Aşı süreci başarısız!


Pandemi döneminde şeffaf olmayan Sağlık Bakanlığı’nın, aşı sürecinde de başarısız olduğunu, süreci şeffaflıkla yönetemediğini ve toplumu tek aşıya mahkûm bıraktığını iddia eden Mersin Tabip Odası Başkanı Mehmet Antmen, "Pandemıde kaybettığımız sağlık emekçılerını saygı ve özlemle anıyor, toplumsal sağlık içın demokrası ve adalet istiyoruz. Pandeminin birinci yılında acı ve öfke ile doluyuz. Pandeminin tüm yükünü sağlık emekçilerinin üstüne yıktığınız, süreci yönetemediğiniz, bizleri koruyamadığınız için tükendik ve öldük. Suçlusunuz" dedi.

 

Tarih : 11 Mart 2021 Perşembe 13:21

Mersin Tabip Odası, 14 Mart Tıp Haftası etkinlikleri çerçevesinde 12 Mart Cuma günü Saat 17.00'de, Mersin'de COVİD-19 mücadelesinde yitirdiğimiz sağlık çalışanlarının aileleri ile birlikte olacak ve onların anısını yaşatmak için hazırlanan plaketleri ailelere sunacak. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Tabip Odası Başkanı Mehmet Antmen, "Pandemide kaybettığımız sağlık emekçılerını saygı ve özlemle anıyor, toplumsal sağlık içın demokrası ve adalet istiyoruz. Pandeminin birinci yılında acı ve öfke ile doluyuz. Pandeminin tüm yükünü sağlık emekçilerinin üstüne yıktığınız, süreci yönetemediğiniz, bizleri koruyamadığınız için tükendik ve öldük. Suçlusunuz. 11 Aralık 2019 tarihinde Çin'in Wuhan eyaletinde görülerek tüm dünyaya yayılan Sars-CoV-2 virüs enfeksiyonu kısa sürede DSÖ tarafından küresel alarm verilerek pandemi ilan edilmişti.  Salgının başlangıcından bugüne kadar 117,5 milyonu aşkın kişi hastalanmış, 2,6 milyonun üzerinde insan ise ölmüştür. Resmi açıklamaya göre Ülkemizde ilk vaka 10 Mart günü görülmüştür.   İlk vakaya tanının geç konulmasının yarattığı iyimser hava, rakamlar üzerinde oynama, gerçek verilerin toplumla paylaşılmaması ve gerekli önlemlerin zamanında alınmaması, basit bir maskenin temininde dahi başarısız olunması ile vakalar hızlıca artmış, turkuaz tablo kara tabloya dönüşmüştür" ifadelerini kullandı. 

 

"ÖLÜ SAYISI 30 BİNE YAKLAŞTI"


Bugüne kadar Türkiye'de 2,8 milyonu kişinin hastalandığını ve ölüm sayısının resmi rakamlarla dahi 30 bine ulaştığına dikkat çeken Antmen,  "Türkiye genelinde yitirdiğimiz 385 ve Mersin'de yitirdiğimiz 20 sağlık emekçisi ile çok ağır bedel ödedik. Tüm kayıplarımızı saygı, sevgi ve özlemle anıyoruz. Pandemi dünyada neoliberal, özelleştirmeci sağlık politikalarının sonucu olarak artmış, birçok ülkede sağlık sistemi iflas etmiş, koruyucu ve toplumsal sağlık hizmetlerinden uzaklaşma sonucu salgın önlenemediğinden bugünkü acı tablo ile karşılaşılmıştır. Pek çok ülkeyi çaresizliğe mahkûm eden bu salgın, kamusal sağlık anlayışının yaşamsal önemini bir kez daha hatırlatmıştır. Ülkemizde ise tüm bunlara ek olarak salgın bilimsel veriler ışığında değerlendirilmemiş, günlük politikalar ile yönetilmeye çalışılmıştır. Ne yazık ki siyaset ve ekonomi insan yaşamının ve bilimin önüne geçmiştir. Oysaki başka bir sağlık sistemi, başka bir dünya mümkündür. Bir yıllık sürede sosyal ve ekonomik destek ile toplumsal hareketliliğin kısıtlanması sağlanmamış, aktif sürveyans ve filyasyon bir yana, endikasyonu olan herkese dahi test yapılmamış, hastane tedavisi gerekmeyen hastaların izolasyonunda sorunlar yaşanmış, vaka sayılarının düşük gösterilmesi ile bulaş zinciri Sağlık Bakanlığı eliyle büyütülmüştür.  Kasım-Aralık aylarında ise sağlık sistemi çökme noktasına gelmiş, ancak sağlık emekçilerinin özverili ve canla başla çalışması sonucu tablonun kötüleşmesi önlenmeye çalışılmıştır.  Pandeminin sahada karşılanamaması sonucu 2. ve 3. basamak hastanelerde hasta yoğunluğu artınca servisler ve yoğun bakımlarda yer bulma sıkıntısı yaşanmış, boş alanlar yataklı servis veya yoğun bakımlara dönüştürülmüştür. Bu durum Gaziantep'te çıkan yangında görüldüğü üzere ölümleri arttırmıştır. Pandemi ülkemizde ve dünyada eşitsizlikleri gözler önüne sermiş ve artırmış, en fazla yoksul, işçi, işsiz, dar gelirli kesim hastalanmış veya ölmüştür" dedi. 

