Necdet TAŞ
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) görüşülen 210 sıra sayılı yasa teklifi kapsamında, İYİ Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz, Diyanet İşleri Başkanlığı ve din görevlilerinin sorunları üzerine çarpıcı açıklamalarda bulundu. Teklifin 6. maddesi üzerine söz alan Kocamaz, Diyanet’in siyasetle iç içe hale geldiğini, hutbelerde siyasi mesajlar verildiğini ve bu durumun toplumu dinden uzaklaştırdığını ifade etti.
DİYANET'İN SİYASALLAŞMASI VE VATANDAŞLARIN SOĞUMASI
Teklifin, dinî yayınlardan elde edilecek gelirlerin Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesindeki Dinî Yayınlar Döner Sermaye İşletmesinin sermaye gelirlerinden çıkarılmasını öngördüğünü belirten Kocamaz, bu durumu iktidar döneminde neredeyse her kurumun siyasallaşmasının bir göstergesi olarak değerlendirdi. Kocamaz, "Maalesef, hiç girmemesi gereken siyaset okullara, kışlaya, Emniyete, hastaneye, postaneye ve Diyanet'e bile iliklerine kadar girmiştir" ifadelerini kullandı. Anayasa'nın 136'ncı maddesine göre Diyanet İşleri Başkanlığı'nın laiklik ilkesi doğrultusunda siyasi görüş ve düşüncelerin dışında kalması gerektiğini hatırlatan Kocamaz, buna rağmen Diyanet'in cuma hutbelerinde ve birçok yayınında siyasi mesajlar verildiğini öne sürdü. Kocamaz, bu durumun insanların cuma namazlarından soğumasına neden olduğunu dile getirdi. Kocamaz, Diyanet'in hayat pahalılığı karşısında vatandaşlara "Pazara akşam gidin, ucuz sebze ve meyve almak için akşam saatlerini bekleyin" şeklinde tavsiyelerde bulunmasını eleştirdi. Ayrıca, Diyanet'in devasa bütçelerine rağmen cuma namazlarının paralı hale geldiğini ve her cuma camilerde para toplandığını, bu durumdan imam ve vaizlerin de rahatsız olduğunu belirtti.
MİLLİ BAYRAMLARA VE ATATÜRK'E YÖNELİK TUTUM ELEŞTİRİSİ
İYİ Partili vekil, Diyanet'in 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos, 29 Ekim gibi milli bayramlarda ve 10 Kasım'da dahi cuma hutbelerinde Cumhuriyet'in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü anmamakta ısrar etmesini "bu zihniyeti anlamakta güçlük çekiyoruz" sözleriyle eleştirdi. Kocamaz, iktidarın "Allah, din, iman, kitap" diyerek başa geldiğini ancak bu tür yaklaşımlarla insanları dinden uzaklaştırdığını ve ateizm ile deizmin artışından rahatsız olunmadığını iddia etti. Konuşmasında Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı olarak görev yapan din görevlilerinin sorunlarına da değinen Kocamaz, vekil, ücret karşılığı ve fahri olarak çalışan din görevlilerinin çok düşük ücretler karşılığında çalışmasını "kul hakkı" olarak nitelendirdi. Bu görevlilerin kadroya alınması ve ücretlerinin yükseltilmesi gerektiğini vurguladı. Kocamaz, öğretmenlerle aynı hizmeti veren ve fiili olarak öğretmenlik yapan Kur'an kursu öğreticilerine öğretmen unvanı verilerek aynı haklardan yararlanmaları gerektiğini savundu. Son olarak, 2025 yılının "Aile Yılı" ilan edilmesine rağmen Diyanet personeline yönelik uygulanan 3+1 kuralının (atandıkları yerde üç yıl zorunlu görev ve kadroya geçtikten sonra bir yıl daha görev) din görevlilerinin aile birliğini bozduğunu ifade etti. Bu uygulamanın düzeltilmesi, Diyanet ve vakıf çalışanlarının eş durumu mazeretinin en fazla bir yıl olması ve vaizlerin özlük hakları ile maaşlarının düzeltilmesi taleplerini Meclis gündemine taşıdı.