Haber Merkezi
Bugüne kadar gerçekleşen tüm darbelerin ve darbe girişimlerinin demokratik, laik ve hukuk devletini ortadan kaldırmayı hedeflediğine vurgu yapan Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, “Ülkemiz, darbelerden çok yara almıştır. Demokrasinin, silah zoruyla değiştirilmesinin kabul edilmesi mümkün değildir. Millet iradesinin üstünde başka bir güç yoktur. Darbe değil, demokrasi istiyoruz. Biz hukukçular, demokratik hukuk devletine kasteden tüm yasadışı girişimlerin karşısında yer almaya devam edeceğiz. Ancak siyasi iktidar FETÖ ile mücadelesinde başarılı olamamıştır. Ülkedeki tüm kurumları ve yargıyı da ele geçirmiş olan FETÖ’nün, ele geçirmeyi başaramadığı tek kurum olan baroları da ele geçirmek için 2013 yılında ortaya çıkardığı ‘çoklu baro’ yani ‘paralel baro’ projesini siyasi iktidar maalesef yasalaştırmış, FETÖ’nün savunma ayağının oluşumuna çanak tutmuştur. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? FETÖ ile mücadele ediyoruz diyen siyasi iktidar bu mücadelesinde samimi, inandırıcı ve tutarlı olmalıdır. Ülkemizin adalet sisteminin kaosa sürüklenmesine sebep olacak ‘çoklu baro’ sisteminden vazgeçilmelidir. Paralel baro istemiyoruz. Yasalaşan çoklu baro projesi, savunmaya, yargının bağımsızlığına yapılan darbedir” diye konuştu.
“ÇOKLU BARO YARGININ BAĞIMSIZLIĞINA DARBEDİR”
Devletin tüm kurumlarının ve yargının devlet eliyle FETÖ’ye nasıl teslim edildiğini 15 Temmuz 2016 sonrasında hep birlikte gördüklerini dile getiren Yeşilboğaz, “Devletin tüm kurumlarını ele geçiren FETÖ, laik hukuk devletine, hukuk sistemine, kişi hak ve özgürlüklerine yönelik kumpaslar kurmuştur. Maalesef hâkim ve savcıların yüzde 90’ı FETÖ üyesi olmaktan tutuklandı. Bu sınavı en iyi veren, bağımsız savunmanın temsilcileri olan, biat etmeyen, laik hukuk devletinden ödün vermeyen avukatlar ve barolardır. Çünkü bizler cemaatlere kucak açmadık, 2013 yılından FETÖ’nün hayata geçirmek istediği ‘çoklu baro’ projesini engelledik. Ülkemizi, hukuk sistemimizi karanlığa götürme çabası içinde olanlara karşı, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği hedefte yürüyen biz avukatlar, her koşulda anti-demokratik uygulamalara karşı siper olmaya devam edeceğiz. FETÖ hala kurumlardan ve yargıdan temizlenememiş, FETÖ ile mücadele adı altında ‘kişi hak ve özgürlükler avı’ yapılmaktadır. Çok sayıda kanunda yapılan kalıcı değişiklikler, hukuk sistemimizi çökertmiştir. OHAL KHK’larıyla hukuk sistemimizde yapılan düzenlemelerin çok önemli bir kısmı savunma alanını düzenlemektedir. KHK ile özellikle mesleğimize ve savunma hakkına yönelik yapılan düzenlemeler, hukuk devletinde rastlanmayacak bir biçimde yapılmıştır. OHAL KHK’ları ile adil yargılanma hakkı yok edilmiş, işkence ve kötü muamele artmış, on binlerce kamu çalışanı KHK’larla hukuksuzca işten çıkartılmış, işçi hakları yok edilmiş, adil seçimler ilkesi ihlal edilmiştir, avukatlar, gazeteciler, akademisyenler, bilim insanları, tutuklanmıştır. 16 Nisan referandumu ve 24 Haziran seçimleri OHAL şartlarında yapılmıştır. Bu seçimlerde toplum üzerinde her türlü baskı kurulmuş, devlet kaynakları hukuka aykırı şekilde kullanılmıştır. Meşru olmayan bir süreç yaşadığımız da asla unutulmamalıdır. Bu vesileyle; Halkın iradesine yapılan her türlü darbeyi lanetliyoruz. Başta Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, vatanımızın birliği ve bütünlüğü uğruna canını feda eden şehitlerimizi ve 15 Temmuz gecesi darbecilerle karşı mücadele ederken şehit olan güvenlik güçlerimizi, vatandaşlarımızı saygıyla ve rahmetle anıyorum” ifadesini kullandı.