Türkiye 1’den büyüktür!


Partisinin Tarsus İlçe Kongresinde konuşan Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, "Tek bir kişi kafasına esince bu millete zarar vermesin diye ‘güçlendirilmiş parlamenter sistem’ diyoruz. Yargı bağımsız olmalı, tarafsız karar almalı. İşleyen bir denge-kontrol mekanizması olmalı. Türkiye tek bir kişiden ibaret değildir, kimsenin iki dudağı arasına sıkıştırılamaz. Türkiye kimsenin keyfine göre yönetilemez. Türkiye 1’den büyüktür" dedi.

 

Tarih : 26 Mart 2021 Cuma 12:58

Necdet TAŞ


DEVA Partisi genel Başkanı Ali Babacan, partisinin 1. olağan ilçe kongresine katılmak üzere Tarsus’a geldi. May Life Plazada gerçekleşen kongrede, kurucu ilçe başkanı Ferhat Gündeş güven tazeledi. DEVA Partisi Tarsus İlçe 1. olağan genel kuruluna parti üst yönetim kurulu üyeleri, teşkilat başkanları, diğer siyasi parti temsilcileri, STK temsilcileri ve partililer katıldı. Son üç günden bu yana Mersin’de olan ve Silifke ile Erdemli kongrelerine de katılan Genel Başkan Babacan, yaptığı konuşmalarda hükümete yüklendi.


 "KAFANIZA ESTI DIYE MERKEZ BANKASI BAŞKANINI DEĞIŞTIREMEZSINIZ"


Türkiye'nin parlamenter sistemine dönmesi gerektiğini ifade ederek, “Tek bir kişi kafasına esince bu millete zarar vermesin diye ‘güçlendirilmiş parlamenter sistem’ diyoruz. Yargı bağımsız olmalı, tarafsız karar almalı. İşleyen bir denge-kontrol mekanizması olmalı. Türkiye tek bir kişiden ibaret değildir, kimsenin iki dudağı arasına sıkıştırılamaz. Türkiye kimsenin keyfine göre yönetilemez. Türkiye 1’den büyüktür. Gecenin bir yarısında karar alıp, Resmî Gazete’de yayınlamış. ‘Aldığı kararın nedenini kendisi açıklar’ diyorlar. Pervasızca bunu çok normal bir şeymiş gibi söylüyorlar. Kafanıza esti diye Merkez Bankası başkanını değiştiremezsiniz, kriz çıkar. Kafanıza esince halkın arasına karışın, çarşıya pazara inin, vatandaşın halini hatırını sorun. Özellikle esnafa dönüp ‘Destekten ne haber? Bu desteği alabildiniz mi?’ diye sorun bakalım ne cevap verecekler" şeklinde konuştu. 


 "DEVLETIN 130 MILYAR DOLARLIK DÖVIZ REZERVINI ERITTILER"


Merkez Bankası döviz rezervlerinin erittildiğini iddia eden Babacan, “Devletin 130 milyar dolarlık döviz rezervini erittiler, bir yandan da döviz borçlandılar. Merkez Bankası’nın kendisinin sahip olduğu döviz tükendi, kasasında borçlandığı döviz duruyor. Bugün çıkmış diyor ki, ‘yastık altında döviz, altın varsa getirin’ diyor. Sen bu milletin alın teri olan dövizi tüket, ondan sonra milletten döviz, altın iste. Pandemi çıktığında da bütün dünya vatandaşına doğrudan destek verirken, IBAN numarası vermişlerdi. Bu millet yanlışlarınızın bedelini ödemek zoruna değil. Biz Merkez Bankası’nın eritilen 130 milyar dolarlık rezervini gündeme getirdikten sonra, işin ehli herkes aynı soruyu sordu. Bu konuyu sağa sola çekmek isteyenler, saçma sapan argümanlarla taraflı cumhurbaşkanını veya akraba bakanı savunmaya çalışanlar beyhude bir çaba içerisinde. Önce Merkez Bankası’nın internet sitesinden hangi sayfaya ve verilere bakılacağını öğrenmeliler. Önce şu brüt rezerv ile net döviz pozisyonu arasındaki farkı öğrenin. Bilmiyorsanız, arayın Merkez Bankası’nı, 25 yaşındaki genç bir uzman yardımcısını göndersinler. 5 dakikada anlatırlar. Öğrenmenin yolunu da gösteriyoruz" ifadelerini kullandı. 


