En iyi Senaryo dalında ödül almayı başaran “Hayale Koşu” adlı kısa filmin yapım aşamasını Senaristliğini ve Yönetmenliğini üstlenen ACT Sanat Atölyesi Genel Sanat Yönetmeni Hakan yeni ile Yapımcılığını Üstlenen MCD prodüksiyon kurucusu Muratcan Demirtaş ile konuştuk.
YENİ: “YAŞANMIŞ BİR HİKAYE”
Kısa filmin bir hikayesi olduğunu ifade eden Hakan Yeni, “Aslında hikayesi yaşanmış bir hikaye. Rıfat Turgut’un ticaret hayatında alınmış belli başlı kesitleri anlatan bir hikayesi var. Rıfat Beyin ticaret hayatı zorlu ve inişli çıkışlı bir hayat. Bu noktada dönüm noktaları bizim için çok önemliydi. Bizim filmimiz de kısa film olduğu için bütün bu hikayeyi tek bir cümle üzerinden kurguladık. “Yaşam bir koşudur ve bu koşuda bütün engeller başarı için geçilir.” Cümlesi bizim için temel aldığımız bir cümle oldu. Senaryoyu da bunun üzerine kurduk. Öncelikle ekibimiz bizim için çok önemliydi. Filmin Sanat Yönetmenliğini Sahir Akman, Yardımcı Yönetmenliğini Tuba Korkun üstlendi. Bu noktada da işini ve ne yapması gerektiğini bilen bir ekiple çalışmak çok önemli oluyor böyle bir projede. Biz festivalden boş dönmeyeceğimizi biliyorduk. Yalnız neyle döneceğimizi bilmiyorduk. Biz ödül gecesine katılmadık. Ödülü Rıfat bey bizler adına aldı. O gece yaşananlardan da bahsetti bize. Bizim üç dalda aday olduğumuzu ve En iyi Senaryo dalında da ödül aldığımızı söyledi. Fakat ödül gecesi biraz sorun olmuş. Jüri bizim filmimizi desteklediğini ve En iyi film ödülünü de almamız gerektiğini söylemiş. Bu noktada zaten itiraz etmenin de bir anlamı yok. Sonuçta haklı – haksız bir sonuç var ortada jürinin kendi itirazları da var. Gerekli şeyler olmuş. Daha fazla üstüne gitmek istemedik. Yaptığımız film her şeyden önemli oldu bizim için” dedi.
DEMİRTAŞ: “HİKAYEYİ GERÇEK MEKANLARDA ÇEKTİK”
Muratcan Demirtaş ise, “Senaryo elimize geçtiğinde çok fazla mekan ve geçmiş tarih vardı. Çekimleri yaptığımız mekanlar çoğunlukla gerçek mekanlar. Rıfat beyin mekanı. Bu noktada da gerçek mekanlarda gerçek bir hikayeyi çekmek bizim için ilginç bir deneyim oldu. Projenin yapım aşamasında Tuba hanım ile storybord çalışması sırasında bizlerin de gözünde bir şeyler canlandı. Sonrasında zaten Sahir bey ile de Sanat aşamasını dekor, kostüm, aksesuar aşamasına geçildi. Aynı zamanda çekim aşamasında aslında eğlenen bir ekip olduğu için keyifli anlar da yaşandı. Biz itirazda bulunmadık. Yalnız orada bulunan jüri üyeleri ve katılımcılar bizim adımıza itirazda bulunmuşlar. Sonrasını da biz takip etmedik. Çünkü çektiğimiz filmin arkasındaydık. İyi ve nitelikli bir iş yaptığımızın farkındaydık. Biz yaptığımız filmden emindik” ifadelerini kullandı.