 

"ÇALIŞMA KOŞULLARI DA PANDEMI SÜRESINCE KÖTÜLEŞTI"


"Pandeminin ancak ortak akılla çözülebileceği bilinmesine rağmen iktidarın "Her şeyi ben bilirim, ben yaparım." mantığı hakim olmuştur. Sağlık Bakanlığı'nın Bilim Kurulu yapılanması olumlu karşılanmasına karşın başta Türk Tabipleri Birliği olmak üzere tüm sağlık meslek ve emek örgütlerini sürece dahil etmemesi, bilgi paylaşmaması ve şeffaf olmaması en büyük eksiklik olmuştur" ifadelerini kullanan Antmen, "İktidar pandemiyi fırsat bilerek antidemokratik uygulamalarını artırıp, bir basın açıklamasına dahi izin vermezken, tüm Demokratik Kitle Örgütleri, barolar ve derneklerin genel kurullarını iptal ederken, kendisi lebaleb dolu salonlarda kongrelerini gerçekleştirip vatandaşa yasakladığı cenaze törenlerini kalabalıklarla yaparak, pandeminin eşitsizliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Sağlık çalışanlarının özverili çalışmalarına karşılık salgının başlangıcından itibaren Sağlık Bakanlığı tarafından yeterince korunamama, salgını yönetmedeki başarısızlıklar sonucunda 150 binden fazla sağlık çalışanı hastalanmış ve 385'si vefat etmiştir.  Ağır çalışma koşulları hekim ve sağlık çalışanlarında tükenmişlik yaratmıştır. İnsan hakları ve Uluslararası Çalışma Haklarına aykırı olarak emeklilik, izin ve istifa hakları ellerinden alınan sağlık çalışanlarının özlük hakları ve çalışma koşulları da pandemi süresince kötüleşmiştir" şeklinde konuştu. 


"GÜNLÜK AŞI UYGULAMASI ÇOK YETERSİZ"


