Haber Merkezi
CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, Cumhurbaşkanlığı bünyesinde görev yapan personel sayısını, danışman kadrosunu ve bu kişilere ödenen maaşları sordu. CHP’li Kış’ın Meclis’e sunduğu soru önergesinde şu sorular yer aldı: Cumhurbaşkanlığı bünyesinde toplam kaç kişi görev yapmaktadır? Bu kişilerin görev dağılımı nedir? (Danışman, koruma, aşçı, şoför, hizmetli vb.) Cumhurbaşkanlığı’nda görev yapan danışman sayısı kaçtır? Bu personele ne kadar maaş ödenmektedir? Hangi unvanlar altında ödeme yapılmaktadır?” Ancak bu temel ve anayasal bilgi edinme hakkı kapsamında olan sorulara ne TBMM’den ne de CİMER’den tatmin edici bir yanıt verildi.
KAMU KAYNAĞI VAR, KAMU BİLGİSİ YOK!
CİMER’in verdiği resmi yanıtta, personel sayılarına ilişkin verilerin “ayrı bir analiz gerektiren bilgi” olduğu ileri sürülerek kamuoyuna açıklanmayacağı bildirildi. Böylece Cumhurbaşkanlığı’nda kimlerin hangi görevlerde istihdam edildiği yine karanlıkta bırakıldı. Kış, CİMER’in bu yaklaşımına tepki gösterdi: “Bu cevap değil, devlet yönetiminde şeffaflıktan resmen vazgeçildiğinin ilanıdır. Saray artık anayasal denetime kapalı, halktan bilgi kaçıran bir yapı haline gelmiştir. Milletin vergisiyle dönen bir yapıda kimin çalıştığını bile öğrenemiyorsak, ortada ciddi bir yönetim krizi var demektir.” CHP’li Gülcan Kış, “Saray’da kaç kişi çalışıyor?” sorusunun bu ülkede cevapsız bırakılan en pahalı soru olduğuna dikkat çekerek şu sözlerle eleştirisini sürdürdü: “Milletin vergileriyle dönen bir yönetim mekanizmasında, kaç kişinin görev yaptığı, hangi maaşların ödendiği halktan sır gibi saklanıyor. Şeffaflık değil, sır esas alınmış; demokrasi değil, gizlilik işletiliyor. Devlet, organize sanayi bölgelerine ve hallerin girişine zabıta dikerek vergi denetimi kurduğunu söylüyor ama Saray’ın kapısına perde çekiyor. Halkın sofrasına göz diken iktidar, Saray’daki danışmanlar ordusunu koruma altına almış durumda. Milletin cebinden çıkan paranın nereye gittiğini sormak ise neredeyse suç sayılıyor. Oysa biz bu soruları halk adına, halkın hakkını savunmak için sormaya devam edeceğiz. Sarayda kaç kişi çalışıyor sorusu, bu ülkede cevapsız bırakılan en pahalı soru.”
“BU ARTIK DEVLETİN DEĞİL, İKTİDARIN SARAYI”
Kış, CİMER’in yanıtının yalnızca bir veri reddi olmadığını, halkın bilgi alma hakkına yönelik açık bir ihlal olduğunu vurguladı: “Saray’da kimlerin çalıştığını, ne kadar maaş alındığını bilmiyoruz. Bilmiyoruz çünkü bilmemiz istenmiyor. Bu yapı artık devletin değil, bir kişinin, bir iktidarın sarayı haline gelmiş durumda. Meclis’i işlevsizleştiren, Sayıştay denetiminden kaçan, soru önergelerine yanıt vermeyen bir anlayışla karşı karşıyayız.” Kış, sözde şeffaflık vaadiyle kurulan idari yapıların artık tamamen kapalı kapılar ardında işlediğine dikkat çekti: “Devlet dediğimiz yapı, yurttaşın görebildiği, hesap sorabildiği bir organizasyondur. Ama bugünkü tablo yalnızca bilgi saklamayı değil, kamu denetimini de felç etmiş bir sistemin fotoğrafıdır. Bu halk, kendi vergileriyle dönen yapının içinde kimlerin çalıştığını bile öğrenemiyor. Böyle bir yönetimin adı demokrasi olamaz.”
“BİZ BU HAKKIN TAKİPÇİSİYİZ”
Son olarak Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in organize sanayi bölgeleri ve şehir giriş-çıkışlarına kalıcı maliye memurları yerleştirme planını da eleştiren CHP’li Gülcan Kış, şöyle konuştu: “Vergi adaleti diyerek OSB’lerin ve hallerin kapısına zabıta diken bir Maliye Bakanı var. Ama aynı iktidar, Saray’da kaç kişiye maaş ödendiğini açıklamaktan kaçınıyor. Madem şeffaflıktan söz ediyorsunuz, o zaman önce Saray’ın personel tablosunu halkla paylaşın. Halkın vergisiyle dönen bir sistemde, halkın bilgi alma hakkı yok sayılıyorsa, o ülkede yönetim şeffaf değil otoriterdir. Bu milletin vekili olarak soruyorum ve sormaya devam edeceğim: Kaç kişi çalışıyor? Ne kadar maaş alıyorlar? Hangi görevde, hangi yetkiyle bulunuyorlar? Bu sorular yalnızca bizim değil, halkın hakkıdır. Ve biz bu hakkın takipçisi olmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.”