Müteahhit firma ile birlikte uzun ve özenli bir çalışma ile binanın planlarını hazırlamaya başladık; en ince ayrıntılara kadar özenle çalıştık ve öngördüğümüz yapının planını tamamladık.
Hemen yıkıma geçecek ve inşaat için gerekli müracaatları yapacaktık.
Bu noktada anıların sesi yükseldi; geçen zaman içinde bütün güzelliğiyle hatırlanan buluşmalar, arkadaşlıklar, sayısız kutlu yıllar sahipsiz kalmıyor elbet…
Böylece ve son defa Botanik’i Mersinlilerle buluşturmamız ve bir veda günü yapma fikrimiz öne çıktı.
Bir ” İmza Günü “ hazırlığımızı “ Vedâ Günü” olarak da düşünebilirdik.
Kısaca şöyle gelişti olay: Bir süre önce, 95 yaşındaki annemin yıllardır şiir yazdığını öğrenmiştik. Korona günlerinde sıkılaşan aile ortamının bize bir büyük armağanı oldu bu bilgi; annemizle hemen her gün ve her saat yakın olmanın armağanı…
Şiirleri bazı şair dostlarımıza gösterdik, çok değerli; inceliklerle örülü ve dönemi için çok ileri şiirler olduğunu, kitaplaştırılması gerektiğini belirttiler.
Biz de şiirleri kitaplaştırmaya; on yıllar öncesine ait bu duygu yüklü seslenişleri unutulmamak üzere korumaya, yani kitaplaştırmaya karar verdik
Böylece, annemin eskilere ait fotoğraflarıyla zenginleşen, özenle hazırlanıp basılan bir şiir kitabı çıktı ortaya.
Annemin şiir kitabının imza günü, aynı zamanda Botanik’e Vedâ günü olacaktı; iki büyük anlamın iç içe geçtiği, hâtıraların şefkatli canlanışı olacak bir etkinlik yapmaya karar verdik.
Sn. Valimiz, Kaymakamlarımız, Belediye Başkanlarımız, Kurum Müdürlerimiz, STK Başkanlarımızın ve çok sayıda dostumuzun ve Botanik sevdalılarının katıldığı etkinliğimizi, hüzünlü bir şekilde fotoğraflarda eski anıları izleyerek gerçekleştirdik.
Annemiz kitaplarını imzaladı. En azından, sorunsuz bir 30 yıldan sonra bir veda günü ile mutlu hatıralarla bir dönemi bitiriyorduk.
* * *
Ardından hemen Botanik’in yıkım işlemlerine başlayacakken, ülke olarak hepimizi derinden yaralayan deprem felaketi oldu. İnsanlar akın akın deprem bölgelerinden Mersin’e geliyordu. Kalacak yer sıkıntısı başlamıştı.
Bu arada Botanik’i depremzedelere açma fikri doğdu.
Hemen yıkım işlemlerine başlamak üzere olan Müteahhit firmanın, bu fikri onaylaması gerekiyordu.
Anlayış gösterdiler ve önemli bir maddi kayıplarının olmasına rağmen, Mersin’e gelen depremzedeleri misafir etmeyi kabul ettiler; dahası, ellerinden gelen yardımı yapacaklarını belirttiler.
Biz de bu incelikler karşısında, firma konusunda ne kadar doğru bir seçim yaptığımızı gördük.
İnsanlık, yardımlaşma duyguları kazancın önüne geçmişti.
Ülke genelinde gösterilen bu duyarlılığa, bizler de elimizden gelen katkıyı yapmanın insani, vicdani rahatlığını duyduk.
150 depremzede Botanik’e yerleşti.
Göz önünde ve bilindik bir mekândı; ulaşımı ve iletişimi de kolay olduğu için, misafirlerimizin ihtiyaçlarını karşılamakta yoğun bir gönüllü ordusu oluştu.
Yıllarca insanların eğlendiği, mutlu anlarını geçirdiği bu yerin bir gün acılarla dolu insanları ağırlayacağı, onlara bir süre de olsa korunak olacağı kimin aklına gelirdi.
Hayat işte; 30 yıl insanların sevinç dolu sayısız etkinliğinde hizmet veren Botanik’in son günlerinde böyle kutsal bir hizmette bulunacağı kaderde varmış. Hayat ülkemize, insanlarımıza bir daha böyle acılar ve ihtiyaçlar yaşatmasın…