Kamu emekçilerine ve sendikalara çağrı!


Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) bağlı Kültür, Sanat ve Turizm Emekçileri Sendikası (Kültür Sanat-Sen) Mersin Şubesi, 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi (TİS) talepleriyle ilgili önemli bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Kültür Sanat-Sen Mersin Şube Başkanı Mehmet Budak, KESK dışındaki tüm sendikalara ve kamu emekçilerine seslenerek, "Toplu Sözleşme adı altında 14 yıldır aldatmaca devam ediyor ve kaybeden hep biz emekçiler olduk. Gerçek bir Toplu İş Sözleşmesi için, emeğin, emekçinin hakları için birleşelim diyoruz" ifadelerini kullandı. Budak, mevcut TİS sisteminin Anayasa düzenlemesini ihlal ettiğini ve grev hakkının yok sayıldığını vurgularken, kamu emekçilerinin ve emeklilerinin derin yoksulluk, sefalet ve güvencesizliğe mahkum edildiğini belirtti.

 

Tarih : 4 Temmuz 2025 Cuma 13:25

Necdet TAŞ

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı Kültür, Sanat ve Turizm Emekçileri Sendikası (Kültür Sanat-Sen) Mersin Şubesi üyeleri, 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi (TİS) talepleriyle ilgili Eğitim-Sen Mersin Şubesi hizmet binasın basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada bir açıklama yaparak, KESK dışındaki sendikalara seslenen Şube Başkanı Mehmet Budak, “Tüm kamu emekçilerine, sendikalara çağrımızdır; Toplu Sözleşme adı altında 14 yıldır aldatmaca devam ediyor ve kaybeden hep biz emekçiler olduk, Gerçek bir Toplu İş Sözleşmesi için, Emeğin, emekçinin hakları için birleşelim diyoruz” ifadelerini kullandı.

“ANAYASA DÜZENLEMESİ İHLAL EDİLİYOR”

Türkiye’nin uzun süredir, ekonomik, siyasal, sosyal ne kadar toplumsal fay hatlarının paramparça edildiği, sarsıntıların, bunalımların her alanda derinleştiği bir süreçten geçtiğini iddia eden Budak, “Vahşi kapitalizmin hayat bulduğu her ülkede olduğu gibi ülkemizde de bu krizlerin faturası hep emekçilere kesiliyor.  Ülkemizde uzun yıllardır değişen her ekonomi bakanıyla farklı bir ekonomi programı uygulanıyor. Bu programların adı her ne olursa olsun tamamı sermayenin, patronların çıkarlarına hizmet eden programlardır.  Dolayısıyla bize göre yıllardır bu ülkeyi yönetenlerin tek bir programı vardır. O da bize dayatılan Emekçilerin Köleliğe ve Yoksulluğa Uyum Programdır. Bugün çalışan ve emekli kamu emekçileri olarak ailelerimizle birlikte 25 milyonluk devasa bir kitlenin geleceğini yakından ilgilendiren önemli bir sürecin arifesindeyiz. 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci temmuz ayı ortası itibari ile başlayacak, 1 Ağustos’ta toplu sözleşme masası kurulacak. Buradan bir kez daha belirtmek gerekiyor ki, Mevcut sistemin sadece adı ‘toplu sözleşmedir’.  Bu garabet sistemde masada tüm yetki iktidara,  uyuşmazlıkta ise iktidarın gölgesi olan Hakem Kuruluna devredilmiştir. İktidarın “sendikamız” dediği bir yapının ‘kraldan çok kralcı’ yöneticileri ise 7 milyona yakın kamu emekçisi ve emekli adına masaya tek “yetkili” olarak oturtulmuştur. Ülkemizin taraf olduğu ILO sözleşmeleri başta olmak üzere uluslararası sözleşmelerle tanınan grev hakkımız yıllardır yok sayılmaktadır. Bu sözleşmelerin iç hukukun üzerinde olduğunu hüküm altına alan Anayasa düzenlemesi ihlal edilmektedir” dedi.

