Necdet TAŞ
Çağdaş Hukukçular Derneği, Sivil Toplum Kuruluşları ve Filistin Dayanışma Platformu’nun İsrail’e ait çeliği taşıdığı iddiasıyla tepki gösterdiği Vela gemisi Mersin Limanı’ndan ayrıldı. Gemi limandan ayrılmadan önce Mersin Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri Liman A Kapısı önünde eylemdeydi. Burada bir açıklama yapan Mersin Emek ve Demokrasi Platformu açıklama yapan Dönem Sözcüsü ve Eğitim-Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, “Ortadoğu’da yıllardır süregelen sömürgeci işgalin adı olan İsrail, bugün bir kez daha tüm insanlık vicdanını karşısına alarak bir savaş suçuna daha imza atmıştır. Gazze’ye insani yardım götüren ve içinde sadece gönüllü yardım çalışanlarının bulunduğu Madleen gemisi, İsrail tarafından uluslararası sularda hukuksuzca saldırıya uğramış, gemide bulunan insanlar alıkonulmuş, kaçırılmış ve tutuklanmıştır. Bu saldırı, sadece yardım gönüllülerine değil, insan haklarına, uluslararası hukuka ve vicdana yapılmış açık bir darbedir” dedi.
“İSRAİL’E YÜK TAŞIYAN GEMİNİN MERSİN LİMANINA GELMESİ KABUL EDİLEMEZ”
İsrail’e askeri malzeme taşıyan geminin Mersin Limanı’na giremeyeceğini kaydeden Sümbül, “Madleen Gemisine yönelik saldırı, uluslararası hukukun ve insanlığın ayaklar altına alınmasıdır. İsrail, yıllardır sürdürdüğü işgal, abluka ve katliam politikalarını artık her türlü sınırın ötesine taşıyarak, yardıma koşan sivil insanların hayatlarını da hedef almaktadır. Madleen gemisine yapılan bu saldırı, tıpkı Mavi Marmara’da olduğu gibi, İsrail'in hukuk tanımazlığını ve pervasızlığını bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bugün Gazze’de çocuklar açlıktan ölürken, hastaneler bombalanırken, dünyanın dört bir yanından vicdan sahibi insanlar yardıma koşmaktadır. İsrail ise bu yardımı engelleyerek suça suç eklemektedir. Ancak bizlerin yüreğini asıl yaralayan şey, bu saldırının hemen ardından ortaya çıkan başka bir utanç vesikasıdır: İsrail’e askeri malzeme taşıyan bir geminin Türkiye’de, Mersin Limanı’na yanaşacağı yönündeki haberler doğrudur. Bu bilgi sadece acı verici değil, aynı zamanda kabul edilemez, affedilemez bir durumdur! Gazze’de her gün yüzlerce insan bombalarla yok edilirken, Türkiye topraklarının bu saldırıları besleyecek lojistik bir merkez hâline getirilmesi, halkın iradesine, vicdanına ve tarihine açık bir ihanettir” ifadelerini kullandı.
“BU GEMİDE SADECE YÜK DEĞİL, KAN VAR!”
İsrail’in savaş makinelerine yakıt taşıyanların, Filistinli çocukların kanına ortak olduğunu ifade eden Sümbül, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Mersin Limanı'na yanaşacak bu gemi, Gazze’de her gün bombalanan evlerin, hastanelerin, okulların bir parçasını getiriyor. Adına “ticaret” dedikleri şey, bugün bir halkın yok oluşuna hizmet ediyor. Sorarız: İsrail’in katliamlarına ortak mı olacağız? Sivil yardımları engelleyen, yardım gemilerine saldıran bir devletin savaş makinesine malzeme mi taşıyacağız? “One minute” diyenlerin bugünlerde sesi neden bu kadar kısık? Bugün susanlar, yarın bu suçların ortağı olarak anılacak. Mersin Limanı’ndan yükselen her vicdanlı ses, yalnızca bir protesto değil; insanlığın, adaletin ve kardeşliğin haykırışıdır. Bizler, bu limanın halkıyız. Bu ülkenin onurlu yurttaşlarıyız. Hiçbir limanımızın, İsrail’in kanlı savaş düzenine hizmet etmesine izin vermeyeceğiz. Taleplerimiz nettir; İsrail’e gidecek hiçbir askeri malzeme Türkiye limanlarından taşınmamalıdır. Madleen gemisine saldırı uluslararası platformlara taşınmalı, İsrail hesap vermelidir. Gemiye el koyan ve sivilleri tutuklayan İsrail hakkında suç duyurusunda bulunulmalı, yardım gönüllüleri derhal serbest bırakılmalıdır. Hükûmet, halkın vicdanını ve hukuku esas almalı; İsrail’le her türlü askeri ve ticari iş birliğini derhal kesmelidir. Bugün burada bir çağrıda bulunuyoruz; Tüm sendikaları, sivil toplum örgütlerini, vicdan sahibi herkesi ayağa kalkmaya davet ediyoruz. Madleen gemisindeki kardeşlerimiz yalnız değildir. Gazze halkı yalnız değildir. Biz de susarsak, insanlık kaybeder. Yaşasın halkların kardeşliği. Yaşasın adalet. Kahrolsun işgal, kahrolsun zulüm.”