Necdet TAŞ
Tarım ve Ormancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası (TARIM ORKAM-SEN) Mersin Şubesi üyeleri, grevli toplu iş sözleşme hakkı için Mersin İl Tarım ve Orman Müdürlüğü önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada bir açıklama yapan Tarım Orkam Sen Mersin Şube Başkanı Yusuf Demirci, “Ülkemiz uzun süredir, ekonomik, siyasal, sosyal fay hatlarının daha da kırılgan hale geldiği, sarsıntıların, bunalımların her alanda derinleştiği bir süreçten geçiyor. Vahşi kapitalist sistemin hayat bulduğu her ülkede olduğu gibi ülkemizde de bu bunalımların, krizlerin faturası hep emeğe, emekçilere kesiliyor. Ülkeyi yönetenler yıllardır sözde farklı farklı ekonomi programlarını hayata geçiriyorlar. Derviş Programı, Nebati Programı, Nas Programı ...şimdi karşımıza çıkan en son Şimşek Programı. Adları değişse de bu programların tamamı sermayenin, patronların çıkarlarını temel alan programlardır. Yıllardır hayata geçirilen orta vadeli programlar, bütçeler ve ne yazık ki TİS’ler emeği ile geçinenlere dayatılan köleliğe ve yoksulluğa uyum programının araçları haline getirilmiştir. Dolayısıyla bize göre yıllardır bu ülkeyi yönetenlerin tek bir programı vardır. O da emeği ile geçinenlere dayatılan ‘bizim yaptığımız sisteme uyacaksınız’ programıdır” diye konuştu.
“BU DÜZENE GEÇİT YOK”
Kamu çalışanları olarak çalışanı, emeklisi ile birlikte aileleri de kattıkların da 25 milyonluk devasa bir kitlenin geleceğini yakından ilgilendiren önemli bir sürecin arifesinde olduklarını kaydeden Demirci, “2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci Temmuz ayı ortası itibari ile başlayacak, 1 Ağustos’ta toplu sözleşme masası kurulacak. 14 yıldır “toplu sözleşme” adı ile sürdürülen bu sistemde kaybeden taraf her zaman hangi sendikanın üyesi olursa olsun tüm kamu emekçileri ve emeklileri olmuştur. Çünkü ortada gerçek anlamda bir TİS masası yoktur. İktidarın “sendikamız” dediği bir yapının ‘kraldan çok kralcı’ yöneticileri ise 7 milyona yakın kamu emekçisi ve emekli adına masaya tek “yetkili” olarak oturtulmuştur. Ülkemizin taraf olduğu ILO sözleşmeleri başta olmak üzere uluslararası sözleşmelerle tanınan grev hakkımız yıllardır yok sayılmaktadır. Bu sözleşmelerin iç hukukun üzerinde olduğunu yazan Anayasa düzenlemesi ihlal edilmektedir. Grev hakkından mahrum bırakan taraflı ve kendi çıkarları için masada yetkili bulunanlardan emekçiler için hayırlı bir kararın çıkması mümkün müdür? Bunun mümkün olmadığı geçtiğimiz 14 yılda, 7 kez ispatlanmıştır. Birileri hala hiç sıkılmadan “tarihi başarı, tarihi kazanım” nutukları atsa da bugün geldiğimiz noktada kamu emekçileri derin bir yoksulluk, güvencesizlik ve angarya çalışma ile karşı karşıyadır. Ancak bilinmelidir ki bu düzene artık geçit yok! KESK olarak, masa başı satış protokollerini, “mutabakat” kisvesi altında pazarlanan sefalet sözleşmelerini tanımıyoruz, tanımayacağız! Çünkü biz; kamu emekçileriyle birlikte, sokakta, işyerinde, meydanlarda, gerçek ve onurlu bir toplu sözleşme mücadelesi öreceğiz” dedi.
