Necdet TAŞ

Mersin’in Akdeniz kıyısında gizli bir cennet olan Eğribük Koyu, yıllardır doğaseverlerin uğrak noktası olmaya devam ediyor. Turkuaz rengi denizi, sakinliği ve el değmemiş doğasıyla yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken bu koy, ne yazık ki gerekli altyapı yatırımlarının yapılmaması nedeniyle her geçen gün biraz daha kirleniyor.

TEMEL İHTİYAÇLAR KARŞILANAMIYOR

Eğribük Koyu’nda en dikkat çeken sorunlardan biri, tuvalet ihtiyacının karşılanabileceği uygun bir alanın bulunmaması. Özellikle yaz aylarında ziyaretçi sayısının artmasıyla birlikte bu eksiklik ciddi bir çevre sorununa dönüşüyor. Ziyaretçiler, mecburen tuvalet ihtiyaçlarını ormanlık alanlarda gideriyor. Bu durum yalnızca çevre kirliliğine neden olmakla kalmıyor, aynı zamanda kötü kokularla birlikte koyun doğal yapısına da zarar veriyor. Bölge halkı ve çevreciler, defalarca yetkililere çağrıda bulunmalarına rağmen şimdiye kadar herhangi bir çözüm üretilmiş değil. Ziyaretçilerin çoğu, koyda herhangi bir çöp kutusu ya da temizlik görevlisi bulunmadığını, atıkların toplanmadığını ve bu yüzden sahil boyunca plastik şişelerden, gıda atıklarına kadar birçok çöpün biriktiğini belirtiyor.

ÇÖZÜM ÇAĞRISI: “EĞRİBÜK YALNIZ BIRAKILMAMALI”

Artan sıcaklıklar, çevre kirliliğinin etkisini daha da artırıyor. Güneş altında bekleyen atıklar kötü kokulara sebep olurken, mikroorganizmaların çoğalmasıyla halk sağlığını tehdit edecek boyutlara ulaşıyor. Özellikle ormanlık alanda rastgele bırakılan atıklar, yangın riskini de beraberinde getiriyor. Silifke’deki çevre dernekleri ve bazı sivil toplum kuruluşları, Eğribük Koyu’nun korunması için acil önlem alınması gerektiğini vurguluyor. Tuvalet ve çöp toplama sistemleri gibi temel altyapıların bir an önce sağlanması, doğaya zarar vermeyen düzenlemelerin yapılması ve bu alanların denetim altına alınması gerektiği ifade ediliyor. Tepkilerini sosyal medyadan dile getiren bölge sakinleri koyun son yıllarda ciddi biçimde kirletildiğini belirterek şunları söylüyor: “Eskiden burası tertemizdi. Şimdi çöpten yürüyemiyoruz. Gelen herkes çöpünü bırakıyor, tuvaletini ormana yapıyor. Bu güzellik böyle yok olup gidecek mi?”  Pınar Afacan isimli vatandaş ise, “Karavan ve çadırlar kıyıdan uzaklaştırılmalı. Belki onlar için ayrı bir alan açılabilir. Nerdeyse denizin içine çekecekler karavanlarını. Wc, duş ve kabin şart. Bir de çöpünü bırakanlara, çevreyi kirletenlere, ağaçlara zarar verenlere yüklü cezalar verilmeli. Millet sorumsuz maalesef, o yüzden denetim şart” ifadelerini kullandı.

“ÜCRETLİ OLMASI LAZIM”

Ahmet Tamer de Muğla’da bulunan Kelebekler Vadisi ve Eğribük fotoğraflarını yan yana paylaşarak, “Soldaki Kelebek Vadisi sağdaki bizim Eğribük. Eğer turizm değeri katıp ücretli yapmazsak yakında çocuklarımızın denize gideceği yer kalmayacak maalesef” dedi.  Pakize Sadi isimli tatilci ise, “Wc duş, elektrik ve diğer ihtiyaçlar konulmalı, çöpler konulmalı, araçlar denize kadar girmemeli, güvenlik kameraları konulmalı, uygunsuz davranışı görülenlere ceza olmalı, .... Ayrıca, diğer turistik yerlerde doğaseverler ara ara sahil, orman temizliği yapıyor. Bizde sosyal sorumluluk sahibi vardır illaki. Organizasyon yapacak kimse yok. Kişiler, sivil toplum kuruluşları, hatta belediye organize edip araç, eldiven, poşet temin edip piknik ve çevre hareketi düzenleyebilir. Katılımcıya şapka hediye olsun” dedi. Ali Tuğrul Türe de, “Demek ki eğitim şart ama ailedeki eğitim şart. Biz bu yüzyılda lüks araca bineriz ama çöpümüzü yola atarız. Buna kolluk kuvveti ne yapabilir ki? Vatandaş kibarca uyarıyor ancak dayak yemediği kalıyor. Balkonunda sigara içer izmaritini sokağa atan bizim ülkemizde bu tiplerin yetiştireceği nesilden ne beklenebilir ki?” diye sordu. 

KARAVANLAR YASAKLANSIN”

Sefa Tepe de, “Çocukluğumuzda bu koya 1980-1990 yıllarında yoğun bir şekilde yabancı turist gelirdi. Hiç bir zaman böyle pislik ve kirlilik olmazdı. Kesinlikle karavan yasaklanmalı. Kamp yasaklanmalı. Yeter artık şu koyu batırdığınız. Bir an önce insan girişi yasaklansın. Kokudan nefes alınmıyor” dedi.  Baki Üremiş, “Karavanları sahile girişi yasaklanmalı Silifkeliler olarak kendi memleketimizde yer bulamıyoruz. Böyle yerler ufak maliyetli giriş ücretleri olup wc duş bank mangal yeri yapılmalı sadece gündüz giriş olmalı. Şuan yazın başındayız ve bu böyle giderse yerli halkımız kendi yerinde rezil olacak oluyor da maalesef” dedi. Caner Kalın ise, “Bu bölge şahıslara ait diye biliyorum tarla sahipleri gerekeni yapar bu sefer ne yabanci turist nede yerli turist giriş yapamaz. Dışarıdan birçok insan geliyor pisliğini bırakıp gidiyor oh ne güzelsin vallahi ,akşam üzeri Taşucu yatların oradaki banklara oturmak istedik pislikten geçilmiyor ince kuma gittik arabayla giriş yapmak imkansız adeta kendi memleketimizde işgal edilmiş gibi bir vaziyet içindeydik sonuç olarak tatilciler memleketlerine gitti gidecekler çöpleri Silifkemize kaldı” dedi. Turizm potansiyeli yüksek olan Eğribük Koyu’nun daha sürdürülebilir bir şekilde korunması, yalnızca bölge için değil, Mersin’in genel turizm geleceği için de büyük önem taşıyor. Eğribük Koyu’nun kaderine terk edilmemesi, çevreye duyarlı bir turizm anlayışının hayata geçirilmesiyle mümkün. Hem yerel yönetimlerin hem de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın bu konuda ortak bir çalışmaya gitmesi ve kalıcı çözümler üretmesi gerekiyor. Aksi takdirde, Mersin’in bu göz kamaştıran koyu, ilgisizlik ve kirlilik nedeniyle doğallığını yitirme tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir.