Göksu Deltası yok olma tehlikesi yaşıyor!


Mersin’de ‘Dünya Sulak Alanlar Günü’ nedeni ile Gazeteci ve Fotoğrafçı Mehmet Miras, Ramsar sözleşmesi kapsamında koruma altındaki Göksu Deltası’nı konu alan ’Cennette Yedi Köy’ isimli fotoğraf sergisi açtı. Sergiyle ilgili konuşan Miras, “Göksu Deltası, sadece Türkiye’nin değil, bütün Doğu Akdeniz’in en önemli sulak alanlarından biri. 1989’da Akgöl ve civarı yaban alanını koruma bölgesi olarak kabul edilmiş. 1990’da özel koruma bölgesi ilan edilmiş. 1994’te RAMSAR anlaşmasına dahil edilmiş; uluslararası öneme sahip sulak alan olarak kabul edilmiş. Ayrıca 1. derece sit alanı. Fakat bugün yok olma tehlikesi yaşıyor” dedi.

 

Tarih : 1 Şubat 2020 Cumartesi 15:52

Necdet TAŞ

Palm City Mersin AVM’de açılan sergide 334 kuş türü ve deniz kaplumbağalarının birbirinden güzel fotoğrafları sergileniyor. Göksu Deltası’nı konu alan ve 1-13 Şubat tarihine kadar açık olacak “Cennette Yedi Köy” isimli fotoğraf sergisiyle ilgili konuşan Gazeteci ve Fotoğrafçı Mehmet Miras, “Silifke ilçesinde Akdeniz'e dökülen Göksu Nehri'nin taşıdığı alüvyonlarla oluşan toplam 22 bin 844 hektar alana yayılan Göksu Deltası, zengin bitki örtüsü, bereketli toprakları, hayvan varlığı ve birçok medeniyete yaptığı ev sahipliğiyle görenleri kendisine hayran bırakıyor. Göksu Deltası, sadece Türkiye’nin değil, bütün Doğu Akdeniz’in en önemli sulak alanlarından biri. Delta, Türkiye’deki 450’ye yakın kuş türünün 334’den fazlasına geçici ya da kalıcı olarak ev sahipliği de yapıyor. Delta içinde yer alan Akgöl ve Paradeniz Lagünü sadece kuşlar için değil, balıklar için de önemli. Endemik türlere de sahip delta, topraklarının verimli olmasıyla tarım için de son derece elverişli” dedi.

25 YILDIR GÖKSU DELTASI’NDAKİ KUŞ TÜRLERİNİ TAKİP EDİYOR

Göksu Deltası’ndaki kuş türü hareketliliğini 25 yıldır takip ettiğinin altını çizen Miras, “Kışlama ve kuluçka alanı olarak çok sayıda kuş türünün kullandığı delta, yılın hemen her mevsiminde, ilginç ve canlı peyzajın oluşumuna katkı sağlayarak çekiciliğini daha da arttırıyor. Özellikle Akdeniz kuşağında yalnızca belirli bölgelerde rastlanan ve sayıları gittikçe azalan saz horozu, bölgenin simgesi olarak da nitelendiriliyor. Kış aylarında ve göç zamanında kuş popülasyonu ve tür sayısının önemli ölçüde arttığı deltada, Türkiye'deki 450 türden 328'ini görmek mümkün. Ayrıca, Türkiye'nin ulusal ve uluslararası öneme sahip 140 kuş türünden 106'sı, dünya çapında yok olma tehlikesi altında olan 24 kuş türünden de 12'si Göksu Deltası'nda yaşıyor. 14 bin 800 hektar karasal alanda tarım arazileri, göller, sazlıklar, tuzlu bataklılar, kumullar, kumsallar ve yerleşim merkezlerinin yanı sıra, 5 bin 500 hektarlık sulak alanda Akgöl ve paradeniz lagünü, birçok irili ufaklı sığ ve çoğunlukla mevsimsel göller ile drenaj kanalları ve çeltik tarlaları yer alıyor. Bölge florasında 441 bitki türü tespit edilen deltada, Türkiye'de korunmaya ihtiyacı olan türlerden 8 endemik ve 32 nadir tür olmak üzere, toplam 40 bitki türü bulunuyor. Delta, düzenli olarak kullandıkları için, büyük flamingolar açısından da ayrı bir önem taşıyor. Delta kuşlar tarafından kuluçkalama mevsimi dışında, çiftleşme öncesi ve sonrası göçte, kışlamada da kullanılıyor. Göksu Deltası'nda  4 tür kara ve su kurbağası, 6 tür kara ve su kaplumbağası, 14 tür kertenkele ve 10 yılan türü bulunuyor.  ''Caretta Caretta'' ve ''Chelonia Mydas'' türü deniz kaplumbağalarının yumurtalarını bıraktığı, Akdeniz'deki en önemli ana yuvalama bölgelerinden biri olarak nitelenen deltada, ayrıca yumuşak kabuklu Nil Kaplumbağası'na da rastlanıyor. Yeraltı su kaynakları açısından da oldukça zengin olan Göksu Deltası, Türkiye kıyı kumul florasının yüzde 22'sini barındırıyor. Doğal bitki örtüsünü Akdeniz'in maki formasyonu ile yoğun kumul bitkileri ve tuz steplerinin oluşturduğu delta, toprak yapısı ve iklim üretim deseninin çeşitlenmesi ve üretim miktarının artmasında önemli etken olarak belirtiliyor” dedi.

“DELTADA SU VE TOPRAK KİRLİLİĞİNİN TEHLİKELİ BOYUTLARDA”

Deltada su ve toprak kirliliğinin tehlikeli boyutlarda olduğunu vurgulayan Miras, “Özellikle son yıllarda insan eliyle çıkartılan yangınlar nedeniyle kuş türleri büyük zarar görüyor. Deltadaki en büyük problemlerden biri yoğun tarımsal faaliyetler. Bunun temel nedeni bilinçsizce, yoğun miktarda kullanılan zirai ilaçlar. Yüzeyde yapılan her faaliyet yer altı suyunu kirletiyor zaten. Kanalizasyon olmayışı yer altı sularında yüksek toksik etkiye sahip olabilecek seviyede azota neden oluyor. Göksu Deltası, bugün su kirliliği, toprak kirliliği ve biyo-çeşitlilik yitimi açısından alarm veriyor çünkü hala sızdırmalı foseptiklerde evsel atık sular birikiyor. Alarm veriyor çünkü tarımsal faaliyetler, tarımla uğraşanların eğitimiyle ilgili hiçbir kayıt yok. Her ne kadar yasalarla korunuyor olsa da, bu koruma kağıt üzerinde kalıyor. 1989’da Akgöl ve civarı yaban alanını koruma bölgesi olarak kabul edilmiş. 1990’da özel koruma bölgesi ilan edilmiş. 1994’te RAMSAR anlaşmasına dahil edilmiş; uluslararası öneme sahip sulak alan olarak kabul edilmiş. Ayrıca 1. derece sit alanı” diye konuştu.

Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!





 
  Akdeniz Gazetesi


 
  FLAŞ HABER
 

  BASIN İLAN KURUMU İLANLAR

 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün


  SOSYAL MEDYA
 
 

 


  

 
 
ANASAYFA BİK İLANLAR İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
akdenizgazetesi.net © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA