Necdet TAŞ
Barselona’dan yola çıkan ve İsrail Askeri Endüstrileri’ne çelik taşıdığı öne sürülen Liberya bayraklı VELA gemisi, Mersin Limanı’na ulaştı. Filistin Dayanışma Platformu ve çeşitli sivil toplum kuruluşları protesto düzenlerken, BM Özel Raportörü ve hukukçular soruşturma çağrısı yaptı. 4 Haziran tarihinde İspanya’nın Barselona kentinde yükleme yapılan ve İsrail Askeri Endüstrileri’ne (IMI) çelik teslimatı yapmak üzere İsrail'deki Hayfa Limanı’na gitmesi planlanan Liberya bayraklı VELA isimli gemi Mersin Limanı’na demirledi. VELA gemisinin sahibi Yunanistan merkezli Holler Shipping, işletmecisi ise yine Yunanistan merkezli Costamare Shipping VELA gemisi İsrail’e mühimmat taşıdığı gerekçesiyle Avustralya’da da liman işçileri tarafından protesto edildi. İşçiler Costamare'nin işlettiği VELA’ya İsrail merkezli ZIM Lines'ın konteynerlerini yüklemeyi reddetti. Geminin Mersin Limanına gelmesine tepki gösteren Mersin Filistin Dayanışma Platformu, Mersin Limanı A Kapısı önünde ‘Madleen’e özgürlük Vela’ya ambargo’ konulu basın açıklaması yaptı. "Katil ABD soykırımcı İsrail'e karşı küresel intifada" pankartı taşıyan kitle "Katil İsrail, işbirlikçi ABD, Mersin'den Gazze'ye binler selam, Siyonist İsrail Filistin'den defol" sloganları attı.
ERİM; “İSRAİL’E MAL GÖTÜREN GEMİLER LİMANLARIMIZA ALINMASIN”
Burada bir açıklama yapan Mustafa Erim, İsrail'deki soykırıma dur demek için, dünyanın dikkatini çekmek için Avrupa'nın değişik ülkelerinden 12 cesur yürekli insanın Madleen Gemisiyle Gazze'ye gitmek üzere yola çıktıklarından dolayı İsrail'in hem gemiye el koyması hem de aktivistleri gözaltına almasını telin etmek için buradayız. Mersin bu anlamda İsrail'le ilgili ticari ilişkilerin devam etmemesi için limanlarımızdan İsrail'e gidecek gemilerin limanlarımıza girmemesi için buradaki arkadaşlarla birlikte Türkiye'ye ve dünyaya sesleniyoruz. Öncelikle şunu belirteyim. Türkiye Cumhuriyeti'nin İsrail'le ticareti kesilmesini, İsrail'in ticareti kesilmesinden dolayı hükümetimizi takdirle karşılıyoruz. Ancak limanlarımızdan transit dahi olsa İsrail'e mal götüren ticari gemilerin limanlarımıza alınmamasını talep ediyoruz. Şu anda bunu protesto etmek için buradayız. Filistin Dayanışma Grubu olarak hem İsrail'e yardım götüren genç aktivistlere ve Madleen gemisine özgürlük için bir basın bildirisi yapacağız” ifadelerini kullandı.
POYRAZ: “SOYKIRIMCI İSRAİL’İN BU SALDIRISINI LANETLİYORUZ”
Platform adına açıklama yapan Mersin İlim Yayma Cemiyeti Başkanı Tahsin Boyraz ise, “Siyonist katillerin Filistin'de 10 yılları bulan katliamı, son aylarda artık soykırıma dönüşmüştür. Filistin’de çocuk, kadın, sivil demeden işlenen bu cinayetler bütün dünyada vicdanları kanatmıştır. Gazze'de bir yudum suya muhtaç insanlara destek olmak, yardım götürmek amacıyla önce Mavi Marmara Gemisi, şimdi de birçok milletten bir araya gelen 12 aktiviste yapılan azgın ve arsız İsrail saldırısı gösteriyor ki; İsrail bir devlet değildir. İsrail kandan beslenen bir terör örgütüdür. Ve bu Siyonist katiller dünya insanlığının baş belasıdır. Nitekim dünyanın dört bir yanında bu vahşet tepkiyle karşılanmış, insani duyguyla vicdanlar harekete geçmiştir. İşte Madleen Gemisi de Gazze’ye yardım götürmeye çalışırken İsrail haydutlarının saldırganlığı ile karşılaşmıştır. Soykırımcı İsrail’in bu saldırısını lanetliyoruz. İnsanlığın vicdanını temsil eden aktivistler derhal serbest bırakılmalıdır. İsrail'in uluslararası sularda Madleen Gemisine saldırısı, insanlığa karşı işlenmiş suçların yanı sıra deniz haydutluğuna da giren bir barbarlıktır. Dünya, bugün İsrail'e yaptırım uygulamaz ise ne deniz seyahatindeki özgürlük ne de deniz ticareti güvenliği kalır. Buradan tüm dünyaya sesleniyoruz; böylesine soykırım işleyen haydut İsrail'e karşı uluslararası mevzuat yeniden düzenlenmelidir” şeklinde konuştu.
