Necdet TAŞ

Kocamaz, torba yasa teklifinin 1. maddesi üzerine yaptığı konuşmada, iktidarın defalarca uyarılmasına rağmen birbirinden farklı konuları birleştirerek kanun yapma ilkeleriyle bağdaşmayan bir anlayışla torba yasa ısrarını sürdürdüğünü söyledi. Teklifte, daha önce Cumhurbaşkanı tarafından imzalanıp yürürlüğe konulan ve Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen kanun hükmünde kararnamelerin bulunduğunu belirtti.

"BEN YAPTIM OLDU MANTIĞI, DEVLET CİDDİYETİYLE BAĞDAŞMAZ"

Teklifin 13 farklı kanun ve bir kanun hükmünde kararnamede düzenleme içerdiğini, 30 maddenin 28'inin Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararları uyarınca yeniden hazırlandığını ifade eden Kocamaz, "Cumhurbaşkanlığı tarafından, Anayasa'ya aykırı olması dikkate alınmadan yayımlanarak yürürlüğe konulan bu tür kararnameleri düzeltmeye çalışmak şu anda Meclis'in en önemli görevlerinden biri haline gelmiştir" dedi. Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin en büyük sakıncasının, Anayasa'ya aykırı olmalarına rağmen Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilinceye kadar uygulanması ve geçerli sayılması olduğunu vurgulayan Kocamaz, "Yani halkımızın tabiriyle tam bir 'Ben yaptım, oldu' mantığı. Yani denilmek isteniyor ki 'Ben yaparım, Anayasa Mahkemesi iptal edene kadar da atı alan Üsküdar'ı zaten geçer.' İşte tüm bu nedenlerle biz İYİ Partililer olarak bir an evvel bu ucube sistemden vazgeçilerek daha önce uygulanan parlamenter sistemin varsa eksiklerinin de giderilmesi şartıyla parlamenter sisteme dönülmesi ısrarımızı sürdürüyoruz. Aksi takdirde, devlet yapboz tahtasına döndürülüyor ki bu durum devlet ciddiyetiyle bağdaşmaz" diye konuştu.

"EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET VAADİ ÇÖKTÜ, KAMUDA ADALETSİZLİK ARTIYOR"

Kocamaz, AKP'nin en büyük vaatlerinden biri olan kamuda eşit işe eşit ücret söyleminin aradan geçen yıllara rağmen çöktüğünü ve kamuda hiçbir konuda eşitlik kalmadığını savundu. Kamu kurumlarında eş değer unvanlar arasındaki özel hizmet tazminatı ve ek ödeme oranlarında büyük bir dengesizlik yaşandığını, bunun kamu çalışanlarının maaşlarında ciddi farklılıklara yol açtığını ve çalışma barışını bozduğunu belirtti. Kamuda eşit işe eşit ücret düzenlemesinin acilen ve adil bir şekilde yeniden ele alınması gerektiğini vurgulayan Kocamaz, iktidarın seçim programlarında yer almasına rağmen 2011 yılında 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yapılan çalışmanın göstermelik olduğunu ve kamuda tam anlamıyla eşit işe eşit ücret konusunda adil bir çözüm sağlanamadığını söyledi. Bakanlıklar ve unvanlar arası maaş adaletsizliğinin her alanda arttığını örneklerle açıkladı. Adalet Bakanlığı'nda çalışan üniversite mezunu 1. derece memurun 44 bin 30 TL, Milli Eğitim Bakanlığı'nda aynı durumdaki memurun 42 bin 328 TL maaş aldığını belirten Kocamaz, kamuda sadece memur kesiminde değil, diğer birçok unvanda çalışan personelde de benzer durum ve haksızlıklar yaşandığını ifade etti. Sosyal güvenlik denetmenlerinin, aynı ve benzer işi yapan unvanlarda özlük hakları ve maaşlar konusunda büyük adaletsizlik yaşadığını dile getiren Kocamaz, merkezi kadroda görev yapan müfettiş, denetçi ve kontrolörlerin ek göstergesi, makam ve görev tazminatları ile özel hizmet tazminatlarının sosyal güvenlik denetmenlerinden çok daha yüksek olduğunu belirtti. Kocamaz, sadece bakan müşavirlerinin istihdam ve özlük haklarına yönelik düzenleme yapmanın yetersiz olduğunu, kamuda aynı unvanlar arasındaki maaş, tazminat ve ek ödeme farklılıklarının ortadan kaldırılması ve ücrette adalet sağlanması gerektiğini vurguladı.