 "YAPTIĞINIZ IŞ DOĞRUYSA ÇIKIN SAVUNUN"


“Önce sessiz kalıp, duymuyor numarası yaptılar. Sonra dayanamayıp, ‘Döviz satıldı ama piyasa ve hukuk kurallarına uygun satıldı’ dediler. Şimdi de ‘Öyle bir rezerv yok ki nasıl satalım?’ diyerek inkâr moduna giriyorlar. Bir başka vahim hata daha yapıyorlar. Bu dövizlerin TL karşılığı satıldığını söyleyerek sanki masum bir işmiş gibi anlatmaya çalışıyorlar. Yok, ne yapacaksın? Bedava mı dağıtacaksın? Tabii ki TL karşılığında satacaksın. Bu rezervler; Merkez Bankası’nın ilan ettiği serbest kur rejimine aykırı bir şekilde eritilmiştir" diye konuşan Babacan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Şeffaf olmayan bir biçimde, örtülü ve dolambaçlı yollarla harcanmıştır. Rezervlerin ne zaman, kimlere, hangi kurdan, hangi yöntemlerle aktarıldığını hâlâ açıklamıyorlar. Neden korkuyorsunuz? Yaptığınız iş doğruysa çıkın savunun Sayın Erdoğan, ‘Kadın hakları kağıtlarla değil, vicdanla korunur’ diyor. Kâğıtlar dediği de hukuk! Siz hukuka kâğıt parçası gözüyle bakarsanız o ülkede hukuk devleti olmaz. Kadını şiddete karşı tabii ki hukukla koruyacağız. Şiddete cüret edenin eli yanacak. Kadın haklarını katillerin insafına mı bırakacağız? Sanki bir kâbusun içindeyiz. Bu kâbusta yüksek enflasyon, yüksek faiz, yüksek kur, yüksek borç var. Gençler ‘ev genci’ olmuş. 42 milyon kadını şiddetten korumayı amaçlayan bir insan hakları belgesi yakılıyor. Bu milletin alın teriyle biriktirilen, bu devletin bankasına konulan 130 milyar dolar döviz rezervi eritiliyor. Ama bu sadece kötü bir kâbus. Sandık gününün ertesi sabahına uyandığımızda tüm bunlar geçecek. Derin bir nefes alacağız. Bu yangını DEVA Partisi’nin damlaları söndürecek. Uyandığımızda yatırım, üretim, istihdam göreceğiz. Gençleri meslekleriyle buluşturacağız. Anne babaların başını huzurla yastığa koyduğu bir Türkiye’ye uyanacağız.”


“2023 HEDEFLERI BIZIMKININ YARISININ ALTINDA”


DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin ilçe kongrelerine katılmak için Mersin’e geldi. Tarsus ilçe kongresine de katılan Ali Babacan, Tarsus Ziraat Odası Başkanı Veyis Avcı’yı ziyaret etti. Ziraat Odası’nda çiftçilerle buluşan DEVA Partisi Ali Babacan, Başkan Veyis Avcı’dan bilgi aldı. Babacan, Oda yöneticileri ve çiftçilerle toplantı yaptı. Babacan, Tarsus ziyaretinde gündeme ilişkin şu değerlendirmede bulundu: “Dün Ankara’da lebalep kongrelerden birisi vardı. Tedbiri açıklayan kendileri, uymayan kendileri… Kongrenin slogan yazılarını görmüşsünüzdür. Büyükçe ‘Güven ve istikrar’ yazmışlar. Güler misiniz, ağlar mısınız? Bunlar bu ülkede ne güven ne de istikrar bıraktılar. Vatandaşın gecenin 2’sinde Resmî Gazete’de ne çıkacak diye beklediği bir ülkede güvenden bahsediyorlar. Gece karanlıkta alınan kararlarla yönetilen bir ülkede istikrardan bahsediyorlar. Sayın Erdoğan, ‘Kadın hakları kâğıtlarla korunmaz, vicdanla korunur’ diyor. Kâğıtlar dediği hukuk. Uluslararası anlaşmalara, Anayasa’ya, yasalara bir kâğıt parçası muamelesi yapıyorlar. Hukuka kâğıt parçası derseniz, istediğiniz kadar o kongreye ‘güven ve istikrar’ diye yazın, yapamazsınız. Bu ülkenin sorunları hukuktan, insan haklarından, demokrasiden geçiyor. Hukuk bir kâğıt parçasıdır derseniz bu ülkeyi düştüğü çukurdan çıkaramazsınız. Sayın Erdoğan, ülkenin 2023 hedeflerinden bahsetti. Türkiye 2023 hedeflerini ilkin, AB sürecinde ve ekonomide ciddi mesafeler aldığımız 2011 yılında açıkladı. 2023 için kişi başına düşen milli gelirde koyduğumuz hedef 25 bin dolardı. Şimdi kaç hedefliyorlar? 10 bin dolar. Belgeler ortada. Sayın Erdoğan 2023 hedefleri derken 10 bin dolardan bahsediyor. Biz 12 bin 500 doları ta 2013’te gördük. Türkiye’nin ihracatını 36 milyar dolardan alıp, kısa sürede 132 milyar dolara çıkarttık. 2023 için de 500 milyar dolar hedefi koyduk. Hükümetin şimdi hedefi kaç? 214 milyar dolar. Hedef dedikleri bizimkinin yarısının altında. Biz demişiz ki, ‘2023’te Türkiye’de işsizlik yüzde 5’e iner’. Orta Vadeli Program’da işsizlikte 2023 hedefleri kaç? Yüzde 11. Eğer işsizlik yüzde 11’e düşerse ‘2023 hedeflerimizi tutturduk’ diyecekler. 2023 deyip durdukları, bizim işin başındayken koyduğumuz hedefler değil. Siz o hedefleri aşağı düşürün, ondan sonra da ‘2023 hedeflerimizi tutturacağız’ deyin. Bu kadar yağma yok. Sayın Erdoğan, ‘Satın alma gücü paritesine göre milli gelirde Türkiye’yi dünyada 17’den 13’üncü sıraya yükselttik’ diyor. Hesapta da bir sorun var ama teknik detayına girmeyeceğim. Biz zaten 2014’te o seviyeyi yakaladık. Altı yıldır ne yaptınız da bizim tutturduğumuz 13’üncülükle bugün övünüyorsunuz? Sayın Erdoğan, ‘Salgın döneminde geçtiğimiz yıl yüzde 1,8 büyümeyle G-20 ülkeleri arasında ikinci sırada yer aldık’ diyor. Bu rakamlar güvenilir değil. G-20’de hangi konularda ikinci sıradayız? En yüksek enflasyonda ikinci sıradayız. En yüksek faizde ikinci sıradayız. Bir de tersten bir göstergede ikinci sıradayız. Salgın döneminde halkına gelir desteği veren ülkeler arasında sondan ikinci sıradayız.”


 “EKONOMIK BÜYÜMENIN EN ÖNEMLI FORMÜLÜ EĞITIMDIR”


 Uzun vadede ekonomik büyümenin en önemli formülünün eğitimden geçtiğini kaydeden Babacan, "Gençlere ne kadar imkân oluşturursak, bu ülke o kadar zenginleşir. Eğer iyi bir eğitim sistemimiz olsaydı, yüksek özgüven sahibi öğrencilerimiz olurdu, dünya çapında nam salmış girişimcilerimiz olurdu. Genel anlamda şiddet azalırdı. Teknolojiyi daha çok üreten ve ürettiğini dünya çapında kendi markasıyla pazarlayan bir ülke olurduk. Şirketlerimizin sadece iç pazara sahip olmasından mutlu olmaz, dünya çapında söz sahibi olmasını görürdük. Eğer iyi bir eğitim sistemimiz olsaydı, savunma sistemlerimiz için, en önemli stratejik konular için yabancı şirketlerin pingpong topuna dönmezdik.  Uzaya çıkmak bir ‘PowerPoint’ sunumundan öteye geçer ve uzay teknolojilerinde gerçekten yol alırdık. Haberleşme alt yapımızı kendi şirketlerimiz ile kurardık. İktidar olduğumuzda anne babaların üzerindeki eğitim yükünü hafifleteceğiz. Tüm velilere eğitime destek için eğitim finansman kartı vereceğiz. Böylece aileler çocuklarının ihtiyaçlarını bu kartla kolayca karşılayabilecek. Hanedeki öğrenci sayısı kadar, ihtiyaç duyulan harcama tutarını belirlenecek. Bu karta bu rakam yüklenecek" ifadelerini kullandı. 

Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!





 
  Akdeniz Gazetesi




 
  FLAŞ HABER
 

  BASIN İLAN KURUMU İLANLAR

 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün


  SOSYAL MEDYA
 
 

 


  

 
 
ANASAYFA BİK İLANLAR İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
akdenizgazetesi.net © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA