Ateş; Hareketliliği, canlılığı temsil ettiği kaynaklarda yer almış, ayrıca insanlar tarih boyunca ateşin, ilahi gücü simgelediğini ifade etmişlerdir.
Ateş, gözle görülen ama elle tutulamayandır. Ateş, aynı zamanda değişimin ve dönüşümün simgesidir. Ateş dokunduğu her şeyi yakar ve yakarak dönüştürür…
Bütün canlıların tek yaşam alanı olan dünyamız da yanıyor. Orman yangınları eskiden nadir olarak haberlerde yer alırdı. Şimdi ise yaz aylarının başlaması ile insanın içini sızlatan felaket haberleri haline geldi. Her gün 'ciğerlerimizin yandığı' söylenen, yeni bir yangın haberi ile güne başlıyoruz. Dünyada ve ülkemizde çıkan yangınlar, alevlerin göğe yükseldiği görüntüler, bizlere yok olan ormanları an be an gösteriyor. Aslında tüm haber kanalları, ateşin yakarak dönüştürdüğü dünyayı anlatıyor…
İklim değişikliği ve küresel ısınma ateşe yeni bir silah verdi: Daha hızlı ve daha ölümcül bir silah. Yükselen sıcaklıklar ve uzayan kurak dönemler, ormanları adeta kavuruyor. Ormanların yok edici alevlere teslim olmasına, bir kıvılcım yeterli oluyor. Bazen bir yıldırım düşmesi ama çoğu zaman insan eliyle başlıyor yok oluş. Bir anlık dikkatsizlik, bazen kavurucu rüzgârın da kışkırtmasıyla, alevler teslim alıyor koskoca bir ormanı.
Ateş, her yanan ağaçla diğer canlıları da tehdit ediyor, yaşam alanları ile birlikte onlar da yok oluyor. Bir kuşun yuvası, bir çocuğun geleceği de küle dönüyor. Alevler, yalnızca ormanı kül etmekle kalmıyor, doğanın, toprağın hafızasını da yok ediyor. Sanki güneş daha sıcak, gökyüzü daha kızıl oluyor. Dikilen fidanlar daha farklı çünkü artık aynı iklimin altında büyümüyor.
İklim değişikliği, yangınları artık yaz aylarında değil, neredeyse tüm yılda yaşanır hale getirdi. Avustralya’dan Yunanistan’a, Kaliforniya’dan Akdeniz’e kadar manzara aynı: Daha sıcak yaz ayları, daha öfkeli rüzgârlar ve daha kuru topraklar.
Böyle giderse artık çocuklarımıza bırakacağımız yaşanabilir bir dünyamız olmayacak. Geleceğimiz olan çocuklarımız için yaşanabilir bir dünya bırakmak istiyorsak, yalnızca çıkan yangınları söndürmek yetmiyor. Yangınla mücadele, aynı zamanda küresel ısınmayla mücadele etmektir.
Çözüm hepimizin elinde; Fosil yakıt kullanımını azaltmadan, yenilenebilir enerjiye geçmeden, tüketim hırsımızı frenlemeden bu kısır döngüden çıkamayız.
"Benim kullanmamdan ne çıkar" demeden, mecbur kalmadıkça arabalarımızı kullanmayalım, lüzumsuz yere elektrik harcamayalım ve suyu daha tasarruflu kullanalım. Tüm canlıların yaşam alanı olan bir dünya kurmak için el ele, omuz omuza çalışalım.
Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin sebebi, insanların yaptıkları hatalar ise bu hataları ortadan kaldırmak yine insanın, yani hepimizin elinde. Bu yüzünden, dünyamız yok olmadan, toprağımızı, gökyüzümüzü, geleceğimizi yakan ateşe dur diyelim...