“ARTIK YETER DEMENİN VAKTİ ÇOKTAN GELMİŞTİR”

“7 milyonluk bir kitle İktidar-Hakem-Yandaş yapıdan oluşan Bermuda Şeytan Üçgenin içine hapsedilmiş,  üstelik haklarını koruyacak en önemli mücadele aracından yani grev hakkından mahrum bırakılmıştır. Şimdi buradan soruyoruz: Böyle bir masadan kamu emekçilerinin, emeklilerin hayrına bir şey çıkar mı? Bunun mümkün olmadığı geçtiğimiz 14 yılda, 7 kez ispatlanmıştır. Birileri hala hiç sıkılmadan  “tarihi başarı, tarihi kazanım” nutukları atsa da kamu emekçileri bugün geldiğimiz noktada derin bir yoksulluk, sefalet, güvencesizlik, angarya çalışma ve umutsuzluğa mahkum edilmiştir” ifadelerini kullanan Budak, “Yıllardır olduğu gibi bir kez daha iktidarın himayesinde ki, halktan, emekten, hakikatten kopmuş yandaş sendikalarla kapalı kapılar ardında göstermelik müzakereler yapılarak milyonlarca kamu emekçisinin alın teri yine hiçe sayılmak istenmektedir. Ancak bilinmelidir ki bu düzene artık geçit yok! KESK olarak, masa başı satış protokollerini, “mutabakat” kisvesi altında pazarlanan sefalet sözleşmelerini tanımıyoruz, tanımayacağız! Çünkü biz; kamu emekçileriyle birlikte, sokakta, işyerinde, meydanlarda, gerçek ve onurlu bir toplu sözleşme mücadelesi sürdüreceğiz. Bunun için Kültür Sanat -Sen olarak bakanlığımız önünde grev hakkı ile tamamlanmış gerçek toplu sözleşme taleplerimizi, işkolunuza ait taleplerimizi açıklıyoruz. Buradan tüm kamu emekçilerine ve emeklilere sesleniyoruz. Sevgili kamu emekçileri, sevgili emekliler gerçek, evrensel bir toplu pazarlıkla uzaktan yakından hiçbir ilgisi olmayan garabet sistem devam ettiği sürece yaşadığımız sorunların çözülmesi mümkün değildir.    Bugüne kadar  ‘yetkili’ sıfatı ile masaya oturan yandaş sendikaların yaptığı toplu sözleşmelerin faturasını maaşlarınızda her yıl daha fazla erime, daha fazla yoksullaşma, daha fazla güvencesizleşme ile ödedik. Ödemeye de devam ediyoruz. Artık yeter demenin vakti çoktan gelmiştir” diye konuştu.

“MEVCUT HAKLARIMIZ TIRPANLANIYOR”

Bu karanlık tablodan tek çıkış yolunun yetkinin asıl sahipleri olan kamu emekçilerinin ve emeklilerinin yaşadıkları hak gaspları için bir araya gelerek, “hak verilmez mücadele ile alınır” ilkesi ile ortak mücadeleyi büyütmesinde olduğunu kaydeden Budak, “Biz KESK olarak her zaman olduğu gibi bugün de üzerimize düşen sorumluluğun gereğini yerine getirmeye hazırız. Bunun için ayrım yapmaksızın hepinizi İnsanca Yaşamaya Yetecek Bir Ücret, Güvenceli İstihdam-Güvenli Gelecek, Demokratik-Adil Bir Çalışma Yaşamı, Halktan Yana Bir Kamu Hizmeti, Grev hakkımızın önündeki engellerin kaldırıldığı Gerçek Bir Toplu Pazarlık Sistemi için tüm konfederasyonları, sendikaları Kamu emekçilerini birlikte mücadele etmeye, omuz omuza vermeye çağırıyoruz. Her iki çalışandan birinin açlık sınırının altına itildiği asgari ücretin tüm işçiler, emekçiler, çalışanlar için bir tehdit olarak kullanıldığını görüyoruz. 103 gün boyunca teklif bekleyen, 600 bin kamu işçisine TÜİK’in sanal rakamlarının bile altında yapılan sefalet teklifinin sadece onlara değil hepimize yapılmış olduğunu görüyoruz. Bu nedenle önümüzdeki süreci yalnızca bir sözleşme süreci olarak değil, emeğin haklarını savunma ve sınıfın kolektif gücünü büyütme süreci olarak ele alıyoruz. Çünkü bugünün Türkiye’sinde emeğin, alın terinin hakkının alınması gereken Toplu İş Sözleşmeleri, Asgari Ücret Tespit Komisyonları ne yazık ki tek bir kişinin iki dudağı arasından çıkacak kararlara bağlanmıştır. TİS masaları grev yasakları, düşük ücret dayatma ve emeğin mevcut haklarını tırpanlama masalarına dönüşmüştür. Dolayısıyla işçisi, kamu emekçisi, emeklisi, asgari ücretlisi ile hepimizi sefalette, yoksullukta eşitlemeye çalışan bu düzene karşı tek çare emeğin birleşik mücadelesini örmektir. Şimdi, çalışanları, emekçileri karşı karşıya getirmeye dönük böl-parçala-yönet oyunlarını boşa çıkarma, Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz diyerek omuz omuza verme vaktidir. Bunun için sefalette değil, refahta birleşinceye kadar bir paçası olduğumuz işçi sınıfının, açlık sınırının altına itilen asgari ücretlilerin, emeklilerin, gençlerin yanı başında olmaya, emeğin birleşik mücadelesini büyütmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

