Dünyanın gözü Uzuncaburç’ta olacak


Uzuncaburç Kültür Rotaları Projesi’nin tamamlanmasıyla Avrupa’nın gözünün Mersin’de olacağının altını çizen Mersin Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ümit Aydınoğlu, “Proje kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığı 150 milyon TL bütçe ayırdı. Bir aksilik olmaz ise önümüzdeki 4 yıl Türkiye’deki arkeolojik kazılar için altın çağ olacak biz de Mersin olarak bunu iyi değerlendirmeliyiz. Uzuncaburç, Kandıdivane’nin bir üst modeli olarak önümüzdeki 5 yıl içinde tam Avrupa’da duyulacak” dedi.

 

Tarih : 5 Mart 2024 Salı 13:16

Necdet TAŞ

Mersin’e bağlı Silifke ilçesi sınırları içerisinde yer alan Uzuncaburç (Diocaesarea) antik kenti, Hellenistik Dönem’de (MÖ 3-1 yy) bölgeye egemen olan Rahip Hanedanlığı’nın yerleşim yeri ve başkentidir. Kent, Zeus Olbios Kutsal Alanı’nın etrafında gelişmiştir ve Roma İmparatorluk Dönem’inde (MS 1. yy içinde) anıtsal karakterine kavuşmuştur. Kutsal Alan özelliğinden dolayı, Romalılar tarafından Tanrı İmparator Kenti (Diocaesarea) olarak adlandırılmıştır. Hellenistik Dönem kalıntılarının yanısıra Romalıların burada inşa ettikleri çok sayıda anıt bütün görkemiyle halen ayakta durmaktadır. Diocaesarea antik kenti; Uzuncaburç kırsal yerleşimi ile iç içedir ve yerleşimin tamamı Arkeolojik ve Doğal koruma Alanı içerisinde kalıyor. Antik kent iyi korunmuş arkeolojik kalıntılarıyla öne çıkıyor. Uzuncaburç Antik Kenti'ndeki kazı çalışmaları, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün izni ve desteğiyle Mersin Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ümit Aydınoğlu başkanlığında yürütülüyor. Antik kentteki kulenin restorasyon ve kazı çalışmalarında, geçen hafta bir iç odada M.S. 6'ncı yüzyıl sonu 7'nci yüzyıl başına ait olduğu sanılan yaklaşık 1400 yıllık 19 parça esere ulaşıldı. Kolye, kolye ucu, küpe, amulet (muska), boru biçimli bilezik ve göğüs zincirinin aralarında yer aldığı korunmuş durumdaki eserlerin yanında bir iskelet de bulundu. Kulede ortaya çıkarılan eserlerin, Bizans İmparatorluğu ve Sasaniler arasındaki savaşta oluşan tahribat sırasında çıkan yangında, kulenin katlarının çökmesiyle toprak altında kaldığı, iskelete ait parçaların da yangın sırasında kulede bulunan bir kişiye ait olduğu düşünülüyor. ​​​​​​​Elde edilen eserlerin gerekli çalışmaların ardından Silifke Müzesi'nde sergileniyor.

ÇALIŞMALAR 2021 YILINDA BAŞLADI

Uzuncaburç Antik kentindeki kazılar Prof. Dr. Ümit Aydınoğlu başkanlığındaki bir ekip tarafından sürdürülüyor. Çalışmalar kapsamında, antik kentteki Tiyatro, Nymphaion, Podyumlu Tapınak, Sütunlu Cadde, Doğu Nekropolis ve Roma Yolu, Zeus Kutsal Alanı Propylon’unda kazılar gerçekleştirildi ve bu çalışmalar devam ediyor.  2021 yılı çalışmaları kapsamında ise, antik kentin sahip olduğu yapıların korunması amacıyla hazırlanan restorasyon projeleri Kültür ve Turizm Bakanlığının 2021 yatırım programına alınarak, Adana Röleve ve Anıtlar Müdürlüğü tarafından antik kentteki tiyatro, kutsal alan, tapınak ve Hellenistik kule  için hazırlanan kazı ve restorasyon projelerinin ihaleleri yapılarak çalışmalara başlandı. 2023 yılı içerisinde Hellenistik Kule’de restorasyon çalışmaları tamamlandı. 2024 yılında Tiyatro ve kentin ziyaretçi trafiğini düzenleyecek ve ziyaretçiler için konforlu gezi sağlayacak Çevre Düzenelemesi projelerinin yapımına başlandı. Ören yerinin sahip olduğu kırsal karakterin korunması için de çalışmalar sürdürülüyor. Bu kapsamda, tescilli Yörük evlerinin röleve restorasyon projeleri de hazırlandı. Mersin Valiliği ve Çukurova Kalkınma Ajansı’nın desteğiyle uygulama aşamasına geçilen proje ile ilk etapta dört Yörük Evi restore edilerek koruma altına alınmış ve antik kent içinde hizmet vermeye başladı. Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle antik kentin içinde yer aldığı köy  yerleşimi için de projeler geliştirilerek uygulamalara başlandı.

KAZI ÇALIŞMALARI İÇİN BAKANLIKTAN 150 MİLYONLUK BÜTÇE

Mersin’in Silifke ilçesinde kazaları devam eden Uzuncaburç Antik Kenti ile ilgili İçel Sanat Kulübünde gerçekleştirilen söyleşide kazı çalışmalarıyla ilgili bilgi veren  MEÜ Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ümit Aydınoğlu, Uzuncaburç’un Mersin’in en güzel ören yerlerinden biri olduğuna dikkat çekerek,“Ankara’da Mersin’in zenginliklerine karşı bir bilgisizlik söz konusu. Antalya, Muğla ve İzmir şahane ne güzel ama Mersin ciddi bir bilinmez. Valilik yani kentin karar alma mekanizmasının başındakilerin kentin sivillerini kulis yapması, peşinde koşturulması gereken bir süreç. Ben kazı başkanı olarak bunun peşinde koştum. Kültür ve Turizm Bakanı bana bayram 1 saatlik randevu vermişti, 1,5 saat bırakmadı. Projelerimize destek istedik. Projemizi bakan yardımcısına gönderdiğimde 3 ay sonra 4 projeye birden destek geldiğini gördük. Yavaş yavaş bakanlığın alt bürokrasisinde Mersin’e ilgi oluşmaya başlamış. Mersin ile ilgili talepler var ama Ankara’da bu potansiyelin farkında değiller. Mersin Üniversitesi bu yıl Soli ile ilgili de kazılar yapacak. Kızkalesini geçen sene almıştık. Bir hareket var ama bunun devamı gelmeli. Bu üniversite ile olmaz sadece tüm kentin aktörleri buraya gelmeli. Bu dinamiği gördüğü zaman Ankara burada bir şey olduğunu görüyor. Biz bu talepte bulunduk ve devamı geldi.  Mersin’e kazı çalışmaları için yatırım da geldi. 2024 yılı Kültür ve Turizm Bakanlığının Mersin’e yatırım bütçesi 3 proje için 190 milyon TL. Bugüne kadar bu para hiç gelmedi. Sadece 150 milyon TL Uzuncaburç’a verildi. Bir aksilik olmaz ise önümüzdeki 4 yıl Türkiye’deki arkeolojik kazılar için altın çağ olacak biz de Mersin olarak bunu iyi değerlendirmeliyiz” dedi.

“TÜM AVRUPA UZUNCABURÇ’U KONUŞACAK”

Uzuncaburç’ta uyguladıkları projeyi anlatan Prof. Dr. Aydınoğlu, “Uzuncaburç’ta inanılmaz şeyler var. Defineler, kitaplar çıktı. Uzuncaburç Avrupa’da adını duyurmaya başladı ama en büyük eksiğimiz kente duyurmak noktasında. Arkeolojik alan bu kentin değeri ve kente kimlik kazanç karakter katan şey kültür sanat spordur. Ticaret tabiki önemli herkesin ekmek kapması ama sadece ticaret kentiyiz diyemeyiz. Çünkü ticaretten elde ettiğiniz gelirin gideceği bir yer lazım. Kültür sanat spor ayrı bir şeydir. Bir kenti tanımlarken kente karakter katan değerler öne çıkar. Mersin bu anlamda çok şanslı çünkü ayakta duran tarihi zenginlikler var. Buraya turist gelmesi, bunların ayakta durması sağlanmalı. Ne yazık ki 1970’lerde Adana Müzesi buradan malzeme toplamış. Soli’nin Uzuncaburç’un çok güzel heykelleri Adana Müzesinde sergileniyor. Adana’lılar bunu vermiyor ısrarla talep etmemize rağmen. Lahitler var vermiyorlar. Mersin’de kalsaydı ne kadar güzel olurdu ama biz bunu yapmamışız. Bunlar kentin değeri ve bunları sahiplenmemiz, gurur duymamız gerekiyor. 2 bin yıldır, orada duruyor diyorduk, ama şimdi orada inanılmaz projeler yapıyoruz. Bakanlık destekleri devam ettiği sürece önümüzdeki 10 senede Avurpa’daki en önemli arkeolojik alan modellerinden birini uygulayacağız. İçinde çok güzel korunmuş arkeolojik eserler, tescilli bağlar var, kırsal üretim yapılıyor, Yörük Evlerinin 4 tanesini kamulaştırdık ve restore ettik. Avrupa’nın en önemli arkeolojik parklarından biri haline gelecek burası. Bu Mersin’de olduğu için mutluluk duyacak, hava atacağız. Sizde var mı diye? Kanlıdivane’de de aynı dağınıklık vardı, oraya girdik MEÜ olarak. Kazılar yaptık, 3-4 eseri ayağa kaldırdık, deneysel arkeoloji yaptık, zeytinyağı prosini 4 adet kullanılır hale getirdik. Yürümüş yolları, tabelama yaptık. Kanlıdivane şuanda sürekli yurtdışından geldiğinde oraya götürüyorum.  Orada bir gezi parkı, eser, seyir terası, bilgi var. Bunları bir düzene koyduğumuz zaman kentin ismi tanınıyor. Giden herkes bize ne kadar güzel olmuş diye mesaj yazıyorlar. Uzuncaburç, Kandıdivane’nin bir üst modeli olarak önümüzdeki 5 yıl içinde tam Avrupa’da duyulacak. Uzuncaburç’a neden gittik çünkü Olba bölgesini başkenti, dini merkezi, kalıntılar çok zengin. Rahip kralların yaşadığı bu kentteki yapılar çok iyi korunmuş.  M.Ö. 300 yıldan bu yana varlık gösteren yapılar var burada. Belki Hitit döneminden beri burada kutsal alanlar var. Projelerimiz devam ediyor.  En ilginçlerden birisi benim de hayalim olan Hellenistik Kule Kazı ve Restorasyon Projemiz devam ediyor. Kule 30 metre ama bazı yerlerden ayrılma yıkılma tehlikesi var. Kulenin içine girdiğinizde tahrip olmuş taşlar görünüyordu. 1990’lardaki basit restorasyon kulenin bugünlere kadar gelmesini sağladı, işini yapılmış. Çok zor şartlarda kazılar yaparak merdivenleri, Bizans döşemelerini ortaya çıkardık. İçerde ve dışarıda kurduğumuz iskeleler kuleyi korudu Maraş depreminde” diye konuştu.

UZUNCABURÇ DEFİNECİLER KISKACINDA

Önce kazılar yaptıklarını sonra tadilata başladıklarını ifade eden Prof. Dr. Aydınlıoğlu, “Uzuncaburç bin 200 metre rakımda olup, hazineyi bulmamız ile alandan ayrıldık, zincir, kamera, ışık taktık ama Türkiye’nin çeşitli yerlerinden toplanan defineciler kuleye yürüyüşe geçmişler. Jandarma müdahalesi ile bunlar alındılar. Kazı yaparak bu değeri kente kazandırmaya çalışıyoruz ama bir yandan da bunlarla uğraşıyoruz. Uzuncaburç gibi bir antik kentte hayatınız tehlikeye girebiliyor. Kazılar bittikten sonra kuleyi korumaya karar verdik. Restorasyon lafı uyarıcı olmuş, hemen oraya yeni bir bina inşa ediliyor. 30 metre yükseklikte on binlerce taş ile yapılmış binada biz bir tane yeni taş kullanmadık. Tüm taşları yıkadık, tamir ettik, doldurmalar yaptık, 15 bin metre çelik çubuk kullandık.  Köyden kadın bulduk pişti bulamayınca öğrettik onlara da yaptırdık. Amacımız kuleyi bir kaç nesil daha ayakta tutmak oldu.  Kuledeki patlamanın temel nedeni zor hava şartları. Ayrıca bir çatı ve yağmur suyu dereni sistemi yaptık.  Kule yerinden oynamasın diyerekten çelik iskeletler inşa ettik.  Burada çok büyük bir mühendislik işi yapıldı diyebiliriz. Uzuncaburç Tanrı İmparator kentidir. Bu yapı gibi Anadolu’da, Avrupa’da uygulanan bir yapı yok, özel çözüm gerektiren. Şimdi bu konuyla ilgili bir film hazırlattık UNESCO’ya sunacağız. Kule için belki 100 -150 yıl sonra daha ileri teknolojiler geliştirilir ve yeni çalışmalar yapılabilir. Kuledeki çalışmaları bitirdik ama bakanlık henüz lansmanını yapmadığı için henüz ziyaretçi almıyoruz” ifadelerini kullandı.

