image

Okunma : 28  Tarih : 22.09.2025  E-Mail : dilara.aksoy0@hotmail.com

 
Dilara  Aksoy

İnsan Olabilmek

Bir söz vardır ‘’ Beşer Doğulur İnsan Olunur’’ der.

Peki, beşerle insan arasında ne fark vardır?

Beşer; İnsanın derisi, derinin dış kısmı, görünen yüzü anlamına gelir. Dik duruşu, yürümesi, elini kullanması ve konuşma özelliğiyle bir yaratılış harikası olan beşer, insanın görünen yüzüdür.

İnsan ise Arapça ins kelimesinden türetilmiş insan türünü ifade eder. Oysa insan/insanlık soyut bir kavramdır gözle görünmez, kişinin yapıp ettiği eylemleri değerlendirir, hisseder ve ‘’insanlığını gösterdi, ne iyi bir insan’’ deriz…

Yaratılmış olan her şeyin, canlı cansız tüm varlıkların dünya üzerinde bir yeri vardır. Doğru-yanlış, iyi-kötü gibi bir şeyleri birbirinden ayırt etme yetisi canlılar aleminde sadece insanda vardır. Bu yüzden insan, çevresine herhangi bir zarar vermeden yaşamın devamı için yaşanabilir bir dünya kurma zorunluluğundadır.

Bilgi ve kültür üreterek, medeniyet kurabilen bir varlık olan insanın düşünmesi, özgür iradesi ve aklıyla öteki canlılardan üstün olduğu bir gerçektir. Ancak insan bu üstünlüğünü, var oluş amacını belirleyerek, bilgi sisteminde değerler üreterek ortaya koyması gerekir.

Çünkü aynı zamanda beşer, açgözlülük, kibir, öfke, bencillik, geçici hazlara düşkünlük, cimrilik gibi zaafları olan bir varlıktır. İnsanın kusurlarıyla, arzularıyla, kırılganlığıyla var oluşu, insanlık idealini her zaman gölgede bırakır. Zaaflar “insanlık” kavramını yaralar, açığa çıkmasını engeller. İlginç olan bu yaralar sayesinde insanlık ortaya çıkar, bu tür yaralar bize yardımlaşmayı, fedakarlığı, merhameti hatırlatır.

İşte tam bu noktada irade devreye girer. Değerleri kavrayan bir akla ve istediğini seçme özgürlüğe sahip olan insan sorumluluk ve gayret göstererek yardımlaşma, dayanışma, fedakârlık mı yapacak, yoksa beni ilgilendirmez mi diyecek?

Ülkemiz, son yıllarda hem küresel hem de yerel ölçekte ağır sınavlardan geçiyor. Pandemi süreci, depremler, ekonomik kriz ve göç dalgaları… Bu tablo bireylerin insanlığını gözler önüne seriyor.

Bir yanda cinayetler, dolandırıcılık, farklı kimliklere karşı nefret söylemleri ya da ekonomik sıkıntılar karşısında artan gerginlik. Diğer yanda Kahramanmaraş merkezli depremde, enkaz başında saatlerce umutla bekleyen insanlar, kendi acısını bir kenara bırakıp başkasına nefes olmaya çalışan gönüllüler.

Her birimizin içinde olan, zaafları yüzünden gizlenen soyut bir kavram olan insanlık, işte o anlarda ete kemiğe bürünüyor. Fedakarlığın, yardımlaşmanın, dayanışmanın nasıl hayat kurtardığını hep birlikte görüyoruz.

İnsanlık hem biziz hem bizden fazlasıdır. Sıradan günlerin sıra dışı anlarında saklıdır. Bir yanıyla gündelik hayatta yanı başımızdadır. Diğer yanıyla öyle uzak, öyle erişilmezdir ki, bazen sadece kitaplarda anlatılan hikayelerde yaşadığını zannederiz.

Zaaflarından kurtulan insan yardımlaşma, fedakârlık, merhamet olarak ortaya çıkar ve elinden geldiğince canlı cansız tüm varlıkların yaşayacağı bir dünya inşa etme gayretine girer. Gelecek nesillere medeni bir dünya bırakma çabası ile bu yolda yürüyenler, bu gayreti gösterenler beşer olmaktan çıkar, insanlık alemine adım atar, insan olur.

Ayrıca İnsan “unutan” anlamına da gelir, iyiliği unutan, vefayı unutan, nasibi unutan, kendini unutan...

Unutulmaması gereken ise dünya hayatının geçici olduğu ve ölümün kaçınılmazlığıdır.




 
  YAZARIN ARŞİVİ
 
 
 
  YORUMLAR
 
 
  YORUM YAZIN
 
Adınız Soyadınız :

Yorumunuz :

Güvenlik Kodu : Güvenlik Kodu
Kod :

 


 
  Akdeniz Gazetesi


 
  FLAŞ HABER
 

  BASIN İLAN KURUMU İLANLAR

 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün


  SOSYAL MEDYA
 
 

 


  

 
 
ANASAYFA BİK İLANLAR İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
akdenizgazetesi.net © Copyright 2019-2025 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA