Türkiye, onlarca yıldır süregelen terörle mücadelesinde çok ağır bedeller ödedi. Binlerce can kaybı, ekonomik gerilemeler, sosyal travmalar ve toplumsal kutuplaşmalar... Tüm bu karanlık tabloya rağmen, hepimizin içinde güçlü bir özlem var: Terörsüz bir Türkiye’de yaşamak. Bu sadece bir güvenlik meselesi değil; aynı zamanda demokrasi, kalkınma ve toplumsal barışın önünü açacak büyük bir dönüşümün kapısıdır.

Terörsüz bir Türkiye, sadece güvenlik meselesi değil, aynı zamanda ülkenin her alanda ilerlemesinin ve zenginleşmesinin en temel koşuludur. Terörün gölgesinin kalktığı bir coğrafya, ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan bambaşka bir potansiyel taşır. Bu, sadece bugünün değil, gelecek nesillerin de daha huzurlu ve müreffeh bir ülkede yaşamasının güvencesidir.

Peki, terörün tamamen sona erdiği bir Türkiye nasıl bir ülke olurdu? İşte bu sorunun cevabı, hepimizin geleceğini şekillendirecek kadar önemli.

Terör, sadece can kaybına değil, büyük ölçekte ekonomik kayıplara da neden olur. Terör olayları yatırımcı güvenini zedeler, turizmi baltalar, kamu kaynaklarını güvenlik harcamalarına yönlendirir. Terörsüz bir Türkiye ise şu avantajları beraberinde getirir; Uluslararası sermaye, istikrar arar. Güvenlik kaygısının olmadığı bir Türkiye, yatırım çekme kapasitesini katlar. urizm sektörü canlanır. Türkiye’nin doğal ve tarihi zenginlikleri, güvenli bir ortamla birleştiğinde dünya çapında daha çok turist çeker. Bu, milyonlarca kişiye iş, ülkeye milyarlarca dolar gelir demektir. Kırsal kalkınma hızlanır. Terörden etkilenen Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yıllardır atıl kalan verimli topraklar, hayvancılık ve tarım potansiyeli, güvenliğin sağlanmasıyla yeniden ekonomiye kazandırılır.

Terör, toplumu kutuplaştırır, önyargıları büyütür, kimlik temelli çatışmaları körükler. Oysa barışın hâkim olduğu bir ortam, farklılıkların zenginlik olarak görüldüğü bir toplum yaratır. Kimlik temelli ayrımcılık azalır, aidiyet duygusu güçlenir. İnsanlar etnik, dini veya kültürel kimliklerinden dolayı dışlanmadığı bir toplumda daha güçlü bağlar kurar. Toplum içi güven artar. Terör olaylarının olmadığı bir ülkede vatandaşlar birbirine daha çok güvenir; sokaklar, mahalleler, kentler daha huzurlu hale gelir. Gençler radikal yapılara yönelmez. Umut, iş ve eğitim olanakları sunulan bir gençlik, silaha değil, kaleme ve üretime sarılır.

Terörle mücadele adı altında geçmişte özgürlükler kısıtlanmış, hukuk dışı uygulamalar meşrulaştırılmıştır. Oysa terörsüz bir ortamda demokratik hak ve özgürlükler daha güçlü bir şekilde yaşama geçirilir. Basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü, toplanma hakkı daha özgürce kullanılabilir. Yargının tarafsızlığı ve hukukun üstünlüğü sağlanır. Güvenlik odaklı refleksler azalınca, yargı reformları için daha çok alan açılır. Sivil toplum gelişir. Şeffaflık, hesap verebilirlik ve katılımcılık artar. Vatandaş, sadece seçim dönemlerinde değil, her an ülke yönetimine katılma şansı bulur.

Terör ortamında yetişen çocuklar, sürekli korku ve şiddetle yoğrulurlar. Barışçıl bir ortam, eğitime ve gençliğe gerçek anlamda yatırım yapılmasını mümkün kılar. Okullaşma oranları artar. Terörden etkilenen bölgelerde kız çocukları başta olmak üzere tüm çocuklar daha rahat bir şekilde eğitim alır. Eğitim kalitesi yükselir. Güvenli bölgelerde öğretmen ve idari kadrolar daha kalıcı ve verimli olabilir. Toplumsal dönüşüm hızlanır. Eğitimin yaygınlaşması, terör örgütlerinin insan kaynağı bulmasını da engeller.

Terörsüz bir Türkiye, sadece içeride değil dış politikada da elini güçlendirir. AB ve diğer uluslararası birliklerle ilişkiler normalleşir. İnsan hakları ve demokrasi konularında eleştiri oklarının hedefi olmaktan çıkar. Bölgesel liderlik iddiası güç kazanır. Ortadoğu ve Kafkasya’da örnek bir model ülke haline gelir. Yumuşak güç artar. Kültürel ve diplomatik etkisi, askeri gücün ötesine geçer. Terörün sona ermesi yalnızca bir güvenlik başarısı değil, aynı zamanda bir toplumsal devrimdir. Daha özgür, daha güçlü, daha müreffeh ve daha adil bir Türkiye mümkün. Bu, hayal değil. Yeter ki siyasi irade, toplumsal farkındalık ve gerçek bir barış vizyonu bu uğurda birleşsin. Terörsüz bir Türkiye, herkesin kazandığı bir Türkiye olacaktır. Çünkü barış sadece silahların susması değildir; umutların konuşmaya başlamasıdır…