“MÜLAKAT DEĞİL LİYAKAT ESASLI ATAMA YAPILMALIDIR”

Kültür ve Sanat Hizmetleri İş Koluna İlişkin TİS taleplerini de sıralayan Budak, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Ortalama kamu emekçisi ve emeklisi maaşı yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır. Kamu Çalışanı Maaşının tamamı emekli keseneğine tabi olmalıdır. 5510 sayılı emeklilik yasası değiştirilmelidir. Kamuya personel alımları tek tip kadrolu ve güvenceli olarak yapılmalıdır. Sözleşmeli kamu personeli istihdamına son verilmelidir.  KHK’lerle hukuksuz bir şekilde işinden ekmeğinden edilen, KESK’li ihraçlar görevlerine iade edilmelidir.  Kamu personeline uygulanan tüm Mülakatlar kaldırılmalıdır. 1. Dereceye gelen tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge verilmelidir. Ücretlilerden alınan Gelir vergisi yüzde 10 olarak sabitlenmeli asgari ücrete denk gelen ücret gelir vergisinden muaf tutulmalıdır. Sanat Kurumlarında çalışan sanatçıların ve teknik personelin maaşlarında ek iyileştirme yapılmalıdır. Teşvik ve İkramiyeler maaşa eklenerek ödenmelelidir. Memurların işe alımında ve görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarında mülakat kaldırılmalıdır. Mülakat değil liyakat esaslı atama yapılmalıdır. Kültür ve Turizm Bakanlığında  görev yapan tüm memurlara DÖSİM’den Döner Sermaye Payı ödenmelidir. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü ve Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğünde 2 yılda bir periyodik olarak Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Sınavı yapılmalıdır.  Devlet Opera Bale Genel Müdürlüğü ile Devlet Tiyatroları Genel  Müdürlüğünde idari sözleşmeli olarak çalıştırılan  1. Dereceye gelmiş Sanatçılar için ek gösterge 7200, Sanatkâr Uzman Memurları için de 5400 olarak uygulanmalıdır. Toplu İş Sözleşmesin’de öngörülen zam ve enflasyon farkı dışında yıllık ekonomik büyüme oranında refah payı artışı yapılmalıdır. Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde İhtisas Elemaı olarak Teknik Hizmetler Sınıfında görev yapan Arkeolog, Müze Araştırmacısı, Kütüphaneci, Folklor Araştırmacısı, Heykeltraş, Restorator, Teknik Ressam unvanları arasındaki ücret farklılıkları giderilmeli , bu unvanlarda görev yapanların tamamına 7200 ek gösterge uygulanarak ücretlerinde iyileştirme yapılmalıdır. Fazla Mesai ücretleri günlük ücret baz alınarak günün şartlarına uygun hale getirilmelidir. Fazla Mesai yapan memurlara izin kullanma dayatmasından vazgeçilmelidir. Günümüz ekonomik şartlarına uygun tutarlarda nakdi olarak Kira, Giyim, Yol ve Yemek yardımı yapılmalıdır.”

 

 

 

Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!





 
  Akdeniz Gazetesi


 
  FLAŞ HABER
 

  BASIN İLAN KURUMU İLANLAR

 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün


  SOSYAL MEDYA
 
 

 


  

 
 
ANASAYFA BİK İLANLAR İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
akdenizgazetesi.net © Copyright 2019-2025 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA