Necdet TAŞ
İYİ Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz, Balıkesir'in Sındırgı ilçesinde meydana gelen depremin ardından yaptığı açıklamada, “Balıkesir İlimizin Sındırgı ilçesi merkezli ve 6,1 şiddetli depremle bir kez daha sarsıldık. Öncelikle Balıkesir ve Sındırgı’da yaşayan halkımıza olmak üzere tüm Türkiye’ye geçmiş olsun dileklerimi iletiyor ve Allahım beterinden korusun diyorum. Sındırgı’da yıkılan binalardan, enkaz altında kalanlardan, ölü ve yaralılardan söz ediliyor. Bu deprem ve Marmara çevresinde daha öncede yaşanan depremler, olası Büyük İstanbul Depreminin habercisi olabilir. Zaten son yıllarda yaşanan ve birbiri ardına gerçekleşen depremlerle, daha önce yaşanan ve “asrın felaketi” olarak adlandırılan, merkezi Kahramanmaraş ve Hatay olan depremler Ülkemizin artık bir deprem ülkesi olduğunu kanıtlamış durumda. Peki biz gelecekte de olabilecek depremler için önceden tedbirler alarak can ve mal kayıplarını azaltmaya yönelik neler yapabildik, hangi tedbirleri alabildik. Maalesef koskoca bir sıfır” ifadelerini kullandı.
“KENTSEL DÖNÜŞÜM KONUSUNU HAFİFE ALIYORUZ”
“Geçen günlerde Rusya merkezli ve Okyanusta gerçekleşen depremin şiddeti 8,8 idi, Japonya ve ABD’de dahi hissedildi, arkasından tsunami uyarısı yapıldı, ancak bizde olduğu gibi ne yıkım, ne de can kayıpları yaşandı. O depremin, dünyanın en şiddetli depremlerinden birisi olduğu bile söylendi. Peki neden o daha şiddetli depremlerde bizdeki kadar can ve mal kayıpları olmuyor da, bizdeki daha düşük şiddetteki depremlerde çok fazla can ve mal kayıpları yaşanıyor? Çünkü biz aklımızı kullanmıyor, önceden yeterli tedbirleri almıyor, çürük binaları tespit ederek, güçlendirilmesini sağlayamıyor ya da kentsel dönüşüm konusunu hafife" alıyoruz” şeklinde konuşan Kocamaz, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Tek yaptığımız şey, bahanelerin arkasına sığınmak. Yaptığımız şey deprem sonrasında ağıtlar yakıp, gözyaşı dökmek. Üzüntülerimizi bildirmek. Yaptığımız şey, depremi kader olarak nitelemek, suçu haşa Cenab-ı Allah’a yükleyerek işin içinden sıyrılmak. Para yok! Kaynak yok diyerek de işin içinden sıyrılamazsınız. Zira 1999 Ağustos ayında yaşadığımız Marmara Depremi nedeniyle çıkarılan kanun ile vatandaşlarımızdan yıllarca deprem vergisi tahsil edildi. Ancak toplanan paraların hangi amaçla ve nerelerde kullanıldığı meçhul. Hala bu konuda detaylı bir açıklama yok. Bu kafayla biz daha çok can ve mal kayıpları yaşar ve her deprem sonrasında aynı hikayeleri dinlemeye devam ederiz. Evet Beyler. Artık bahaneleriniz ve her deprem sonrasında yaptığınız açıklamalar kabak tadı verdi. Millet sizden artık çözüm bekliyor. 23 yıllık iktidar döneminizi boşa geçirdiniz. Yeterli çalışmaları yapmadınız. “İtibardan tasarruf olmaz!” dediniz, Saraylara ve her türlü şatafata parayı buldunuz. Ancak deprem ve kentsel dönüşüme kaynak ayıramadınız. Geldiğimiz nokta maalesef ve hala yıkımlar, enkaz altında kalanlar, can ve mal kayıpları. Bir an evvel kendinize geliniz ve deprem konusunda gerekenleri yapınız. Aksi takdirde bu vebalden kurtulamazsınız. Benden söylemesi.”