Necdet TAŞ

Mersin Büyükşehir Belediyesi Kasım ayı 1. Meclis toplantısı gergin anlara sahne oldu. Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, görevini yapmak isteyen basın mensuplarını önce engelledi sonra da salondan kovdu. Mecliste Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak, Belediyenin hafriyat yönetmeliğiyle ilgili açıklama yapmak istedi. Elindeki yönetmelik fotoğrafını basın mensuplarına göstermek isteyen Gültak, Seçer’in sert tepkisiyle karşılaştı. Fotoğraf ile poz vermek isteyen Gültak’ı engellemek isteyen Seçer, görüntü almaya çalışan gazetecilerin salonun en arkasındaki yerlerine geçmelerini istedi. Meclisi takip eden basın mensuplarına tepki gösteren Seçer gazetecilere yönelik, “Burası dingonun ahırı değil, burası şov, gösteri salonu değil, geçin yerinize, meclisin kuralları var, meclis yönetmeliği vardır, lütfen yerinize, görevliler müdahale edebilir mi?” sözlerini kullandı. CHP’li Seçer’e Cumhur İttifakı üyeleri de tepki gösterdi. Basın mensuplarının meclis dışına alınması talimatını veren CHP’li Seçer, oturuma 5 dakika ara verdi. 5 dakika denmesine rağmen toplantıya verilen ara 1 saati geçti.

“BURASI YEŞİLÇAM YA DA HOLLYWOOD DEĞİL”

Aranın ardından konuyla ilgili konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, “Meclisin bozulan sükunetini düzeltmek için bunu yaptım. Her mecliste başta TBMM’de meclislerin düzeni vardır. Meclis toplantı salonuna TBMM’de milletvekilleri, belediye meclislerinde meclis üyeleri ve konunun ilgili bürokratları dışında kimse giremez. Ben de bu düzeni burada sağlamaya çalışıyorum. Basın mensuplarının yerini almış notlarını alıyor, kameralar kurulup canlı yayın için düzenini kurmuş. İtiraz eden Akdeniz Belediye Başkanı’nın da kameramanı da yerini almış. Toplantıdan önce arkadaşlarımdan rica ettim yeni salonda düzenin sağlanması için. Zaten meclis üyelerimiz ve belediye başkanlarının konuşmalarını televizyon zaten canlı veriyor. Basın yayın daire başkanlığımız görevlileri de bu görevi yerine getiriyor. Kaldı ki benim konuşmacıya dair bir tepkim olmadı. Akdeniz Belediye Başkanı böyle bir durumda aktör oldu başka bir başka arkadaşımız da olabilirdi. Toplantı devam ederken arka taraftan 4-5 basın mensubu ellerinde kameralarla meclis üyelerinin olduğu yere doğru koştu. Burası belediye meclis toplantısı siz ne yapıyorsunuz? Bir mesaj verebilir, pankart açabilir, protesto edebilir, bağırabilir, eleştirebilir. Bunu kimse engelleyemez. Ancak meclis toplantı salonu gösteri merkezine dönüştürülemez. Buna biz müsaade edemeyiz. O zaman elini kolunu sallayan gelir buraya bizi protesto eder. Bu biz düzenimizi bozar. Bundan binlerce anlam çıkarmanın anlamı yok. Basın susturmuşum, ne basını susturması. Ben bir şeyi gizleyecek olsam canlı yayına müsaade etmem. Buyurun bakın basın mensupları orada, kameraları orada. Sanki bizim bir açığımız varmış da biz bunu engelliyormuşuz. Böyle bir şey yok arkadaşlar. Buyurun sürenin elverdiğince konuşun. Lütfen bu durumu düzeltelim. Ben meclisin düzenini sağlamakla görevliyim, meclisin düzenini bozmakla değil. Meclisin düzenini bozanlara müsaade edemem. Sayın belediye başkanlarım sizler de lütfen empati yapın. Sizler de neticede belediye meclisi yönetiyorsunuz. Bunun sonu yok. Daha önceki toplantı salonunda bu oluyordu ancak burada buna müsaade edemem. Sizlerin selameti için bunu yaptım. Bu konuyu daha fazla uzatmak istemiyorum. Ama şunu da kimse yapmasın, bir meclis üyesi ya da belediye başkanı konuşurken, arkadan hazır kıta gibi kameraman Cevat Kelle pozisyonunda bana kimse gelip çekim yapmasın. Burası Yeşilçam ya da Hollywood değil. Bunu yapmayalım. Burası Show merkezi değil” ifadelerini kullandı.

GÜLTAK: “ENGELLEMELERE MARUZ KALIYORUZ”

Başkan Seçer’in konuşmasının ardından ‘Hafriyat Yönetmeliği’ ile ilgili konuşan Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak, “Akdeniz ilçesine pozitif ayrımcılık yapılmasını beklerken, tam tersi engelleme ve uygulamalara maruz kaldıklarını dile getirdi. Birçok meclis toplantısında engellendiğini ifade eden Başkan Gültak, “Seçilmiş bir belediye başkanı olarak burada rahatlıkla konuşabilmem gerekir. Konuştuğum şeyler de belediyemizi ve belediyemiz sınırları içindeki insanları ilgilendiriyor. Yönetmeliğin genel ilkelerine göre, atıkların kaynağında en aza indirilmesi esastır. Sonra hafriyat toprağı inşaat yıkıntı atıklarının geri kazanılması ve özellikle altyapı malzemesi olarak yeniden değerlendirilmesi esastır. Aynı yönetmeliğin; belediyelerin görev ve yetkileri başlıklı bölümünde de il belediye mücavir alanı içerisinde il ve ilçe belediyeleri; Büyükşehir’de, Büyükşehir Belediyeleri; Büyükşehir Belediyesi dışında ise ilçe belediyelerinin, toplanan inşaat yıkıntı atıklarını öncelikli olarak altyapı çalışmalarında kullanmak ve kullandırmakla mükelleftir yazıyor. Barış Mahallesi’nde yıllardır kimsenin girmediği, cesaret etmediği, radikal ve devrimsel bir işlemi başlattık. Nedir? Kentsel dönüşüm! Herkes bir şeyler konuşuyor. Kim ne derse desin; vatandaşı üzmemek, insanları mağdur etmemek şartıyla bu şehrin en önemli konusu kentsel dönüşümdür. Barış Mahallesi’nde 40 dönüme yakın arazideki binaları yıktık. Bu yıkım ve inşaat yıkıntı atıkları nakliye bedeli nedir biliyor musunuz? 0,01 TL…  TOKİ, bütün işlemlerini benim üzerimden yapıyor. Yeri ben teslim ediyorum, ben yıktırıyorum ve takiplerini de ben yapıyorum. Bu konuştuklarımızdan neden rahatsız oluyorsunuz?” ifadelerini kullandı.

“BÜYÜKŞEHİR ‘MOLOZ PARASI’ İSTİYOR”

Başkan Gültak, yaşanan süreci ve tepkisini şu sözlerle sürdürdü; “Biz buranın yıkımına nakliyesi de dâhil 0.01 lira vermek üzere ihaleye çıktık. Geldiğimiz nokta; yüzde 87 ile anlaştık. Tapu devirleri de yüzde 80’de, yakında bu rakamları geçeceğiz. Karşımıza ne çıktı? Çok ilginçtir; bunları Mersin bilecek. Çevre Koruma Daire Başkanlığınız, İmar AŞ’nin yetkilileri ve zabıtalarınız geldi. Hayrola? “Burada yıkım yapıyorsunuz, bizden izin aldınız mı?’ diye sordular. Sonra, ‘Bu molozları taşıyamazsınız’ dediler. Neden? “Bana para vereceksiniz!” Ne parası? Moloz parası... ‘Tamam, verelim, sıkıntı yok’ dedik. Yaklaşık 200 bin lira bütçe ayıralım dedik. Peki, ne oldu biliyor musunuz? İki belediye başkan yardımcımı Büyükşehir İmar AŞ’ye yolladım, toplantı yaptılar. 200 bin lirayı teklif ettik ama ısrarla reddedildi, ‘Hayır, kamyon başına para vereceksiniz’ denildi. Bu engelleme üzerine Çevre Bakanlığı ile görüştük ve bu görüşme sonunda Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin lisanslı bir atık deposu olmadığını da öğrendik. Sonrasında Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile görüştük. Müdürlüğümüzden gerekli izinleri aldık. Yönetmelikte de belirtildiği üzere, ‘altyapıya kullanmak şartıyla bunu taşıyabilirsin’ dedi. Biz, ne sizden kamyon istedik. Ne de sizden bu molozları dökme yeri istedik. Siz niye ücret alıyorsunuz? Ya kamyon hizmeti veriyorsunuz, ya da falanca yere dök, kirlettiğin için para istiyorum’ diyorsunuz. Biz Kürkçü Mahallemizde, Akdeniz’in ilk sıcak ve soğuk asfalt plentini kuruyoruz. Yaklaşık 30 milyon liralık bir tesisi Akdeniz’e kazandırıyoruz. Bütün bu molozu da kendi bünyemizdeki arazide altyapıya kullanacaktık. Çevreye de bir kirlilik vermiyoruz. Yönetmeliğin ilk şartı da neydi? ‘Ya yerinde bertaraf, ya da altyapıda kullanın’ diyor. Bunu da yapıyoruz. Peki, size niye para veriyoruz. 200 bin lira verelim dedik, kabul etmediniz. Kaç kez personelleriniz geldi. Bir haftadır biz bunun yüzünden oradaki molozları taşıyamıyoruz. Tabi sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bir yazı daha yazdık ve oradan da izin geldi” şeklinde konuştu.

