image

Okunma : 27  Tarih : 15.09.2025  E-Mail : dilara.aksoy0@hotmail.com

 
Dilara  Aksoy

Yaşanılabilir bir memleket özlemi ütopya mı?

Platon’un Devlet adlı eserinden, Thomas More’un Ütopyasına, hatta günümüze kadar pek çok düşünür, ideal devlet tasarımlarını ortaya koymuştur. Ancak insanlar; savaşlar, ekonomik krizler, eşitsizlikler ve güvensizliğin olmadığı bir dünya tasavvurunu “hayal ürünü” olarak değerlendirmiştir.

Günümüzde ise tablo henüz değişmiş değil. Dünya gündeminde öne çıkan sorunlar maalesef hep aynı: savaşlar, ekonomik krizler, eşitsizlikler, güvensizlik…

Bu olumsuzlukların kökenine baktığımızda, adalet kavramı karşımıza çıkıyor.

İnsanların en temel arzusu aslında çok net. Adaletin, eşitliğin ve huzurun hâkim olduğu bir dünya. ‘’Adalet mülkün temelidir” sözüne baktığımız da ‘mülk’ devlet anlamına gelmektedir. Yani adalet bir devletin temelidir…

Adaletin olmadığı bir yerde özgürlükten ya da güven duygusundan bahsetmek mümkün değildir. Yaşanılabilir bir dünya için insanların ortaya koyduğu ilk şarttır adalet.

İkinci önemli unsur ise eşitliktir. Tüm insanlar özgür ve eşit olarak doğar, aynı haklara sahiptir. Bir toplumda bazıları avantajlı, bazıları ise sürekli geri plana itilirse, eşitlik kelimesi sadece kâğıt üzerinde yazı olarak kalır. İnsanların özgür ve eşit olduğu gerçeği, hayatın akışında da karşılığını bulmalıdır.

Ekonomi de bu zincirin kritik halkasıdır. Alım gücünün düştüğü, emeğin karşılık bulmadığı bir düzen insanları umutsuzluğa sürükler. Oysa güçlü bir ekonomi sadece büyüme rakamlarından ibaret değildir; vatandaşın günlük yaşamına dokunan, sofradaki ekmeği güvence altına alan bir sistemle mümkün hale gelir.

Adalet, eşitlik ve ekonomik şartlar sağlandığında insanlar huzur bulabilir. Huzur; kişinin ruhsal ve bedensel olarak kendini rahat hissetmesi anlamına gelir. Düşüncelerini özgürce ifade edebildiği, kimliğini saklamak zorunda kalmadığı, geleceğine güvenle bakabildiği bir ortamda huzur sağlanabilir.

“Hayal ürünü” olarak görülen savaşların, krizlerin, eşitsizliklerin olmadığı bir dünya, aslında çok uzak değil. Adil bir toplum, güvenen ve güvenilen bir ülke, yaşanabilir bir dünya inşa edebiliriz.

Nasıl mı? Adaletten asla vazgeçmeyerek.

Burada Kant’ın bir sözünü hatırlatmak isterim. Kant ‘’ Mahkemede korktuğu için doğru söylemek ahlaksızlıktır’’ der. Korktuğu için değil adaleti sağlamak adına doğru söylemek doğruluktur.

Biz de adaleti, hakkı ve hakikati sağlama adına ilk adımı kendimiz atmalıyız. Bilin ki atılan adımın ardından, sizi takip eden birileri mutlaka çıkacaktır.

Böyle bir medeniyet çocuklarımıza bırakabileceğimiz en değerli miras olacaktır.




 
  YAZARIN ARŞİVİ
 
 
 
  YORUMLAR
 
 
  YORUM YAZIN
 
Adınız Soyadınız :

Yorumunuz :

Güvenlik Kodu : Güvenlik Kodu
Kod :

 


 
  Akdeniz Gazetesi


 
  FLAŞ HABER
 

  BASIN İLAN KURUMU İLANLAR

 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün


  SOSYAL MEDYA
 
 

 


  

 
 
ANASAYFA BİK İLANLAR İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
akdenizgazetesi.net © Copyright 2019-2025 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA