yad etmiş olalım.
Çevremdekiler, sevdiklerim de dahil, ne zaman yanlış ve gereksiz bir iş için benden onay veya yardım istese onları kırmamaya çalışırım ama sıkıntılı, çetrefilli yollardan uzaklaşmaya gayret ederim. Bu arada ‘’Suistimal kapısı aralanmaz yoksa ardına kadar açılır.’’ kuralını unutmamaya çalışırım.
Kendi deneyimlerimden yola çıkarak yanlış yola girdiğim hiçbir işte, doğru yola ulaştığımı bilmem. Gözlemlerimden yola çıkarak benden başkaca yanlış yollara girenlerin de doğru bir yere ulaştığını görmedim.
Sakın ilk gözlemler ve baştaki süreçler sizi yanıltmasın. Sonunda muhakkak bir başarısızlık, yenilgi ve pişmanlık vardır. Zannederim yaşım gereği yeterince tecrübem var. En başında yanlış iliklenen bir düğmenin son düğmesi her zaman iliksiz kalmıştır.
Bir çoğunuz, çocuğumuz bile olsa hadi bu defa böyle olsun deyip de yanlışını düzeltmediğimiz veya hatasına göz yumduğumuz kişilerin ki bunlar bazen sevdiklerimiz, yakınlarımız da olabilir, genelde de öyledir, her zaman filmin üzücü bir sonla bittiğini gözlemlemişizdir.
Mesele anlaşılmıştır dediğinizi duyuyorum.
Bugünlerde bu kapının sıkça aralandığına şahit oluyoruz. Toplumsal bir huzursuzluğa sebebiyet veren suistimal kapısından geç(ebil)mek için imkân bulanların çoğu sırada bekliyor üstelik.
Bazı şeyler o kadar çabuk değişiyor ki değişime ayak uydurabilmeyi bırakın, takip etmekte zorlandığımız oluyor. Bu da bize düzeltmenin, bina etmenin, yetiştirmenin zorluğuyla beraber tahrip etmenin ne kadar kolay olduğunu bir daha hatırlatıyor.
Maalesef bugün şikâyet ettiğimiz durumları yaşamamızın sebeplerini, mazide yaşayanlar da tecrübe etmişler ve özlü şekilde dile getirmişler.
Her ne kadar zor, yorucu ve uzun olsa da sabırla, metanetle, inatla, ardına kadar açıldığını gördüğümüz suistimal kapılarını kapatabilmek için birlikte, omuz omuza imkanlarımızı, emeğimizi, yüreğimizi ortaya koymanın tam zamanıdır.
GAZZE İÇİN NE YAPTIK MESELA…
Gazze’de yaşanılanlardan bahsetmezsem insanlığımdan utanırım.
Şimdi içimden geçenleri şu satırlara döksem alçakların alçaklığından bahsetsem neye yarar bilmem de bildiğim…
Yaşananlar için en kötü kelimeler yan yana gelse yine de gerçek anlamı ifade edemez.
Dünyanın Gayya kuyusu haline getirilen GAZZE oradan şerefli ve izzetli bir sıçrayışın gerilmiş platformu haline getirildi.
İsraillileri de anlamak zor… Gerçeklikten kopunca matematikten de hayli uzaklaştılar.
8 milyonluk nüfus çevresindeki öfkelendirip çıldırtmaya çalıştığı 800 milyonu nasıl zabtedecek. 1’e 100 oran onları da korkutmuyor mudur?
İslam alemi prangalarını kırınca bu öfkenin gazabından nasıl kurtulacaklar.
Satılık, onursuz yöneticilerinde onlarla beraber sonu yaklaşıyor…
Mevcut güçleriyle komşularıyla onarılamaz bir kin ve öfke ektiler. Hasat zamanı yaklaşıyor.
Kapıyı aralamadılar üstelik…
Suistimal kapısını bilerek ve isteyerek ardına kadar açtılar…
Bildiğim şey şu kınamaları bir tarafa bırakıp üzerimize gelmeyi düşünenlerin üzerlerine gitmeyi sıra bize gelmeden hayata geçirmeliyiz.
Harç bitti… Bu yapının bir an önce paydos alması lazım. Yoksa altından kimse kurtulamayacak.
"Aç canavara karşı tahabbüb (muhabbet göstermek), merhametini değil iştihasını açar. Hem de diş ve tırnağının kirasını da ister." (2)
Yine yeni bir yazıda beraber olmak dileğiyle hoşçakalın, mutlu kalın, huzurla ve sağlıkla kalın.
Faruk RİFAİOĞLU…
- Vikipedi
- RNK Mektubat, 29. Mektup