“SOYKIRIMCI İSRAİL HAYDUTLARI BİR DEVLET GİBİ GÖRÜLMEMELİDİR”
Soykırımcı İsrail haydutlarının bir devlet gibi görülmemesi gerektiğini ifade eden Poyraz, “Uluslararası ticari mevzuatın dışında tutulmalıdır. Başta ülkemiz olmak üzere tüm dünya ülkelerinin limanlarından, karasularından ve ticari hayatından uzak tutulmalıdır. Nitekim Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz İsrail ile ticaretin kesilmesi kararıyla, aziz milletimizin vicdanına tercüman olmuştur. Ancak Siyonist destekçisi taşıma firmalarının uluslararası deniz hukukunu istismar ederek, Katil İsrail için Avrupa'dan yük alıp, Türkiye üzerinden transit geçişleri de vicdanlarımızı yaralamaktadır. Limanlarımızın bu türden kullanımına engel olunmasını istiyoruz. İsrail’e yük taşıyan böyle gemiler; değil limanlarımızdan, karasularımızdan dahi geçememelidir. Bugün Mersin'de bulunan Vela Gemisinin de bu alçak katil Siyonistlere malzeme taşıdığı ile ilgili haberler üzerine Mersin Filistin Dayanışma Platformu olarak yetkililere bu durumdan rahatsızlığımızı gösterdik. Dezenformasyonla Mücadele Merkezi tarafından yapılan açıklamada: “Gemide çelik veya askeri amaçlı kullanılabilecek herhangi bir malzemenin yer almadığı” bilgisi ve Türkiye’nin gümrük sistemi, İsrail ile ilgili her türlü dış ticaret işlemlerine kapatılmıştır.” Açıklamasıyla kamuoyumuz bilgilendirilmiştir. Bu açıklamayı ve devletimizin İsrail soykırımına karşı ilkeli duruşunu değerli buluyoruz. Ancak gelinen aşamada, uluslararası yükümlülükler ve Türk Ceza Hukuku çerçevesinde söz konusu Vela Gemisinin işlenen insanlık suçuna destek yönüyle dikkatlice araştırılıp, işlem görmesini yetkililerden bekliyoruz. Bilgi kirliliği ile toplum vicdanının yanıltılmaması için; Vela Gemisinin Mersin Limanını derhal terk etmesini, ayrıca soykırımcı İsrail Limanına mal taşıyan bu türden gemilerin didik didik aranıp yasal süreç işletilmesini de yetkililerden talep ediyoruz. Son söz: Mersin’de faaliyet gösteren Sivil Toplum Kuruluşları olarak kamu vicdanı adına diyoruz ki; Katil İsrail’e yük taşıyan gemileri limanlarımızda istemiyoruz” dedi.
“GEMİNİN İSRAİL’E GİDİŞİNİ ENGELLEYİN”
Öte yandan Birleşmiş Milletler’in (BM) işgal altındaki Filistin Toprakları Özel Rapörtörü Francesca Albanese, İsrail ordusuna çelik taşıdığı öne sürülen ve Mersin'e demirleyen Vela gemisiyle ilgili Ankara'ya çağrı yaptı. Albanese, paylaşımında geminin soruşturulmasını ve iddialar doğruysa İsrail'e gidişinin engellenmesini istedi. Birleşmiş Milletler'in işgal altındaki Filistin topraklarından sorumlu Özel Raportörü Francesca Albanese, sosyal medya hesabından Gazze'deki ablukayı kırmayı hedefleyen bir grup aktivisti taşıyan Madleen teknesiyle ilgili bir paylaşım yaptı. Albanese paylaşımında İsrail ordusuna çelik taşıdığı öne sürülen ve Türkiye'de Mersin limanına demirleyen Vela isimli gemiyle ilgili de Ankara'ya çağrı yaptı. Paylaşımında Vela gemisinin, Türk makamları tarafından incelenerek İsrail'e ulaşmasının engellenmesini isteyen Albanese şu ifadeleri kullandı: "Dün gece İsrail, Madleen adlı gemiye el koyarak, Gazze’de açlığa mahkûm edilen Filistinlilere bebek maması götüren sivilleri kaçırdı. Bu olay, İsrail’in Gazze’yi yok etmeye yönelik süregelen saldırılarının bir parçası olarak gerçekleşti. Bugün The Ditch tarafından sağlanan bilgilere göre, şu anda Türkiye’de demirleyen #VELA gemisi, bir soykırımın ortasında İsrail Askeri Sanayii (IMI) için çelik taşıyor. Abluka, yardımların kriminalize edilmesi ve diğer ihlaller dahil İsrail’in suçlarını durdurmak ve karşı çıkmak için, devletlerin ticari, diplomatik, akademik vb. tüm alanlardaki işbirliğine son verme yönündeki yasal yükümlülüklerine uymaları her zamankinden daha acil bir hale gelmiştir. Türk makamlarını, bu gemiyi ve yasa dışı yükünü soruşturmaya ve eğer doğrulanırsa İsrail’e ulaşmasını engellemeye çağırıyorum. Birlikte başarabiliriz.”