Pandemi döneminde şeffaf olmayan Sağlık Bakanlığı'nın, aşı sürecinde de başarısız olduğunu, süreci şeffaflıkla yönetemediğini ve toplumu tek aşıya mahkûm bıraktığını iddia eden Antmen, "Hala ülkemizde kaç doz aşı alındığı, toplamda ne kadar alınacağı, aşıların ne zaman geleceği, başka bir firmadan aşı alınıp alınmayacağı, aşı firmalarına ne kadar ödeme yapılacağı gibi sorularımıza ne yazık ki bugüne kadar yeterli yanıt verilmemiştir. Günlük aşı  uygulaması çok yetersiz olup, bu gidişle ancak 2 yıla yakın bir sürede toplumun aşılaması yapılabilecektir. Aşılamanın eşitsizliklerden uzak, etik ilkeler ışığında, adil koşullarda yapılması esas olmalıdır. Dünyada ve ülkemizde varyant virüs artışı hızla devam etmektedir. Son açıklanan haritada ülkemizin yarısından fazlası çok yüksek risk ve yüksek riskli iken ve yeni tedbirler alınması gerekirken kontrolsüz bir normalleşmeye gidilmiştir. Bu durum ise hızlıca artan hastalanma ve ölüm oranlarını da beraberinde getirecektir. Buradan Sağlık Bakanlığına çağrımızı yineliyoruz. Bugün yapılması gereken kamusal ve toplumcu bir sağlık sisteminin gerekliliğini akıldan çıkarmadan; işçilerin, işsizlerin, yoksulların, esnafın yaşamlarının ve sağlıklarının olumsuz etkilenmesini engelleyecek kararlar alınmasıdır. Yeterli miktarda aşı temini ile toplumsal bağışıklığın sağlanması  gereklidir. Tüm veriler tam bir şeffaflıkla toplumla paylaşılmalı ve bilimsel gereklere göre önlemler, halk sağlığını önceleyecek biçimde alınmalıdır" dedi. 


"TOPLUMSAL SAĞLIK IÇIN DEMOKRASI VE ADALET TALEP EDIYORUZ"


Tıp eğitimi başta olmak üzere eğitimi niteliksizleştirenlere; yanlış politikalar sonucunda toplum sağlığını bozanlara, bir avuç yandaşı zenginleştirirken, derinleşen ekonomik krizin bedelini sağlık çalışanlarına ve topluma ödetenlere; demokrasinin en temel değeri olan ifade özgürlüğünü, hukukun üstünlüğünü yok sayan anlayışa karşı mücadele etmeye devam edeceklerinin altını çizen Antmen, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Toplumsal sorunlar da dahil hastalıklara neden olan bütün etkenlerle mücadele ederken, dün olduğu gibi bugün de hakikatin ve bilimin ışığında, korkmadan, hekimlik değerlerinin bize yüklediği sorumlulukla Toplumsal Sağlık için Demokrasi ve Adaleti savunmaya devam edeceğiz. 14 Mart'ta Taleplerimiz: covid-19 meslek hastalığıdır, önerdiğimiz yasa tasarısı kabul edilsin. Toplumsal sağlık için güçlü ve etkin birinci basamak sağlık örgütlenmesi sağlansın. Şiddetsiz bir sağlık ortamında çalışabilmek için yeni ve etkili "Sağlıkta Şiddet Yasası" çıkarılsın. Emekliliğimize de yansıyacak temel ücret ile ekonomik ve özlük haklarımız iyileştirilsin. Özgür ve bilimsel çalışma ortamı için meslek örgütleri üzerindeki baskılara son verilsin. Liyakatsiz atamalar, tip sözleşme dayatmaları, tıp eğitimini niteliksizleştiren, altyapısı uygun olmayan tıp fakültelerinin açılması durdurulsun. Sağlık emek meslek örgütleri tabip odaları ve hekimler olarak 14 Mart Tıp Haftası'nda sağlık ortamının tüm olumsuzluklarına rağmen  "Yitirdiklerimiz gönlümüzde, taleplerimiz dilimizde" diyeceğiz. Mersin Tabip Odası olarak, 14 Mart Tıp Haftası etkinlikleri çerçevesinde 12 Mart Cuma günü Saat 17.00'de, Mersin'de COVİD-19 mücadelesinde yitirdiğimiz sağlık emekçilerinin aileleri ile birlikte olacağımızı, onların anısını yaşatmak için hazırlanan plaketleri ailelere sunacağımızı belirtiyor ve onları bir kez daha saygı ve özlemle anıyor; hekimlik değerlerinden aldığımız güçle toplumsal sağlik için demokrasi ve adalet talep ediyoruz." 

Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!





 
  Akdeniz Gazetesi




 
  FLAŞ HABER
 

  BASIN İLAN KURUMU İLANLAR

 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün


  SOSYAL MEDYA
 
 

 


  

 
 
ANASAYFA BİK İLANLAR İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
akdenizgazetesi.net © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA