Necdet TAŞ
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Mut ilçesinde çiftçilere yapılan makine ekipman ve sulama borusu desteği törenine katıldı. Törene, Mut Belediye Başkanı Murat Orhan da katıldı. Törende 14 adet hamur yoğurma makinesi, 4 adet erik boylama makinesi, 3 adet üzüm sıkma, 1 adet badem soyma, 1 adet ceviz soyma, 1 adet fıstık soyma, 1 adet nar taneleme, 1 adet zeytin boylama, 1 adet tohum eleme makinesi üreticilere teslim edildi. Törende konuşan Seçer, “Belediye olarak üretiminize katkı sunmanın huzurunu yaşıyoruz. Bu desteklerin kaynakları sizin elde ettiğiniz kazançlardan, direkt ya da dolayı ödediğiniz vergilerden belediyemize gelen payla sağlanıyor. Yani sizin paranızla size alet, ekipman desteği yapıyoruz. Bunun böyle bilinmesini istiyorum. Bunu çok sık vurgulayacağım. Şu siyasilerin, yaptıkları hizmeti, kendi kesesinden yapıyormuş gibi anlatmalarını kabullenemiyorum. Öfkeleniyorum. Yahu bu millet çalışıyor. Bu millet gecesini gündüzüne katıyor. Mazot alıyor vergi ödüyor, su içiyor vergi ödüyor, elektrik yakıyor vergi ödüyor, TRT’ye para ödüyor, ödemediği bir şey yok ki milletin. İşte onların kaynakları. Bizim görevimiz bunu doğru bir şekilde size aktarmak. Bunun sorumluluğu çok büyük. Her şeyle gelin ama kul hakkıyla gelmeyin demiş yüce yaradan. Bu sorumlulukla yapıyoruz işimizi. Bu yıl dağıtacağımız sulama borularıyla beraber 464 kilometrelik sulama borusu dağıtımı yapmış olacağız. Mersin’den TBMM’ye kadar uzanacak sulama borusu desteğini bu belediye Mersinlilere vermiş” dedi.
“BİZ SİZE DESTEK OLALIM, SİZ EKONOMİMİZE KATKI SUNUN”
İlçelerin ürün desenlerine göre destekleme yaptıklarını, başta kadınlara ve küçük aile işletmelerine destek verdiklerinin altını çizen Başkan Seçer, “Biz size destek olalım, siz ekonomimize katkı sunun. Mut büyüsün. Tarsus büyüsün, Anamur büyüsün, Mersin büyüsün. Türkiye büyüsün. Türkiye dünyada üretimiyle, ekonomisiyle, gücüyle, eğitimli insan gücüyle rekabet eder bir ülke olsun. Hamasetle değil. Kavgayla değil. Çalmayla çırpmayla değil. Çalışarak, üreterek. Atatürk’ün dediği gibi, hayatta en hakiki mürşit ilimdir. İlimin peşinden giderek dünyayla rekabet edelim. Biz bunu istiyoruz. CHP’li belediyeler olarak tarımı önemsiyoruz. İktidara geldiğimizde de önemseyeceğiz. Geçtiğimiz dönemde Mersin’de siyaset biraz gergin geçti. Geçen döneme göre aritmetik terse dönünce asayiş berkemal oldu çok şükür. Meclis kavgalarını hatırlıyorsunuz değil mi? Şimdi böyle bir şey yok. Ben parmak sayısına göre demokrasiyi reddederim. Çoğunluk demokrasisi olmaz. Benim mecliste çoğunluğum var benim dediğim olur. Bu demokrasi değil. Bu demokrasiyi kullanarak tek adamlık demektir. Benim dediğim olur. Ben belediye başkanıyım, çoğunluğum var, ama ben diyorum ki, burada kararların önemli olan oybirliğiyle çıksın. Yani Cumhur İttifakı azınlık mı? Onları da ikna edelim, onların da rızasını alalım. Kavgayla kim başarılı olmuş? Bakın biz dönüp bakmıyoruz. Yollarla ilgili eskiden kavga oluyordu. Şimdi Büyükşehir Belediyesi yaptı, ilçe belediyesi yaptı. İmece yaptı, en güzeli bu. İlçe belediyesi ile Büyükşehir Belediyesi iş birliği yapıyor demek tansiyonu düşürür. Biz bunu istiyoruz. Vatandaşımız şunu bilsin, partilerimiz sandıkta yarışıyor, hizmette yarışıyor. Ama mesele vatandaşımızın mağduriyetini bitirmekse bir araya geliriz. Biz bunu hissettirmeye çalışıyoruz. Sizlerin huzur, barış, mutluluk, kardeşlik içinde yaşaması için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz” ifadelerini kullandı.
