image

Okunma : 26  Tarih : 20.05.2025  E-Mail : 

 
Fatma  Yardımcı

19 Mayıs ve gençliğin sonsuz sorumluluğu!

Her milletin tarihinde dönüm noktaları vardır. Bazen bu anlar, savaş meydanlarında kazanılan zaferlerle; bazen bir fikirle, bir yürüyüşle ya da bir umutla yazılır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kaderi, 19 Mayıs 1919'da Samsun'dan yükselen o umutla yeniden şekillenmiştir. 19 Mayıs, sadece bir tarih değildir. O gün, bir milletin işgal altındaki karanlık günlerden aydınlığa yürüyüşünün başladığı gündür. Ve bu yürüyüşün lideri, Mustafa Kemal Atatürk’tür.

Mustafa Kemal Paşa, 16 Mayıs 1919’da Bandırma Vapuru ile İstanbul’dan ayrıldığında, yanında taşıdığı sadece birkaç kişisel eşya değil, koca bir milletin umudu, haysiyeti ve bağımsızlık aşkıydı. 19 Mayıs’ta Samsun’a ayak basarken aslında sadece Anadolu topraklarına değil, Türk milletinin kalbine ve hafızasına da bir iz bırakıyordu. Çünkü o gün, işgale boyun eğmiş bir milletin "artık ayağa kalkma zamanı" dediği gündü.

Atatürk, bu tarihi “Türk milletinin kurtuluşu için attığı ilk adım” olarak görür. Fakat belki de daha çarpıcısı, bu günü “doğum günüm” diyerek şahsileştirmesidir. Çünkü onun hayatındaki en büyük doğum, bir ulusun yeniden dirilişine önderlik ettiği o gündür.

Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs’ı “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak armağan ettiğinde, gençlere sadece bir bayram değil, bir sorumluluk, bir hedef ve bir gelecek bırakıyordu. Çünkü o, gençliği sadece yaş itibarıyla değil; düşünen, sorgulayan, üreten, ülkesini seven ve özgürlüğün değerini bilen bireyler olarak görüyordu.

“Ey Türk gençliği!” diye başlayan Gençliğe Hitabe, sadece bir metin değil, her satırıyla bir milletin bekasını gençliğe emanet eden bir vasiyettir. Atatürk, gençliğe hitabında karşılaşılabilecek her türlü tehlikeyi sıralar: iç ve dış tehditler, ihanet, yokluk... Ama sonunda hep aynı inançla bitirir: “Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.” Bu, Atatürk’ün gençliğe olan inancının, sarsılmaz güveninin ifadesidir.

Atatürk’ün gençlik anlayışı, yalnızca sportif başarılarla değil, aynı zamanda düşünsel ve ahlaki güçle yoğrulmuş bir gençliktir. Yani sadece güçlü kaslara değil, güçlü bir karaktere, sağlam bir fikre sahip gençlik. Onun idealindeki gençlik; bilimle barışık, çağdaş değerlere açık, ama özünden, tarihinden kopmamış bir gençliktir.

19 Mayıs’ı kutlarken sadece geçmişteki bir kahramanlığı değil, bugüne ve yarına olan sorumluluğumuzu da hatırlamak zorundayız. Atatürk’ün mirasını yaşatmanın yolu; onu sadece anmakla değil, onun açtığı yolda kararlılıkla yürümekle olur. Gençlik; fikir üretmeli, eleştirmeli, sorgulamalı ve ülkesine sahip çıkmalıdır.

Her 19 Mayıs, aslında bir yenilenme, bir tazelenme fırsatıdır. O gün Bandırma Vapuru'na binen cesaretin; Samsun’da yankılanan umudun ve milletin kaderini değiştiren kararlılığın yıl dönümüdür. Her 19 Mayıs, Atatürk’ü anlamak, gençliğin ne büyük bir miras taşıdığını kavramak için bir vesiledir. 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı, Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği olan gençliğe adanmış bir gündür. Bu anlamlı gün, gençlerin omuzlarındaki sorumluluğu hatırlatırken, onlara olan inancı ve güveni de pekiştirmektedir.

Bu vesileyle, gençlerimize düşen görev büyüktür. Çünkü onlar, sadece bugünün değil, yarının da mimarlarıdır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi: “Bütün ümidim gençliktedir.”

O ümidin hakkını vermek, onun hayalini yaşatmak, her Türk gencinin görevidir. Kutlu olsun 19 Mayıs. Yaşasın gençlik, yaşasın Cumhuriyet!

 




 
  YAZARIN ARŞİVİ
 
 
 
  YORUMLAR
 
 
  YORUM YAZIN
 
Adınız Soyadınız :

Yorumunuz :

Güvenlik Kodu : Güvenlik Kodu
Kod :

 


 
  Akdeniz Gazetesi


 
  FLAŞ HABER
 

  BASIN İLAN KURUMU İLANLAR

 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün


  SOSYAL MEDYA
 
 

 


  

 
 
ANASAYFA BİK İLANLAR İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
akdenizgazetesi.net © Copyright 2019-2025 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA