Necdet TAŞ
Mersin’de yaz aylarında artan boğulma vakaları üzerine Mersin Tabip Odası yazılı bir açıklama yaparak yaşanan ölümlerin “önlenebilir” olduğuna dikkat çekti. Haziran 2025’te Silifke’de bir gençlik kampında üç gencin hayatını kaybetmesiyle gündeme gelen boğulma olaylarının ardından farklı ilçelerde de benzer vakaların yaşandığına işaret eden Tabip Odası, yetkililere sorumluluk çağrısı yaptı: “Gençlerimiz göz göre göre hayatını kaybediyor.”
"BU TRAJEDİLER KAZA DEĞİL, POLİTİKALARIN SONUCU"
Mersin Tabip Odası, yaptığı açıklamada, "Yaşamını kaybeden her bir birey, sistemli bir ihmalin, denetimsizliğin ve eşitsizliğin yeni bir kurbanıdır. Bu trajediler birer 'kaza' değil; yeterli koruyucu önlemlerin alınmamasının, yüzme eğitiminin yaygınlaştırılmamasının, güvenli kamusal alanlara erişimdeki adaletsizliğin ve halk sağlığı perspektifinin yok sayılmasının doğrudan sonucudur" ifadelerini kullandı. Her yaz yaşanan bu acıların tekrar etmesinin nedenleri arasında güvensiz kamp ve etkinlik alanları, temel yüzme eğitiminin yaygınlaştırılmaması, serinleme ihtiyacını karşılayacak güvenli kamusal alanların eksikliği, sulama kanalları ve sahillerde yetersiz koruma önlemleri ile sağlığı değil maliyeti önceleyen yönetim anlayışı gösterildi. Bu tablonun, yaşamı değil karı önceleyen kapitalist politikaların doğrudan bir ürünü olduğu ve kamusal hizmetlerin metalaştırılmasının halk sağlığını tehlikeye attığı vurgulandı.
MERSİN TABİP ODASI'NDAN ACİL EYLEM ÇAĞRISI
Boğulmaların önlenebilir ölümler olduğuna dikkat çeken Mersin Tabip Odası, yapılması gerekenleri maddeler halinde sıraladı: Yüzme eğitimi ilkokuldan itibaren ücretsiz ve yaygın hale getirilmelidir. Gençlik kampları ve tatil etkinlikleri uzmanlar tarafından düzenli olarak denetlenmeli, acil müdahale planları oluşturulmalıdır. Sulama kanalları, barajlar ve göletler uyarı levhaları, fiziki engeller ve kamera/izleme sistemleri ile güvenli hale getirilmelidir. Denize kıyısı olan tüm alanlarda cankurtaran ve sağlık ekipleri zorunlu olarak görevlendirilmelidir. Yerel yönetimler ve merkezi idare, yaz aylarına özel halk sağlığı güvenlik planları hazırlamalıdır. Tüm boğulma vakaları şeffaf biçimde raporlanmalı ve kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Açıklamada, "Silifke’de yaşamını yitiren üç gençten sonra dahi yaşanan bu yeni ölümlerden kim sorumludur? Gerekli dersler neden çıkarılmamaktadır? Gençlerimizin ve çocuklarımızın yaşam hakkını korumak için daha kaç ölüm gerekmektedir?" soruları yöneltilerek, bu ölümlerin kader değil, ihmal olduğu ve her ihmalin ardında bir kamu sorumluluğu ile politik bir tercih bulunduğu vurgulandı.