Necdet TAŞ
Anayasa Mahkemesi kararına rağmen Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın tahliye edilmemesine tepki gösteren CHP Grup Başkanvekili ve Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, “Yargıyı konuşmak zorundayız çünkü cumhuriyetin 100’üncü yılında yargı, özgür bir ülkeyi maalesef ki susturmak adına yargı tehdidiyle baskı altına alarak cezaevine atıyor insanları, milleti. Efendim bakın, Anayasa Mahkemesi bir karar verdi. Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu karar Anayasa 153’e göre bağlayıcıdır. Dosya 13. Ağır Ceza Mahkemesinde. Şimdi Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun kararında Anayasa Mahkemesi ihlal kararı verdiği zaman Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi tahliye kararını vermiş. Enis Berberoğlu'nun kararında Anayasa Mahkemesi ihlal kararı verdiğinde İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi vermiş tahliye kararını. Peki, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi hangi hukuk, hangi yasa, hangi vicdan, hangi adalette bu dosyayı Yargıtay’a tekrar yolluyor? Anayasa’dan, Anayasa Mahkemesinden kendini büyük gören bu mahkemenin amacı nedir?” diye sordu.
“CAN ATALAY MESELESİ ÜLKE İÇİN DE BÜYÜK BİR PROBLEM”
“Can Atalay milletvekili olduğunda Gergerlioğlu ve Berberoğlu hakkında verilen Anayasa Mahkemesi kararlarını tahliye talebiyle birlikte dosyaya koyduğu anda o mahkeme tahliye kararını vermeliydi, Anayasa Mahkemesini beklememeliydi bile, emsal karar var, bakın ama Türkiye öyle bir noktaya gelmiş ki -utanarak söylüyorum. Tutuklanan 3 milletvekilinin ikisi Anayasa Mahkemesi kararıyla tahliye olabiliyor. Olmaz, efendim, bakın, yargının gidişi gidiş değil; öğretmenini tutukla, milletvekilini cezaevinde tut, gazeteciyi tutukla ve bunu eleştiri hakkının, muhalefet hakkının kullanıldığı için yapıyor. Eğer bu Parlamento, Meclis Başkanı 13. Ağır Ceza Mahkemesinin bu kararına karşı bir tutum sergilemezse bunun önünü alamayız” şeklinde konuşan Başarır, “Can Atalay meselesi Meclis için de yargı için de ülke için de büyük bir problem. Her ne kadar 13. Ağır Ceza Mahkemesinin Başkanı ve üyeleri bunu görmese de Sayın Meclis, Sayın Başkan, Meclis Başkanı olayın önemini tam olarak anlamasa da gerçekten Türkiye Cumhuriyeti için büyük bir sorun. Şimdi, 25 Ekim’de Anayasa Mahkemesi Can Atalay için “Hak ihlali” kararı veriyor, 27 Ekimde Resmî Gazete’de yayımlanıyor ve 27 Ekimde Anayasa Mahkemesi Başkanlığı Genel Sekreterliği İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına bir yazı yazıyor, diyor ki: “Hak ihlali vardır, yeniden yargılama yapılması gereklidir. İnfazı durdurun, tahliye kararı verin.” Bakın, 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanına ve heyetine bir takdir hakkı vermiyor ama 13. Ağır Ceza Mahkemesi… Anayasa’nın 153’üncü maddesi açıkça belirtmiş: “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazete’de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar.” diyor. Şimdi ben sayın Meclise soruyorum: Ne yapmaya çalışıyorlar? 13. Ağır Ceza Mahkemesi bir vesayet kurumu olarak halkın iradesine, Meclisin iradesine, Anayasa Mahkemesi kararlarına karşı mı duruyor? Derhâl, 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti hakkında soruşturma açılmalıdır. Bakın, arkadaşlar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulamadık, hakkımızda ihlal prosedürü başladı. Bu durum da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gidecek, Türkiye belki ihraç edilecek; bunun sorumlulukları ülkemiz için çok ağır. O yüzden, Meclis Başkanı, tüm gruplar bu konuda gerekli tedbirleri almak, gerekli tepkileri vermek zorunda. Bu, sıradan bir karar değil. Bu tutuklamalar, hak ihlalleri, evet, bunlar çok vahim ama bugün Anayasa Mahkemesinin kararına karşı direnen, Anayasa’ya karşı direnen, Meclis iradesine karşı, Anayasa Mahkemesine karşı direnen, başkaldıran bir Mahkeme Başkanı ve üyeleri var. Yargılanmalıdırlar, suç işliyorlar ve maalesef ki Türkiye'nin itibarını da, bu Meclisin itibarını da, Hatay halkının iradesini de gasp ediyorlar. Gerçekten çok yazık! Ben avukatlarıyla görüştüm. Bir karar var, bir gerekçeli karar tebliğ edilmiş, onunla da yetinilmemiş, bir yazı daha yazmış Anayasa Mahkemesi Resmi Gazete'den sonra “Gereğini yapın.” demiş ama buna rağmen Yargıtay’a yolladı bu dosyayı. Bu bir utanç meselesidir. Derhâl HSK bu mahkeme hakkında gerekeni yapmalıdır” ifadelerini kullandı.