“ATAMALAR ŞEFFAF OLMALI”
Tarım ve Ormancılık İş Koluna ait işyerlerinden ve üyelerinden topladıkları talepleri sıralayan demirci, “İş kolumuzdaki tüm kamu emekçilerinin maaşlarındaki ek ödemeler, seyyanen uygulanması gereken zamlar, maaşa yansıtılıp emeklilik hesabına dâhil edilmelidir. Aylıklar, “Ek Gösterge ve Emekliliğe Esas Tazminatlar” insanca yaşam koşullarına uygun olarak arttırılmalı, İş kolumuzdaki kamu emekçilerine ödenen ücretler, eşit işe eşit ücret ilkesi çerçevesinde yeniden belirlenmelidir. Mühendis ve Veteriner Hekim” unvanların da çalışanlara 5400 ek gösterge, dört yıl ve üzeri eğitim veren fakültelerden mezun olmuş ve farklı unvanlarda çalışan emekçilere 4800 ek gösterge verilmeli, yine iki yıllık meslek yüksekokulu mezunu olmuş ve farklı unvanlarda çalışan emekçilerin ek göstergesi 3600’e yükseltilmelidir. Teknik ve Sağlık Hizmetleri” sınıfında görev yapan, hayvan ve bitki sağlığı birimlerinde, laboratuvar, tehlikeli ve kimyasal işlerde, kontrol ve denetim hizmetlerinde çalışan emekçilere bir yıl içerisinde iki ay fiili hizmet zammı ödenmelidir. Tüm ödemeler malullük, yaşlılık primi kesilerek emekliliğe yansıtılmalıdır. Özel hizmet tazminatı ve ek ödemeleri, artırılmalı, Sendika tazminatı düzenlemeleri kaldırılmalıdır. Yıllık net asgari ücret, vergi dışında bırakılmalıdır, vergi dilimi %10’a sabitlenmelidir. Fazla çalışma yapılan tüm birimler için ödenecek fazla çalışma günlük brüt ücretin saat başına düşen miktarının yüzde 50 artırımlı olarak uygulanmalıdır. Fazla çalışma yerine izin uygulaması yürürlükten kaldırılarak fazla ücreti ödenmelidir. İşçi- memur ayrımı yapılmaksızın tüm kamu emekçilerine ulaşım bedeli ödenmelidir. Kadro ve sınıf ayrımı yapmaksızın yılda bir defa giyim yardımı ödenmelidir. Ücretsiz kreş ve gündüz bakımevleri kapsamında, çocukların eğitimi ve bakımı devletin sorumluluğunda olmalı, olmayan yerlerde kreş yardımı yapılmalıdır. Sağlıklı ve hijyen gıdaya ulaşmaları için yemekhane hizmeti verilmeli, uygun olmayan durum ve koşullarda ise yemek yardımı yapılmalıdır. Kiraya dayalı sömürünün ortadan kalkması için kamu emekçilerine güvenli ve sağlıklı lojmanlar inşa edilmeli veya günün şartlarına uygun kira yardımı yapılmalıdır. Yöneticiler hariç rotasyon uygulamasına son verilmeli, Görevde yükselme için tekrar mülakatsız sınav sistemine geçiş yapılmalıdır. Görevde yükselmelerde oluşturulacak adil, eşit ve liyakat kurallarına uyularak yapılmalı, tüm görevde yükselme işlemleri merkezi bir sınav kapsamında, atamalar ise şeffaf şekilde yapılmalıdır” şeklinde konuştu.
“TAYİN İŞLEMLERİ ADİL OLMALI”
Tayin işlemlerinin merkezi olarak yapılması gerektiğinin altını çizen Demirci, “Eşit ve adil bir sistem kurularak, (alt bölge tayinleri mazeret kabul edilerek) mazeretler de dâhil sistem üzerinden şeffaf bir şekilde yapılmalıdır. Sahada çalışan Veteriner Hekimlerin, Veteriner Sağlık Teknisyen ve Teknikerlerin öncelikle gündemde olan, Sağlık Bakanlığı ve Üniversite hastanelerinde çalışan sağlık personeline verilmesi düşünülen yıpranma payı ve fiili hizmet tazminatından yararlandırılmalıdır. Veteriner Hekimlerin Sağlık sınıfı özlük haklarından yararlanması için yasal adımların atılmalı, “Sağlıkta Şiddet Yasası’ndan yararlanmaları, sahada yaptıkları çalışmalar için tatmin edici, emeğinin tam hakkı olarak ek ödeme yapılmalı, koruyucu sağlık hizmetleri ücretsiz olmalıdır. Tüm ilçe müdürlüklerinde personelin rahat edeceği, hijyenik ortama sahip giyinme odaları, dolaplar, çamaşır makinesi ve duş odaları yapılmalıdır. Gıda denetiminde çalışan personelin arazi tazminatını almasını engelleyecek hükümler düzeltilmeli, 5996 sayılı tazminat ile çakışan günlerin ödenmemesi uygulması iptal edilmelidir. Laboratuvar çalışanlarının koruyucu gıdaları karşılanmalıdır. Yetersiz personel nedeniyle ağırlaşan iş yükünün azaltılması için yeniden personel alımlarının düzenli ve yeterli sayıda yapılmalı, Orman Muhafaza Memurlarının Teknik Hizmetler Sınıfına alınmalı, Yangın sezonunda uygulanan fazla mesai süresinin 9 aydan 12 aya çıkarılması ve ödemelerin zamanında yapılması, Kamuda çalışmakta olan sözleşmeli personellere kadro verilmesi, verilmemesi durumunda 4/B’li sözleşmeli personelin özlük hakları kadrolular ile aynı seviye getirilmelidir. Kılık kıyafet yönetmeliği çağa uygun olarak yeniden düzenlenmeli, kimse giyim tarzı ve tıraş şekliyle ilgili olarak ayrımcılığa maruz bırakılamamalıdır. Kadrosuz ve güvencesiz çalıştırma modellerinden vazgeçilmeli, iş güvencesini sekteye uğratacak uygulamalar ortadan kaldırılmalı ve Disiplin Kurulları demokratik hukuk devleti ilkelerine uyacak şekilde yeniden uyarlanmalıdır. İş barışını kısıtlayıcı tüm engeller kaldırılmalı, hak ve özgürlükleri kısıtlayıcı tutum, davranış, politikaları terk edilmeli, her türlü sendikal ayrımcılığın kaldırılması için yasal mevzuatlar düzenlenmelidir. İdari amirlerin keyfi uygulamalarına son verecek önlemler alınarak izin, sosyal hak, çalışma koşulları eşitliği gibi konularda adaletli davranmaları sağlanmalıdır” ifadelerini kullandı.