ÇHD: “İSRAİL'E ÇELİK TAŞIYAN VELA GEMİSİNE MERSİN'DE EL KONULMALI”
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul ve Mersin Şubeleri de, İsrail soykırımına çelik taşıyan 'VELA' adlı gemi için başsavcılığa şikayet dilekçesi sundu. ÇHD, yaptığı yazılı açıklamada, “15 konteyner çelikle Mersin Limanı’na gelen VELA gemisi ve taşıdığı yüke el konulmalıdır” dedi. Gemi yaklaşık 16 saattir Mersin Limanı'nda bulunuyor. ÇHD’nin "Siyonist soykırıma iştirak ve lojistik destek suçunu işleyenler hakkında suç duyurusunda bulunduk" başlıklı açıklaması şöyle: "Uluslararası gemi takip verilerine göre, 4 Haziran 2025’te Barselona’dan hareket eden VELA adlı yük gemisi, 9 Haziran 2025’te Mersin Limanı’na ulaşmak üzere Türkiye karasularına girmiştir. Gemi, siyonist İsrail’in savaş makinesi IMI Systems’e teslim edilmek üzere, soykırımda kullanılacak silahların üretimine hizmet eden 15 konteyner çelik çubuk taşımaktadır. IMI Systems, tank mermileri, roketler ve İHA’lar üreterek siyonist ordunun Gazze’deki katliamlarını mümkün kılmaktadır. Bu sevkiyat, Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD) 26 Ocak ve 28 Mart 2024 kararlarında soykırım olarak nitelenen eylemlere doğrudan katkı sağlamaktadır. Filistin halkına karşı 20 ayı aşkın süredir devam eden siyonist saldırılar, TCK Madde 76 (Soykırım), Madde 77 (İnsanlığa Karşı Suçlar) ve Cenevre Konvansiyonları’nı ihlal etmektedir. 50 binden fazla Filistinlinin katledilmesi, 113 binin yaralanması, insani yardımın engellenmesi ve altyapının yok edilmesi, açıkça soykırım suçu anlamına gelmektedir. UAD’nin 26 Ocak ve 28 Mart 2024 kararları, İsrail’in sivil nüfusu ortadan kaldırma emrini; Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ise 21 Kasım 2024’te Netanyahu ve Gallant hakkında tutuklama emri çıkararak suçların işlendiğini tescillemiştir. Türkiye, 1948 Soykırım Sözleşmesi ve TCK Madde 13 uyarınca yükümlülüklerini yerine getirmekle, soykırıma iştirak eden kişi ve şirketleri engellemekle yükümlüdür. VELA gemisi, MAERSK, ZIM ve diğer askeri malzeme taşıyan gemiler, siyonist soykırıma lojistik destek sağlamakta; taşıyıcı firmalar, yöneticileri ve sevkiyata izin veren kamu görevlileri bu suçlara iştirak etmektedir. TCK Madde 8 ve 13 uyarınca, bu kişiler ve kurumlar soykırım, insanlığa karşı suç ve savaş suçlarına iştirakten sorumludur. Türkiye karasularını ve limanlarını kullanarak soykırım lojistiği yapanlar, uluslararası hukuka ve insanlığın vicdanına karşı suç işlemektedir. Bu kapsamda Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi ile beraber; 1- TCK madde 8 ve 13 uyarınca, VELA gemisi, MAERSK, ZIM ve diğer ilgili gemilerin taşıyıcı firmaları, yöneticileri ve sevkiyata izin veren kamu görevlileri hakkında soykırım, insanlığa karşı suç ve savaş suçlarına iştirak suçlarından ivedilikle soruşturma başlatılması, şüpheliler hakkında kamu davası açılması, 2- TCK Madde 54 uyarınca, VELA, MAERSK, ZIM ve diğer askeri malzeme taşıyan gemilere el konulması, suç aleti niteliğindeki yükleri müsadere edilmesi, 3- Türkiye karasuları ve limanları, siyonist soykırıma malzeme taşıyan gemilere kapatılması, UAD kararlarına uyum sağlanması talepleriyle suç duyurusunda bulunmuştur. Filistin halkının soykırıma karşı direnişi, ezilen halkların emperyalizme ve siyonizme karşı ortak mücadelesinin ön saflarında yer almaktadır. Türkiye, evrensel yargı yetkisini kullanarak, siyonist suç şebekesinin lojistik zincirini kırmalı, suç faillerini yargılamalıdır. Çağdaş Hukukçular Derneği, Filistin halkıyla dayanışma içinde, bu soykırımın hesabını sormak için hukuki mücadelesini kararlılıkla sürdürecektir.”