“AVRUPA’NIN EN ÖNEMLİ MODELLERİNDEN BİRİ HALİNE GELECEK”

Ören yerinde Yörük Evleri Restorasyonu Projesi’nin de devam ettiğini hatırlatan Prof. Dr. Aydınlıoğlu, “Bazıları ne yazık ki antik yapını üzerinde. Biz bunlardan 12 tanesini kamulaştırdık. Kalkınma Ajansıyla görüştük valilik ve üniversite olarak önce 4 tanesinin restorasyonunu yaptık. arkeolojik tescilli alan olduğu için maliyetler. 4 kat artıyor ne yazık ki. Bir satış ofisi olarak planladık. Birini ziyaretçi merkezi yapacağız. Birini de kafeterya ve güvenlik merkezi olarak kurguladık. Diğer 8 evinde ihalesi hazır, en son kuruldan geçti. Kalan 8 evi de buraya kazandıracağız. Herkes elini taşın altına koyuyor, eğer yapabilirsek 2024’te 8 evin restorasyonuna başlatmak istiyoruz” dedi. Uzuncaburç Kültür Rotoları Projesi’nin önemine değinen Aydınlıoğlu, “Proje kapsamında yapay zeka destekli bir uygulama geliştirildi, indirerek kaydolduğunuzda tüm bilgileri alıyor ve parkuru tamamlayabiliyorsunuz. Bu zamanla tanınacak ve burası daha gezilebilir bir yer haline gelecektir. Bugüne kadar ki anlaşın dışına çıkıyor alan yönetimi geliştiriyoruz. normali, tarihi, arkeolojiyi hepsini buradaydı değerlendiriyoruz. Mersin Büyükşehir Belediyesi ile anlaştık. Arkeoloji koruma stratejisini hazırladık. Ve bu kapsamda ören yeri için zaten Kültür Bakanlığı yapıları ayağa kaldırıyor ama bu ören yerinin içinde bulunduğu bir de köy var. Köyün okulları, yürüyüş yolları. Tabelaları, köylüye eğitimler verilmesi gibi çalışmaları belediyeler ile yapıyoruz. Büyükşehir her hafta otobüs otobüs insanı gezdirmeye getiriyor insanları Uzuncaburç’a, Köy meydanı ve mezarlık projesini bunun için yaptık. Satış ofisleri, oturma yerleri olacak. Belediye 3 binayı satın aldı bunların da restorasyon projesi kuruldan geçti, yakın zamanda kafeterya ve sergi salonu için kullanılacak burası da. Böylece Uzuncaburç’a gelenler köyün içini de kullanarak zaman geçirme imkanı bulabilecekler. Kadınlara verilen eğitimlerle düzenli olarak tezgahlar açılacak. Satış imkanları sunulacak ve Uzuncaburç’u yaşayan bir yer haline getireceğiz. Ayrıca köyün eski bir değişeni var ama adeta bir fabrika gibi.  Bu da yeniden köye kazandırılıyor.  Sadece bunlar değil parklar, okullar, yollar hepsi düzenleniyor. Bir yandan arkeolojik alanı yönetmeye diğer yandan içinde bulunduğu çevreyi yönetmeye çalışıyoruz. Birlikte bir model oluşturabilirsek Türkiye’nin, Avrupa’nın en önemli modellerinden biri haline gelecek” şeklinde konuştu.

YAKINDA ZİYARETE AÇILACAK

Ören yerinden bulunan Antik Tiyatro Rölöve Restitüsyon ve Restorasyonu Projesinin de devam ettiğine dikkat çeken Prof. Dr. Aydınlıoğlu, “Bu sene tiyatronun restorasyon projesi için de bütçe geldi. Kazılar aslında neredeyse bitti. Geçen yıllarda çok yoğun çalıştık. 6 ayda tiyatroyu ortaya çıkarma şansımız oldu.  Bir buçuk sene içinde tiyatroyu kullanabiliriz bir hal getirmeyi planlıyoruz. Eğer olursa çok etkileyici bir görüntü olacak. Bize gelen paranın en önemli kısmı ören yerinin koruma altında olmamasına gidiyor. Ören yerinde geçen yıl elinde dedektör ile define arayan birini yakaladık.  Çok yükü olan ören yerinin her tarafı açık, güvenlik olmayınca konuşamıyoruz.  Sadece antik kent değil medeniyet öğretmek de gerekiyor Çünkü gişe görmeyen herkes sorun çıkarıyor. Uşak çitler imalatta fabrikada, bu hafta çitlerimiz geliyor, hızlı bir şekilde etrafını çitlerle kapatarak, ziyaretçi merkezini hizmete açacağız. MEÜ’nün katkısı ile Gaziantep’ten Antalya’ya kadar en kapsamlı restorasyon laboratuarını buraya kurduk. Toprak altından çıkan eseri çıkarmak problem değil koruyabilmek önemli. Çıkan her eser direk temizleniyor, koruma çalışması yapılıyor ve müzeye teslim ediliyor. Böylece geldiğimiz nokta oldukça ümit verici, umut vaat edici bir nokta” dedi.

 

 

Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!





 
  Akdeniz Gazetesi


 
  FLAŞ HABER
 

  BASIN İLAN KURUMU İLANLAR

 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün


  SOSYAL MEDYA
 
 

 


  

 
 
ANASAYFA BİK İLANLAR İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
akdenizgazetesi.net © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA