Necdet TAŞ
Adana ve Mersin’de kurulu Toros Tarım tesislerinde çalışan 213 işçi, toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Petrol-İş Sendikası'na bağlı işçilerin sabah saatlerinde başlattığı grev, fabrika önünde sürüyor. Grev kararı alan Toros Tarım A.Ş. işçilerini ziyaret eden DEM Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca, “Değerli dostlar, değerli arkadaşlar, biz burada bugün sizin direnişinize güç katmaya geldik, sesinize ses olmaya geldik. Hem mecliste hem sokaklarda hem de direniş alanlarında hep beraber okulumuzda olmaya, kader bir ülke olmaya geldik. Sizleri dinlemek istiyoruz ama öncesinde birkaç kelam etmek isteriz. Biliyorsunuz ülkenin dört bir yanında bu ekonomik darboğaz koşullarında bıçak kemiği çoktan delip geçmiş durumda. Ve gerçekten hepimiz yoksulluk dayatmasına karşı, bu sefalet dayatmasına karşı bir ekmek kavgası veriyoruz. Bir haysiyet kavgası veriyoruz ve bugün ülkenin dört bir yanında işçiler, emekçiler emeğin haklarına sahip çıkarak, alın terlerine sahip çıkarak, kendi iradelerine sahip çıkarak başkaldırıyorlar, ayağa kalkıyorlar, onurlu bir mücadele veriyorlar. Bugün sadece burada değil, ülkenin dört bir yanında metalden, kimyaya, kuryelerden, farklı direniş alanlarına kadar direnişler boy veriyor. Çünkü sermaye hepimize, tüm işçi sınıfına bir sefalet dayatıyor” ifadelerini kullandı.
“İŞÇİLER DİRENDİKÇE PUL PUL DÖKÜLECEKLER”
İşçiler direndikçe ve mücadele ettikçe, sermaye sınıfının, sermaye iktidarının, bu patron zorbalık düzeninin boyalarının pul pul döküldüğünü ifade eden Koca, “Neden boyaları pul pul dökülüyor diyorum değerli arkadaşlar. Hepiniz benden çok daha iyi biliyorsunuz. Bu sermaye ve zam zulüm iktidarı ayakta kalabilmek için işçilere, emekçilere çeşitli hamasi nutuklar atıyor. Ve ayakta kalabilmek için hep yalanlara sarılıyor. Yalanlara sarılırken işçilere, emekçilere diyor ki biz bir aileyiz. Biz hepimiz aynı geminin yolcuları istiyoruz. Ama biz bakıyoruz. Biz hepimiz bir aileyiz diyenlere baktığımız zaman ya da aynı gemide olmak aynı gemideyiz diyenlerin söylemlerine baktığınız zaman onlar maşallah çocuklarının parlak geleceklerini garanti altına almışlar. Onların tuzu kuru, sarayda bir elleri yağda, bir elleri balda saltanat kılmaya devam ediyor. Ama her gün bu memlekette işçiler fıtrat denilerek ölüme terk ediyorlar. İşçiler enflasyon altında eziliyorlar. Böyle bir gerçekliğin içerisindeyiz. Böyle yalanlara sarılarak gerçekten bu zam, zulüm ve patron iktidarını devam ettirmeye çalışıyorlar. Başka bir yalanları da var o onlarca yalanlarının içerisinde. Özellikle bugünlerde ekonomik krizin bu kadar derinleştiği ve derin bir yoksulluk gerçekliğinin içindeyken bütün patron temsilcileri çıkıyorlar ve diyorlar ki “Aman efendim biz işçimizi emekçimizi enflasyona hiçbir zaman ezdirmedik hiçbir zaman da ezdirmeyeceğiz.” Ama biz enflasyon rakamlarının ne olduğunu cebimize giremeyen paralardan biliyoruz” şeklinde konuştu.
“HİÇ KİMSE HOBİ OLSUN DİYE GREVE ÇIKMAZ”
“Siz de bugün aslında bunun bir ürünü olarak bir direnişe geçtiniz. Onurlu bir direnişe geçtiniz. ‘Enflasyona ezdirmedik’ diyorlar ama gerçekten enflasyonun altında inim inim inleyen alın terine çökülen bir işçi sınıfı gerçekliği var bu memlekette. Onlar işte TÜİK’ten şuradan buradan enflasyon rakamları ilan ediyorlar. Ama bugün size de yatılan sefalet ücreti o ilan edilen yalandan enflasyon rakamlarının bile altında değerler. Ve ceplerimize giremeyen para dolaylı vergiler adı altında faturalarla, barınmayla, kirayla zaten bizim ceplerimizden çıkıyor. Dolayısıyla işçi sınıfı direndikçe yalanlara karşı kendi hakikatini kuşandıkça bu sermaye patron düzeninin pulları bir bir dökülüyor. Boyaları bir bir dökülüyor” diye konuşan Koca, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bunlar döküldükçe de zaten bakın metal grevini yasakladılar. Ne oldu? İşçiler ettiler. Haklı mücadelelerinde sonuna kadar gittiler ve grev yasaklarını da delip ne yaptılar? Kazanıma ulaştı. Ülkenin dört bir yanında şu anda sefalet dayanmalarına karşı gerçekten emekçiler ayakta. Dün ben bazı işçi kardeşlerimizin buradaki konuşmalarını dinledim. Diyor ki “Ben çocuğuma ekmek getirmenin kavgasını veriyorum.” Dolayısıyla bu mücadele değerli arkadaşlar yaşamsal bir mücadeledir. Kimse hobi olsun diye göreve çıkmaz. Biz ekmek kavgası için işçi sınıfının greve durduğunu, grev halaylarına durduğunu çok iyi biliyoruz. Kendi yaşamlarımızdan, mutfaktaki yangından, kıt kanaat geçirme mücadelemizden çok iyi biliyoruz. O yüzden bu yalanların, hamasi nutukların, açıklanan enflasyon rakamlarının, sefalet dayanmasının, bu yoksulluk dayanmasının karşısındaki tek bozumuz, tek silahımız işte sizin yaptığınız gibi direnişle birleşmek.