Adem GÜNEŞ
Basın Yayın İletişim ve Posta Emekçileri Sendikası (Haber-Sen) 8 Nolu Şube üyeleri, TRT, PTT, RTÜK ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı başta olmak üzere tüm kamu kurumlarında çalışan üyelerinin taleplerini, yaklaşan 8. Dönem (2026-2027) Toplu İş Sözleşmesi süreci öncesinde Mersin Üniversitesi Yenişehir Kampüsü bitiğinde bulunan PTT önünde gerçekleştirdiği basın açıklamasıyla kamuoyu ile paylaştı. Sendika üyelerinin taleplerini içeren bir açıklama yapan Haber-Sen 8 Nolu Şube Başkanı Musa Özdemir, “Bugüne kadar yapılan yedi toplu sözleşme görüşmesinde, sendika fark etmeksizin kamu emekçileri ve emekliler daima kaybeden taraf olmuştur. Çalışanlar yoksulluk sınırının, emekliler ise açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm edilmiştir. Bu adaletsiz düzenin kazananları bellidir: Kamu kaynaklarını hoyratça kullananlar, ihale oyunlarıyla zenginleşenler, faizden ve ranttan beslenenler, teşvik ve vergi affıyla ödüllendirilen sermaye çevreleri… Kısacası yalnızca “mutlu bir azınlık” bu düzenden memnundur. Her iki yılda bir kurulan toplu sözleşme masası, hakkımızı aradığımız bir zemin değil; iktidar ile yetkili sendikanın sahnelediği bir orta oyununa dönüşmüştür. TÜİK’in inandırıcılıktan uzak “sanal enflasyon” verilerine göre yapılan göstermelik pazarlıklar, Hakem Heyeti eliyle iktidar lehine sonuçlandırılmıştır” ifadelerini kullandı.
“GREVLİ TOPLU SÖZLEŞME HAKKI İSTİYORUZ”
“Biz Haber-Sen olarak bu oyunu yıllardır teşhir ediyoruz ve buradan açıkça ilan ediyoruz: Yoksulluk ve sefalet düzenine dur diyoruz. Haklarımız, taleplerimiz ve geleceğimiz için mücadele ediyoruz. Satış sözleşmesi değil, grevli toplu sözleşme hakkı istiyoruz” diyen Özdemir, “Bu taleplerimizi yalnızca kendi adımıza değil, milyonlarca kamu emekçisi adına dile getiriyoruz. Bugün kamu kaynakları; güvenlik harcamalarına, mega rant projelerine ve talan ekonomisine akıtılırken; emekçilere reva görülen yalnızca daha fazla yoksulluk, güvencesizlik ve umutsuzluk olmuştur. “Tarihi kazanım” diye sunulanlar, kamu emekçileri için aslında tarihi bir hezimettir. Son 14 yılda ne insanca yaşanacak bir ücret ne de temel haklar konusunda gerçek bir ilerleme sağlanmıştır. Aksine, sosyal ve ekonomik haklarımız adım adım geri götürülmüştür. Konfederasyonumuz KESK, Çalışma Bakanlığı önünde kamu emekçilerinin taleplerini kamuoyuna duyurmuştur. Biz de Haber-Sen olarak, bu mücadele hattında özellikle şu talepleri öne çıkarıyoruz: En düşük kamu emekçisi maaşı yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalı. Ek ödemeler emekliliğe yansıtılmalı. Gişe personeline, aylık ücretlerine ilave olarak, asgari ücretin yüzde 15’i kadar gişe tazminatı ödenmesi. Uzun yıllardır yapılmayan skala ayarlamasının, tüm personeli kapsayacak şekilde yapılmasının sağlanması. Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği sınavlarının düzenli periyotlarda yapılması ve her çalışana kendi statüsünde yükselme olanağının verilmesi. Lisans mezunu dağıtıcıların Gişe/Büro kadrosuna sınavsız geçişlerinin sağlanması. Tüm kamu emekçilerine 3600 ek gösterge verilmelidir” şeklinde konuştu.
“MÜCADELEMİZİ KARARLILIKLA SÜRDÜRECEĞİZ”
İzin günleri hesaplanırken hafta sonları ve resmi tatillerin düşülmemesi gerektiğinin altını çizen Özdemir, “8 Mart Dünya Kadınlarının Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü resmi tatil yapılsın. İdari hizmet sözleşmelilere yeşil pasaport hakkı verilmelidir. Seyyanen verilen ödemeler temel ücrete dâhil edilmelidir. Gelir vergisi oranı yüzde 10’da sabitlenmeli, vergi adaleti sağlanmalıdır. 5510 sayılı yasa sonrası işe başlayanlar için adil emeklilik sistemi getirilmelidir. KHK ile ihraç edilen tüm kamu emekçileri görevlerine iade edilmelidir. Yetkili sendika yıllardır “kazanım” adı altında içi boş vaatler sunarken, kurumlarımızda süregelen gerçek sorunlar çözülmemiştir. Promosyon görüşmelerinde bile şeffaflığı reddeden bu yapıdan, TİS masasında emek lehine bir kazanım beklemek hayalciliktir. buradan promosyon görüşmelerine katılan yapılara sesleniyorum PTT emekçilerinin alın terini kimseye peşkeş çekmeyin. Biz Haber-Sen olarak; tüm kamu emekçilerinin insanca yaşayacağı bir ücret, adil çalışma koşulları ve güvenceli bir gelecek için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Kapı kulu değil, kamu emekçisiyiz. İnsanca yaşamaya yetecek ücret, güvenceli iş ve onurlu çalışma koşulları istiyoruz. Bu adaletsiz düzene karşı susmayacağız” diye konuştu.