Necdet TAŞ
Büro Emekçileri Sendikası (BES) Mersin Şubesi üyeleri, maliye ana hizmet binası önünde Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmeleri ve ekonomik talepleriyle ilgili emekli sendikalarıyla birlikte basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada bir açıklama yapan Büro Emekçileri Sendikası (BES) Mersin Şube Başkanı Kemal Göçmen, “Emekçiler ancak grevli toplu sözleşmeli sendikal hak mücadelesi ile kazanabilir… Yoksullaşmaya ve ayrımcılığa karşı insanca bir yaşam için gerçek bir toplu sözleşme ve grevli sendika hakkı istiyoruz. 1 Mayıs’tan sonra kamu emekçileri bakımından 2026-2027 Toplu Sözleşme süreci başlamış oldu. Bu hafta iktidarın giderek içini boşalttığı emekçiler açısından mücadele günlerini de içinde barındırmakta. 10-16 Mayıs Engelliler Haftası, 12-18 Mayıs Sosyal Güvenlik Haftası olarak ilan ediliyor. Ancak bu yıl 5510 Sayılı Yasada yapılan değişiklikle engelli emekçilerin kazanılmış hakları budandı, 10 Mayıs hafta sonuna geliyor diye idari izinleri bile kullandırılmadı. Engelli emekçileri “eksik” ya da “idare edilecek” bir grup olarak gören kamu binalarında hala gerekli düzenlemeleri yapmayan sağlamcı politikaları kabul etmiyoruz. Esas engelli olan sistemdir, bizler değiliz. Engeller kader değil, tercihtir ve biz o tercihleri birlikte değiştireceğiz” ifadelerini kullandı.
SOSYAL GÜVENLİĞİN ADI VAR KENDİ YOK
Sosyal güvenliğin ülkenin kanayan yarası olduğunu öne süren Göçmen, “Bir yandan 5510 Sayılı yasa ile emekli aylıkları hızla eriyor, öte yandan 85 Milyon yurttaşa hizmet veren sosyal güvenlik emekçisinin sırtında hala boza pişiriliyor verilen sözler tutulmuyor. Ne 3600 Ek gösterge, ne Sosyal Güvenlik Hizmet Sınıfı-Uzmanlık ne de 666 KHK ile gasbedilen ikramiye, ek ödeme gibi kazanılmış hakları Anayasa Mahkemesi kararının üzerinden 12 Yıl geçmesine rağmen hala verilmiyor. Bunu nedeni banka promosyon anlaşmasına imza atan yandaş sendika ve çalışanının haklarına sahip çıkmayı zül gören SGK Başkanlığı ve bürokratlarıdır. Bu barikatı ancak SGK emekçileri birleşik mücadele ile aşabilir, birlikte aşabiliriz. Biz kamu emekçileri ve emeklileri uzun yıllardır iktidarın uygulamış bulunduğu ekonomik politikalar ve iktidarla uyumlu hareket eden yandaş sendikaların toplu görüşme masalarında, iktidarın ücret politikalarına uyumlu hareket etmeleri nedeniyle derin bir yoksulluğun içine itilmiş durumdayız. Deyim yerindeyse iktidar ve iktidarla birlikte sendika adı altında bir araya gelen bir kliğin emek düşmanı politikalarıyla yoksullukla yıllardır test edilmekteyiz. İktidar uzun yılladır IMF siz milli bir ekonomik model uyguladığını iddia etmiş ve etmeye de devam etmektedir. Ancak gerçekte milli görünümlü IMF politikalarıyla sıkı kemer sıkma programları uygulandığı; bizlerin dahili olmayan ekonomik krizin bedelinin biz emekçilere ve emeklilere ödetildiği bir dönemi yaşamadık mı? Biz kamu emekçileri ve emekliler, asgari ücretliler daha iyi bir hayat standardına mı kavuştuk; bu iktidar döneminde bir elimiz yağda, bir elimiz balda bir hayat mı sürüyoruz. Bu soruların karşılığı tabi ki hayır, aksine her geçen gün daha derin bir yoksulluğa uyanmaya devam ediyoruz” dedi.