“DERE YATAKLARINA ATIK DÖKÜLMESİ FELAKETLERE YOL AÇABİLİR”

 ‘6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanunu’nun da dikkat çeken Başkan Gültak, bu kanunun ilgili maddelerinde belediyelerin harç, vergi ve ücret talep edemeyeceği durumlara değinerek, “Barış Mahallesi’nde kentsel dönüşüm projesi ile başlayan yıkımla ortaya çıkan atıklar da bu yasa kapsamında yer alıyor. Bu ücretlerin hiçbirini almaya yetkiniz yok aslında. Bunu ben değil, kanun diyor. Biz orada yıkım yapmışız. Hafriyat ve inşaat atıklarını da Kürkçü’de yapacağımız asfalt plentine taşıyacağız. Fakat bizden para isteniyor. Ya biz niye para ödüyoruz? Siz de kamusun, biz de kamuyuz. Neyin parasını ödüyoruz? Size bu ödemeyi yaptığımızda da yaklaşık maliyeti 1 milyon lirayı buluyor. Peki. ne olacak biliyor musunuz? Bu parayı ben TOKİ’den istemek zorunda kalacağım. TOKİ de bunu vatandaşa yansıtacak. Sonra ne olacak? Vatandaşın ödeyeceği farklar artacak. Biz size, ‘Akdeniz’e pozitif ayrımcılık yapın’ derken, her halde yanlış anladınız. Bu mudur pozitif ayrımcılık? Tekrar ediyorum. Büyükşehir Belediyesi’nin lisanslı depolama alanı yok. Üçüncü ve Dördüncü Çevreyolu’ndaki bazı dere yataklarının ve boş arazilerin, doğal alanların doldurulduğunu duyuyoruz. Bu durum, ileride farklı felaketlere yol açacaktır. Eğer böyle bir uygulama doğru ise lütfen bunu durdurun. Yani Yenişehir ve Mezitli bölgelerinde, dere yataklarına ve lisanslı olmayan yerlere dolgu maddesi dökmeyin. Bu, hem çevre kirliliği yaratır hem de ileride farklı felaketleri getirir” diye konuştu.

MECLİSTE ‘İP’ GERİLİMİ

Öte yandan AK Partili Zafer Şahin Özturan ile İYİ Partili Kerim Şahin arasında sert tartışmalar yaşandı. Hatırlanacağı üzere İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve heyeti, Bingöl'de esnaf ziyaretleri sırasında, şehit ağabeyi Tahir Gümren Akşener'e, “Benim kardeşimin bütün vücudu parçalandı. Günlerce ayaklarını aradılar. HDP'yi, Selo'yu savunan bir kadın bu. Evet bu savunuyor. Kahvaltıya gidiyordu" sözleriyle tepki gösterdi. Bunun üzerine orada bulunan Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, tepki üzerine olay yerinden uzaklaştırılan Gümren'in yanına gelerek "Senin bacını s...” gibi ağıza alınmayacak hakarette bulundu. Konuyu belediye meclisinde gündeme getiren AK Partili Şahin, İYİ Partili Türkkan’a tepki göstererek, “İP’li Lütfü Türkkan’ı şehit ailelerine söyledikleri sözler nedeniyle kınıyorum” dedi.

İYİ PARTİLİ ŞAHİN: “POLİSE ‘ŞEREFSİZ’ DİYEN VEKİLİNİZE NE YAPTINIZ?”

Daha sonra söz alan İYİ Partili Meclis Üyesi Kerim Şahin, İYİ Parti’nin adını ‘İP’ diye konuşan AK Partili Özturan’a tepki gösterdi. İYİ Partili Şahin konuyla ilgili şunları söyledi: “Bugüne kadar genel siyaseti hiç buraya taşımadık. Partimizi ‘İP’ diye telaffuz eden AK Partili Şahin’i kınıyorum. Yakın bir gelecekte yapılacak bir erken seçimde partimizin ismini İYİ Parti olduğunu beleklerine alacaklardır. Tasvip etmediğimiz özellikle vurgulayarak belirtmek istediğimiz bir olay yaşanmıştır. Olayın muhatabı şehit ailesi değil, küfürbaz bir kişinin İYİ Parti lideri Meral Akşener hanımefendiye edilen küfür ve hakaretlerden sonra verilen bir cevap. Bu cevabı tasvip etmediğimizi beyan etmek istiyoruz. İYİ Parti Sayın Lütfü Türkkan’ın gereğini yaparak istifasını istemiştir. Bu her siyasi partinin yapabileceği bir iş değildir. Siz, Mersin’de polise ‘Şerefsiz’ diyen vekiliniz için ne dediniz. Şehit Anneleri Derneği Başkanını mahkemelerde süründürenler bu konuda bize ders veremezler. Bu konuda AK Parti sicilinde pek çok kötü olaylar vardır. Bütün bunlar yaratılmak istenen suni gündemlerdir. Bizim gündemimiz çiftçidir, ekonomidir, dolar kurudur, işsizliktir, zamlardır, kaldırılan andımızdır. ”