“MERSİNLİLER EN BÜYÜK SORUN OLARAK PAHALLILIĞI GÖRÜYOR”
Yapılan bir kamuoyu araştırmasına göre Mersin’de her 100 kişiden 65’inin en büyük sorun olarak hayat pahalılığını gördüğüne dikkat çeken Başkan Seçer, “Ekonomi, geçim sıkıntısı gündemimiz. Gündemimiz bu olmalı. Biz sosyal politikalara ayırdığımız bütçeyi yüzde 80 artırdık. Geçen yıl 830 milyon lira sosyal destek yapmıştık. Bu yıl 1.5 milyar liraya çıkardık. Neden? Bugün ülkenin gerçek gündemi ekonomik sıkıntı. Yolunuzu yapacağız, suyunuzu getireceğiz, her türlü güzel projeleri de hayata geçireceğiz. Ama vatandaşımız acı çekiyorsa, karnı açsa bizim önceliğimiz önce onun acısını dindirmek, karnını doyurmak. Biz böyle düşünüyoruz. Mersinliler, Türkiye’nin en büyük sorunu olarak ikinci sırada da adaleti görüyor. Devletin dini adalettir. Devlet her vatandaşına adaletli olacak. Bir hukuk sistemi olacak. Düşman hukuku olmayacak. Hepimiz kendimizi güvende hissedeceğiz. Diyeceğiz ki bağımsız, tarafsız mahkemeler var. Hiçbirimizin suç işleme özgürlüğü yoktur. Ama bir belediye başkanı da şunu bilmeli. Siz sandıkta yenemediğiniz siyasetçiyi adaletsiz davranarak yok edemezsiniz. Belediye başkanı da bunu bilecek. Her gün bir operasyon. Ülkem adına çok üzgünüm. Bizim suç işleme özgürlüğümüz yoktur ama herkes suçu ispat edilene kadar masumdur. Bırakınız başkanlarımız görevlerini yapsın, niye cezaevine atıyorsunuz. Bizi korkutmak, bizi demoralize etmek. Bunlar bizi ne korkutur ne demoralize eder. Ama ülkenin huzuru kaçar. Ülkenin ekonomisi bozulur. Uluslarası arenada görüntümüz bozulur. Düşman hukuku geliştirdiğiniz zaman insanları huzur içinde, barış içinde yaşatamazsınız. 40 yıldır süren lanet terör sorununu ortadan kaldırmak için çaba sarf eden bir anlayışın, mevcut iç düzenini bozma gibi bir yanlışın içinde olmasını nasıl kabul edebiliriz? Bir taraftan terörü önleyelim, kardeşçe yaşayalım diyorsunuz. Bir taraftan siyasi rakiplerinize düşman hukuku uyguluyorsunuz. Biz bunu hak etmiyoruz. Kimse bizi terörle yan yana getiremez. O bizim üzerimize bulaşmaz. Biz ulu önder Atatürk’ün kurduğu CHP’de siyaset yapıyoruz. Biz şunu savunuyoruz: Kadim Anadolu toprakları üzerinde yaşayan, dini inancı, etnik yapısı, kültürü ne olursa olsun hepimiz kardeşiz. Hepimiz tek bayrağı var, tek kimliği var. Türkiye Cumhuriyeti kimliği var. Biz Türk milletiyiz” dedi.