Haber Merkezi 27 Haziran 1998 Ceyhan Depremi’nin 27. Yıldönümü nedeniyle açıklama yapan Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Müzeyyen Şevkin, son 100 yılda 250 binden fazla insanın depremler nedeniyle hayatını kaybettiğine dikkat çekti.
“DOĞA İLE UYUMLU OLMAK GEREKİR”
“Deprem olacakmış olmayacakmış tartışmalarına girmek yerine kaçınılmaz bir doğa olayı olan depremlere karşı yerleşim alanlarının doğru seçimi, güvenli kentleşme, kaliteli malzemeden oluşan zemin-bina tasarımlarının doğru planlandığı, kontrolü doğru yapılmış güvenli yapılar öncelenmelidir” diyen Dr. Şevkin, “Deprem coğrafyasında olan ülkemizde deprem bilincinin diri tutulacağı yaşam boyu eğitim ile vatandaşlarımızın deprem öncesi, deprem sırası ve sonrasında nasıl davranacaklarına ilişkin hazırlıklı olmalarını sağlayacaktır. Unutulmamalı ki; depremler kader değil bir doğa olayıdır ve doğa ile kavga etmek değil onunla uyumlu olmak gerekir” ifadelerini kullandı. 145 vatandaşın hayatını kaybettiği, bin 500 kişinin yaralandığı ve binlerce insanın evsiz kaldığı Ceyhan Depremi’nde hayatını kaybeden vatandaşları saygı ve rahmetle anan Dr. Şevkin, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde iki defa ‘Deprem Araştırma Komisyonu’nda yer aldığını, binlerce sayfalık rapor hazırlandığını ancak iktidarın bu raporları tozlu raflarda bekletmeye devam ettiğini vurguladı.
“DEPREM RAPORLARI NEREDE?”
Ölümlü, yıkımlı depremlere karşın Türkiye’nin sadece depremde yara sarmaya yönelik çaba sarf ettiğini ancak gerekli yasaların çıkarılmadığını, 66 yıllık 7269 sayılı Afet Yasası’nın günümüz koşullarına göre düzenlenmediğini dile getiren Dr. Şevkin, “Meclise iki kez sunduğumuz Fay Yasası, ne yazık ki iktidar kanadında kabul görmedi. Ülkemizde acilen bir deprem planlaması yapılmalıdır. Fay Yasası çıkarılarak aktif fay zonları üzerindeki yapılaşmalara izin verilmemelidir. Afet Yasası günün koşullarına göre düzenlenmelidir. Tozlu raflara terk edilen deprem raporları meclis genel kuruluna getirilerek gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. 100 milyar lirayı aşan deprem vergisi amacına uygun kullanılmalıdır” diye konuştu. Dr. Müzeyyen Şevkin, “Türkiye’de 1939 Erzincan depreminden bu yana Varto, Muradiye, Ceyhan, Gölcük, Düzce, Van, Elazığ, İzmir ve Kahramanmaraş merkezli depremlerden dolayı 250 binden fazla insanın yaşamını yitirdiğini hatırlattı. Dr. Şevkin, “Son 100 yılda milyonlarca insanımız çeşitli uzuvlarını kaybetti, engelli ve evsiz barksız kaldı” dedi.
“DAHA ÇOK İNSANIMIZ HAYATINI KAYBEDEBİLİR”
Depremin olup olmayacağına yönelik tartışmalara girmenin bir anlam ifade etmediğini kaydeden Dr. Şevkin, şunları söyledi: “Deprem olacak mı olmayacak mı tartışmasına girmenin anlamı yok. Mühendislik disiplinlerinin birlikte çalışması, zemin-yapı uyumuna göre hareket edilmesi artık kaçınılmaz bir gerçektir. Güvenli yapı tesis etmezseniz, önlenemeyen ve zamanı asla bilinemeyen bir doğa olayı olan depremlerde daha çok insanımız hayatını kaybedecek. Belki bizler de bu kurbanların içerisinde yer alacağız. Çok geç kalınsa da içimde bir umut taşıyorum ve depremlerin afete dönüşmemesi için, insanların beton yığınlarının altında kalmaması için bir kez daha buradan haykırıyorum; Depreme karşı önlem alalım, önlem alalım, önlem alalım… Depremlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı saygı ve rahmetle anıyorum.”