Necdet TAŞ

Türkiye, özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde etkili olan orman yangınlarıyla mücadele ederken, İYİ Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz ve Mersin Tabip Odası'ndan hükümete yönelik sert eleştiriler geldi. Her iki kurum da yangınlara müdahaledeki yetersizliğe ve uygulanan politikalara dikkat çekerek, yaşanan felaketlerin "doğal" olmaktan öte, "sistematik" olduğunu savundu. İYİ Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Türkiye'nin birçok yerinde rüzgarın etkisiyle yayılan yangınların bir kısmının kontrol altına alınsa da İzmir-Seferihisar ve Hatay gibi bölgelerde devam ettiğini ifade ederek, “Ülkemizin bir çok yerinde başlayan ve rüzgarın da etkisiyle geniş alanlara yayılan yangınların bir kısmı kontrol altına alınarak söndürülürken, bir kısmı İzmir-Seferihisar’da olduğu gibi halen devam ediyor. Ayrıca Hatay’da olduğu gibi de, bu yangınlara yenileri ekleniyor. Allah’ım birçok bölgede devam eden orman yangınlarını söndürebilmek için cansiperane mücadele eden, görevli ya da gönüllü tüm insanlarımızın yar ve yardımcısı olsun. Yangınların yerleşim alanlarını da etkilemesi nedeniyle evleri, ahırları yanan tüm insanlarımıza da kolaylık versin. Kolay değil, yıllarca çalışıp, çabalayıp, dişinden tırnağından artırarak yaptırdığı evlerinden, barklarından olan vatandaşlarımıza Allah’ım yardım eylesin” dedi.

“SÖNDÜRME CİHAZLARI YETERSİZ”

Kocamaz, hükümetin yangın söndürme cihazlarındaki yetersizliğini ve ön hazırlık eksikliklerini eleştirerek, “Her yıl, yaz aylarında bu tür yangınlarla karşılaşıyor, aynı haberleri alıyor, aynı acıları yaşıyoruz. Devlet olarak da elbette bazı hazırlıkları yapıyor ve iyi kötü bir şeyler yapıyor ya da yapmağa çalışıyoruz. Ancak yapılan ön hazırlıkların ve temin edilen yangın söndürme cihazlarının yetersiz olduğu ortada. Hala yangına mücadelede geç kalıyor ve yüzbinlerce hektar ormanlarımızı kaybediyoruz. Beyler. Bu iş ihmale gelmez. Yangının şakası olmaz. Yangınla mücadelenin de bahanesi olmaz. Bu yangınlarla ilgili olarak, bahaneler üretmek yerine, bu yangınlardan dersler çıkarıp, gereklerini yapıp, hiç olmazsa seneye hazırlıklı olmak zorundayız. Ürettiğiniz hiçbir bahane yanan ormanlarımızı ve  habitatımızı geri getirmeyecek. 23 yıldır iktidardasınız, hala araç gereç eksikliğimiz var ve hala orman yangınlarıyla ilgili problemi çözememişsiniz. Kimse kusura bakmasın ama, çeyrek asırdır iktidarda olan bir idarenin bahanelerin arkasına sığınmaya çalışması kabul edilebilecek bir durum olamaz.  Bu düpedüz bir beceriksizlik göstergesidir. Zira, itibardan tasarruf olmaz diyerek, gelişmiş Avrupa ülkelerinde görülmeyen şatafatlı bir yönetim anlayışı ile hareket ederken, orman varlıklarımıza sahip çıkamayıp, her yıl yüzbinlerce hektar ormanımızın yok edilmesini ne Allah, ne biz kulları, ne de yanan ormanlarda diri diri can veren günahsız canlılar affeder. Benden söylemesi. Demek ki, demokrasiye inanacak, ara sırada olsa muhalefetin sözünü dinleyecek ve TBMM’de “çoğunluk bende, her şeyi ben bilirim, ben ne dersem o olur!” mantığını bir kenara bırakacaksınız. Bu konuda Meclis Genel Kurulu’na getirdiğimiz ve araştırılmasını istediğimiz önergeleri dikkate alacak ve gerekli önlemleri alarak, bugün yaşadıklarımızı her yıl ve tekraren yaşamayacaksınız. Bu yangınlar akciğerlerimiz yok oluyor. Yanan ormanlık alanlarımızın yeniden eski haline gelebilmesi için en az 60-70 yıla ihtiyaç var. Tüm bunları düşünerek, görev sürenizden sonraki dönemlere böyle kötü bir miras bırakmak zorunda değilsiniz. Ecdadımız, bırakın yüzbinlerce dekar ormanın yanmasını, bir tek ağacın kesilmesine dahi rıza göstermemiş, ‘Yaş kesenin başını keserim!’ şeklinde kesin hükümlü ifadeler kullanmıştır. Zira yaş kesmenin vebali büyüktür ve bu vebalden asla kurtulamaz, bahanelerle işin içinden sıyrılamazsınız. Bunun çok büyük vebali var. Bilesiniz!” ifadelerini kullandı.

MERSİN TABİP ODASI: “BU FELAKET SADECE DOĞAL DEĞİL, POLİTİK”

Yangınlarla ilgili bir diğer dikkat çekici açıklama ise Mersin Tabip Odası’ndan geldi. Yapılan yazılı açıklamada, orman yangınlarının yalnızca çevresel değil, aynı zamanda politik ve halk sağlığını tehdit eden bir yıkım olduğu ifade edildi. “Yangınlara müdahalede yaşanan yetersizlik, kamu kurumlarının tasfiyesi ve özelleştirme politikaları bu felaketi sistematik hale getirmiştir. Bu bir ihmal değil, sermaye lehine doğayı feda eden bir kalkınma anlayışının sonucudur.” Tabip Odası, özellikle yangın sonrası ortaya çıkan hava kirliliğinin astım, KOAH, kalp rahatsızlıkları ve çocuklarda solunum yolu enfeksiyonlarını tetiklediğini belirtti. Aynı zamanda psikolojik etkilerin de büyük olduğuna dikkat çekilerek, etkilenen vatandaşlara ücretsiz sağlık hizmetleri ve psikososyal destek sağlanması gerektiği vurgulandı. Mersin Tabip Odası’nın açıklamasında şu talepler yer aldı: “Yangın nedenleri ve müdahale süreçleri bağımsız bilim insanları tarafından incelenmeli. Yanan alanlar hiçbir şekilde imara, turizme veya enerji projelerine açılmamalı. Etkilenen yurttaşlara ücretsiz sağlık, barınma ve psikososyal destek sağlanmalı. Kronik hastalığı olanlar için gezici sağlık ekipleri oluşturulmalı. Doğayı esas alan bir ekososyalist planlama modeli benimsenmeli. Su, orman, maden gibi doğal varlıklar halkın ortak yararı için kamusal mülkiyete geçirilmelidir. Yaşamı savunmak, doğayı savunmaktır. Sağlığı savunmak, bu sömürü düzenine karşı çıkmaktır. Sermaye için değil, toplum için bir ekolojik gelecek mümkündür.”