“EMEKÇİLERİ ARTIK KANDIRAMAZSINIZ”
“1995 Yılında kurulan emeklilerin sendika hakkı mücadelesi emeklilere, emekçilere karşı kötülüğün örgütlenmiş hali olan mevcut iktidarın yandaş hukuku tarafından kapatılmaktadır. Onlar Emeklileri yok sayarak sendikaları kapatmaktan tereddüt etmediler her seferinde daha güçlü bir şekilde olmaya devam edecekler. Unuttukları bir şey var ki iktidarların sonu vardır, ama emekçiler hep olacak. Daha güçlü olmaya devam edecekler onları görmeyen yok sayan iktidarları tarihin çöplüğüne gönderilene kadar. Sendika haktır engellenemez. Emeklilere sendika hakkı tanınması talebimizdir. İlerlemiş yaşları nedeni ile emeklilerin en çok ihtiyaç duyduğu hizmet sağlık hizmetleridir. Muayene ilaç katkı payları kaldırılmalı sağlık hizmetleri ücretsiz olmalıdır. Memur Emeklilerine 2024 yılında ödenmeyen seyyanen zam derhal ödensin” şeklinde konuşan Göçmen, “Bugün yaşadığımız derin yoksullaşmanın arka planında demokratik değerleri hiçleştiren, hukuku araç sallaştıran tek adam rejiminin ve bu iktidardan beslenen sermaye çetelerinin ekonomik ihtiyacı olduğu, başta biz emekçiler ve emekliler olmak üzere toplumun geniş kesimlerine yapılacak gelir artışlarını sadaka anlayışıyla ele alındığını yaşayarak öğrenmiş durumdayız. Emekçilerin anayasal hakkı olan grevlerin yasaklandığı, hak talepli her türlü eylem ve etkinliğin bastırıldığını; iktidarın daha yakın zamanda iş insanlarına “daha ne istiyorsunuz, haklarını arayan işçilerin grevlerini yasaklıyoruz” dediği bir sürecin biz emekçilere dayatıldığını biliyoruz. Bugünlerde havuz medyasında yoksul emekçi halka sadaka programları reklam edilmektedir. Ev kadınlarına sigorta teşviki, emekçilere kısmi emeklilik, aile yılı bahanesiyle çocuk başına 5000 TL, üç çocuğu olana KPSS siz memuriyet hakkı gibi sansasyonel haberlerin ardı arkası kesilmiyor. Hala sadaka vaatleri kanacak mıyız? Oysaki emekçilerin ve emeklilerin mutfağındaki yangın çok büyük artık dayanacak gücü kalmadı, bıçak kemikte, asılsız vaatlerle, sadaka zamları ile su serperek bu yangını sönmez. Bizler bugün örgütlü bulunduğumuz bütün illerde, kamu emekçilerinin ekonomik kayıplarını, özlük haklarının iyileştirilmesini sağlayacak 8. Toplu görüşme taleplerimizi iş yerlerimizin önlerinde, emekçilerin katılımıyla açıklıyoruz ve sözde sendikal mücadele yürüten bütün sendikaları emekçilerin ortak kazanımları için birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz. Emekçileri artık kandıramazsınız. Emekçiler biliyor. Hak verilmez, insanca bir yaşam istiyorsak, çocuklarımızın geleceğini düşünüyorsak sahte sendika yasası ve masa başı sendikacılığı ile değil grevle, direnişle mücadele ile haklarımızı kazanabiliriz” ifadelerini kullandı.
“TÜM KAMU EMEKÇİLERİNE KİRA YARDIMI YAPILSIN”
Taleplerini de sıralayan Göçmen, “Yoksulluk sınırı üzerinde bir temel ücret istiyoruz. Seyyanen dahil tüm ek ödemelerin emekliliğe yansıtıldığı tam sigorta istiyoruz. 3600 Ek gösterge sözü tutulsun, adil bir ek gösterge sistemi hayata geçirilsin. 5510 sayılı Yasa iptal edilsin. Memurlar arasında 2008 Ekim öncesi/sonrası ayrımı kaldırılsın, insanca yaşanabilecek bir emeklilik sağlansın. Verilen söz tutulsun, mülakat kaldırılsın. Kurumlarda tüm unvanlar için periyodik görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavları açılsın. Kariyer hakkı önündeki engeller kaldırılsın. Sözde Toplu Sözleşme İkramiyesi değil, yılda iki maaş ikramiye verilsin. 666 KHK ile gasp edilen, AYM kararına rağmen ödenmeyen ikramiye, ek ödeme, fazla mesai ücretleri ödensin. Çalışırken oluşan yaşamsal giderler yol, yemek, çay, su kamu tarafından karşılansın. Hane halkının kullandığı tüketim mal ve hizmetlerinde KDV ve ÖTV sıfıra indirilsin. Açlık sınırındaki gelir vergisi kaldırılsın. Yoksulluk sınırındaki ücretlerde gelir vergisi yüzde 10’a indirilsin. 0-6 yaş arası çocuklar için her işyerine kreş ve çocuk bakım odası açılsın. 24 ay ücretli ebeveyn izin hakkı tanınsın. Kamuda ayrımcı uygulamalara karşı Mobbing İzleme Kurulu oluşturulsun. İş yerleri engelli emekçilere göre düzenlensin. Kamuda engeller kaldırılsın. Can güvenliği sağlansın, tüm kamu binalarında deprem testleri yapılsın, depreme dirençli kamu binaları sağlansın. 657 4/B sözleşmeli personelin tayin ve becayiş haklarındaki kısıtlamalar kaldırılsın. Kamuda kadrolu güvenceli çalıştırmak esastır. Tüm sözleşmeli personel kadroya geçirilsin. Rotasyona tabi kurum ve statüler dahil tüm kamu emekçilerinin eş durumu tayinlerinde aile birliği esas alınsın. Tüm büro emekçilerine yaptıkları işin risklerine göre yıpranma tazminatı verilsin. Hizmet binalarında işçi sağlığı ve güvenliği önlemleri alınsın, kurum tabiplikleri açılsın. Kadrolu Özel Güvenlik Personelleri Özel Güvenlik Kanunu kapsamından çıkarılsın, Kamu Güvenlik Memurları Yasası çıkarılsın. 14 Ocak 2023 tarihinde yapılan gelir uzmanlığı sınavında daha önceki sınavlarda yapılan baraj puanının uygulanması ve 75 puan barajını geçemeyen 746 adayında gelir uzmanlığı yardımcılığı kadrosuna atanması. Genç kamu emekçileri mağdur edilmesin, kamu lojmanları yeniden açılsın. Tüm kamu emekçilerine kira yardımı yapılsın” dedi.