image

Okunma : 24  Tarih : 16.06.2025  E-Mail : labar.faruk.rf@gmail.com

 
Faruk RİFAİOĞLU

BOZUK PARALAR- HAYAT VE SAVAŞ

 ‘’Kişinin önünde ve arkasında Allah’ın emriyle onu kayıt ve koruma altına alan takipçiler vardır. Bir toplum kendisindekini değiştirmedikçe Allah onlarda bulunanı değiştirmez. Allah herhangi bir toplumun başına bir kötülük gelmesini diledi mi, artık onun geri çevrilmesi mümkün değildir. Onların Allah’tan başka yardımcıları da bulunmaz. Ra'd Suresi – 11’’

    Kur’an’ın bu ayetinden anladığım kadarıyla, yöneticiler içinden geldikleri toplumun genel karakterini de yansıtırlar.

     Emin olabilirsiniz ki hemen her yazımda belirttiğim gibi şahıslar arası ilişkiler devletler arası ilişkilere benzerler.

      Devletleri de insanlar gibi sınıflandırabilirsiniz. Yazdıklarımda ciddiyim, şöyle bir düşünün, mesela sorunlu devletler, serseri devletler, fakir devletler, zengin devletler, bilinçli devletler, köklü devletler, zengin ama görgüsüz devletler, onurlu devletler, onursuz devletler, sömüren ve sömürülen devletler… gibi listeyi uzatarak daha birçok sınıflandırmalar yapabilirsiniz çünkü onları oluşturan hükümetler ve bazen vatandaşları yani milletler de bir insan gibidir ve kişiliği veya bünyesi içerisinde bu sıfatları barındıran nice şahıslar olduğu gibi nice devletler vardır.

      Ülkemizi, adâlet ve doğrulukla yoğurarak; vicdanla, güzelliklerle, düşünceyle, insafla, doğrulukla süsleyerek; zekâyla, ilimle, imanla, bilimle geliştirerek, hiçbir zorluğun önünde eğilmeyecek, bükülmeyecek bir hale getirmenin ıstırabını benliğimizde hissedersek inşaallah güzel günlerin devam etmesi ve daha da güzelleşmesi mümkündür

     Erzurum’da Eski Türk Edebiyatı dersin de rahmetli hocamız ‘’Tekâmül Meyli Fıtridir (İnsan gelişmek, mükemmelleşmek üzere yaratılmıştır.)’’ diye söylemişti. İlk anda anlamını kavrayamadığımız bu cümleyi, hocamız ‘’insanoğlu iyilik üzere yaratılmış, güzelliğe, gelişmeğe programlanmıştır, yaratılışı gereği her zaman daha iyiyi arar.’’ Şeklinde de açıklamıştı.

      İnsan kendisini oluşturan mukaddes değerler sistemine uyduğu ve o yolda ilerleyebildiği ölçüde mutludur. Böyle bir ülkede yaşarsak yaşadığımız andan ve mekândan alacağımız lezzet daha da doyurucu olacaktır. Haksızlığa dur diyebilecek, haksızlığa kendi içinde yer vermeyen yanlışa yanlış diyerek onu engelleyen, doğruya doğru şiarını zalimin yüzüne haykırabilen bir ülke de yaşayabilmek insana her daim huzur verebilir.

     Mesela dünyanın en fakir cumhurbaşkanı olarak tarihe girmiş, çok yakın bir zamanda (13 Mayıs 2025) aramızdan ayrılmış ve 2010-2015 yılları arasında Uruguay'ın 40. Başkanı olarak görev yapmış olan Uruguaylı siyasetçi ve çiftçi José Alberto Mujica Cordano’yu hayata bakışını ve yaşam biçimini okuyup anladıktan sonra insanın böyle bir şahsiyete saygısının ve sevgisinin artmaması mümkün değil.

      “Eğer hayatımı bozuk paralar için savaşarak geçireceksem, eğer hayatımı zorlaştıran aşırı büyük bir evim varsa, eğer çok sayıda maddi imkana ihtiyaç duyuyorsam, eğer her yıl araba değiştirmem gerekiyorsa ve bu böyle devam ediyorsa, o zaman tüm vaktimi bunlar için çalışarak geçirmem gerekir. Sonra da çaldırmamak için çalışırım ve böyle sürer gider…Ta ki yaşlı, yorgun ve türlü rahatsızlıklarla dolu biri haline gelene kadar.

       Kanaatkâr olmak, sade yaşamak bu hesaplanmış, bilinçli bir stratejidir. Bana özgür olmak için zaman kazandırır. Hayatımın her saati ki onu maddi meseleleri çözmekle geçiriyorsam, bu saat, beni mutlu eden ve özgürleştiren şeylere ayıramadığım bir saattir.”

José Mujica

       Bu bilge siyaset adamı sadece konuşmamış, aynı zamanda söylediklerini fazlasıyla hayatında uygulamış bir lider. Aylık 12 bin dolar maaşının %90'ını hayır kurumlarına bağışlayan Mujica, dünyanın en fakir başkanı olarak akıllarda yer alırken hafızamda yakın tarihin en onurlu devlet başkanlarından biri olarak yer edecektir.

      Ben José Mujica’nın bu cümlelerini okuduğumda benliğimde hayırlı değişimlerin gerçekleşmesi için, şahsiyetli, kanaatkâr biri olmak, paranın, şöhretin, makamın kölesi olmamak, sade yaşamak için bir defa daha kendimle savaşa devam kararı aldım.

GAZZE- İRAN VE DİĞER KALELER    

       Gazze’den sonra şimdi de İslam Dünyası İran üzerinden esir alınmaya çalışılıyor. İnternet yorumlarında okuduklarıma çok defa üzülür, belirli mihraklar tarafından yönlendirildiğini de bilirim.

        İran’la problemlerimiz olabilir fakat problemler bir öncelik esasına göre halledilmelidir. İsrail’in oluşturduğu problemler ortadan kaldırıldıktan sonra dönüp İran’a yaptığı yanlışlar hatırlatılarak bölge de birlik, beraberlik esasına göre yeniden bir yol haritası çizilebilir.

        Bu konuda ayrı bir makale yazmak gerekir diye düşünüyor sözü burada bitiriyorum.

        Bu arada GEÇMİŞ BAYRAMINIZI EN İÇTEN DİLEKLERİMLE KUTLUYORUM…

       Yine yeni bir yazıda beraber olmak dileğiyle hoşçakalın, mutlu kalın, huzurla ve sağlıcakla kalın.

                                                                                                                                                                                 Faruk RİFAİOĞLU…

 

 

 




 
  YAZARIN ARŞİVİ
 
 
 
  YORUMLAR
 
 
  YORUM YAZIN
 
Adınız Soyadınız :

Yorumunuz :

Güvenlik Kodu : Güvenlik Kodu
Kod :

 


 
  Akdeniz Gazetesi


 
  FLAŞ HABER
 

  BASIN İLAN KURUMU İLANLAR

 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün


  SOSYAL MEDYA
 
 

 


  

 
 
ANASAYFA BİK İLANLAR İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
akdenizgazetesi.net © Copyright 2019-2025 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA