CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder için Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen anma töreninin ardından şok edici bir saldırıya uğradı. Özel, cenaze töreninden çıkarken Selçuk Tengioğlu isimli bir şahıs tarafından yumruklu saldırıya maruz kaldı. Saldırı, siyaset dünyasında büyük yankı uyandırdı ve geniş çaplı tepkilere neden oldu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yapılan saldırıya tepki gösteren Avukat Ferda Aras, “Bir Yumruk ve Bir Taş… Cezasızlığın ülkesinde adalet yerini bulmuyor. Bugün, Türkiye’de demokrasiyi savunmak, yalnızca fikir değil, artık cesaret işidir. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bir cenazeden çıkarken çocuklarını katleden bir adamın yumruğuna hedef oldu. Saldırgan Selçuk Tengioğlu, 2004’te iki öz çocuğunu öldürmüş, iki çocuğunu da yaralamış bir katil. Müebbet hapis almıştı, ama 2020’de şartlı tahliye ile aramıza döndü. Ve bugün bir siyasi lidere saldıracak kadar cesaret buldu. Bu ilk değil. 2019’da Kemal Kılıçdaroğlu bir şehit cenazesinde linç edilmek istendi. Kalabalığın ortasında dövüldü, bir eve sığındı, o evin yakılması istendi. “Yakın o evi” diye haykıranlar ne tutuklandı, ne yargılandı. O gün cezasız kalanlar, bugün yumruk sallıyor. O gün sustuklarımız, bugün saldırıyor. Bir yanda Anayasal hakkını kullanan yurttaşlar coplanıyor, tutuklanıyor; diğer yanda “bana yemek kartı vermediler” bahanesiyle yumruk savuran, geçmişi kanla yazılmış bir suçlu serbestçe liderlere saldırabiliyor” ifadelerini kullandı.
“SADECE ÖZGÜR ÖZEL DEĞİL, HEPİMİZ SALDIRIYA UĞRADIK”
“Bu yalnızca bir saldırı değil. Bu, devletin cezasızlık politikasıyla beslenen şiddetin, örgütlü siyasete yöneltilmiş bir darbesidir. Bu, bir partinin değil, bir halkın iradesine atılmış yumruktur. Bugün susarsak, yarın hepimizin başına gelecek olan budur. Katiller salınıyor, gençler yargılanıyor. Siyaset hedefte, adalet ise esir. Sadece Özgür Özel değil, hepimiz saldırıya uğradık” ifadelerini kullanan Aras, “Taş atıp “küçüktü” diyenlerle, çocuklarını katledip “yemek kartı vermediler” diye yumruk atanlar aynı düzenden besleniyor. Aynı cezasızlıkla, aynı görmezden gelmeyle, aynı adaletsizlikle. Demokrasiye inanan liderler dövülüyor, barış isteyen siyasetçilere yumruk atılıyor ama suçlular ‘İyi Hal’ ile salınıyor. Oysa halkın gözünde, haklı bir yumruk yoktur. Halkın vicdanı, suskun yargının yerini doldurur bir gün. Yargı tutanaklarına “küçük taş attım”, “baston kazayla değdi” diye geçen ifadelerle hafifletilen, meşrulaştırılan bu saldırılar aslında tek bir şeyi gösteriyor: Bu ülkede muhalefete, demokrasiye, barışçıl protestoya tahammül yok. Ama örgütlü şiddete, ölümcül saldırılara büyük bir hoşgörü var. Anayasadan doğan gösteri hakkını kullananlar copla, plastik mermiyle, gözaltı ve tutuklamayla karşılaşırken; katiller, linççiler, saldırganlar için “iyi hal”, “af”, “yanlışlıkla vurdu” denilerek adalet susturuluyor. Bu yazı bir isyan değildir sadece. Bu bir hatırlatmadır: Adalet gecikir, ama yok edilemez. Biz susmadık. Yarın da susmayacağız. Taşlar küçük değil, bastonlar “kazara” değil, bu zihniyet tehlikelidir ve karşısında durmak hepimizin görevidir” dedi.