ALATA’YI RANTA KURBAN ETMEYİZ!


Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü olarak narenciye ve meyvecilik başta olmak üzeri zirai alanda çiftçilere önemli ölçüde yol gösterici olarak hizmet veren Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü’nü rant kurban etmeyeceklerinin altını çizen MTSO Başkanı Ayhan Kızıltan, “Alata, Türkiye için çok önemli bir yer. Narenciye sektörünün gelişmesi, kentte tarımın gelişmesi Alata ile olmuştur. Önceki yıllarda Alata arazisine göz dikenler oldu. Yap-sat yapmak isteyenler oldu. Turistik tesis yapmak isteyenler oldu. Biz asla böyle bir konunun yeniden gündeme gelmesini istemeyiz ve karşı dururuz” dedi.

 

Tarih : 25 Eylül 2020 Cuma 11:29

Necdet TAŞ

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Kanal 33 TV’de Fatih Alkar’ın hazırlayıp sunduğu Gündemin Nabzı Programı’nın canlı yayın konuğu oldu. Pandeminin sektörlere etkilerinin konuşulduğu programdan Kızıltan, kent gündemiyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. 

“İŞ DÜNYASINI EKİM AYINDA ZOR GÜNLER BEKLİYOR”

Mersin ekonomisini yürüten 41 komite ve 20 bine yakın firmalarının olduğuna dikkat çeken MTSO Başkanı Ayhan Kızıltan, “Hepsiyle görüşüyoruz. Pandemi sürecinde bu görüşmeler biraz daha arttı. Büyük sıkıntı olduğu aşikar. Biz bir örgütün başındayız. Her gün tabanımızla, yani komitelerimizle görüşüyoruz. Tabandan gelen sorunları, talepleri dile getiriyoruz. Yani tabandan gelen sesleri kimse bir siyaset olarak algılamasın. Biz, söylediklerimizi sadece ve sadece iş dünyasına emek veren çalışanlar, aileleri daha iyi olsun, herkes hakkını elde etsin, Türkiye düze çıksın diye söylüyoruz. Söylediklerimize son zamanlarda kulak verildiğini de görmek bizi sevindiriyor. Biz yapılandırmayı defalarca dile getirdik. Hatta pandemi ilk başladığı zamanlarda Cumhurbaşkanı bir istişare toplantısı yapmıştı. İş dünyası ile bizlerden raporlar istemişti. Biz de komitelerimizle STK’larla bir araya gelip rapor hazırladık. Bu rapor altına ben kişisel düşüncemi de belirttim. Virüsle mücadele edelim, ekonomiyi ayakta tutma mücadelesi de verelim ama normalleşme sürecine geçince ne tür bir fatura ile karşılaşacağımızı da tasarlayıp o güne geldiğimizde nasıl hareket etmemiz gerektiğine dair planımız da hazır olsun, geleceği planlayalım dedim. Çaresizliğe, telaşa kapılmadan planlarımızı yürütelim demiştik. Tabi Türkiye bu dönemde can havliyle mücadele ettiği için o planlamaların etkili yapılmadığını görüyoruz. İş dünyasını rahatlatacak Ekim ayından itibaren iş dünyası korkunç ödeme yüküyle karşılaşılacak. Tabi iş dünyası derken sadece patronlar olarak düşünmeyelim. Patronlar yanında çalıştırdığı insanlar var. Alışveriş yaptığı insanlar var. Bunları da ayakta tutmaları gerekiyor. Bir şirket batarsa onunla ilişkili diğer şirketler ve çalışanlar da kötü duruma düşecek. Bu yapılandırma önemli bir adımdır ve destekliyoruz” ifadelerini kullandı.

“MTSO OLARAK BİZE BİR BASKI, ETKİ OLMADI”

Ülkedeki ve Mersin’deki sorunları gündeme getirmekten ve konuşmaktan çekinmediklerini kaydeden Kızıltan, “MTSO olarak bize bir baskı, etki olmadı. Bizim tavrımızdan dolayı olmadı. MTSO yönetimi ve meclisi pasif bir yönetim anlayışı gösterseydi, çekinip konuşmaktan korksaydı belki bu tür şeyler olabilecekti ama biz özgürlüğe inanan, herkesin özgürce konuşmasına inanan bir yapıdayız. Bunu tüm Türkiye biliyor, iş dünyasında insanlar konuşmaya çekiniyor. Turgut Özal döneminde Kamu İktisadi Teşekküller (KİT) vardı. Bir dönem geldi bu kurumlar kar edemiyor hükümetler üzerinde kambur oluyor dendi. Özelleştirme sanki Türkiye’yi kurtaracak gibi gündeme getirilip uygulandı. Özelleştirmeyi KİT’lere uygularken siyasetçilerin eli çekilsin diye özel sektöre devredildi. Bırakın STK’lar da siyasetçilerden arındırılsın. TTB, Barolar, TSO’lar özgürce düşünce üretsin. Bu düşüncelerden herkes faydalanacak. Türkiye’de şöyle bir hastalık var. Biri bir şey söylediğinde kime dokunuyorsa o kişi veryansın ediyor. Oysa ders çıkarıp niye söylediğine bakılmalı. Türkiye özgür olmalı. Seçimler oluyor, hiçbir siyasetçi karışmamalı. Biz bir seçim geçirdik, hiçbir siyasetçiyi ekibimiz karıştırmadı. Beni arayıp destek vermek isteyenler, yönlendirmek isteyenler oldu. Hepsine kapıları kapattım. Aksi halde ne oluyor biliyor musunuz? Sonra o işin başında olanlar da siyasi davranma hakkını elde ederler. O zaman her şey siyasete döner. Birilerinin Türkiye’yi rahatlatması lazım. Ben rahatlamak istiyorum. Televizyonu açınca doğru haberler izlemek istiyorum. Beni başka bir yöne kanalize etmemelerini, beni ötekine karşı düşman etmemelerini istiyorum. Bunu da yapacak olan siyasiler” şeklinde konuştu.

 

“TURİZMCİLER DE BÜYÜK YARA ALDI”         

Pandemi nedeniyle turizm sektörünün büyük bir kayıp yaşadığını hatırlatan MTSO Başkanı Kızıltan, “Turizmciler de büyük yara aldı. Nasıl ayakta kalacaklar. Medikalcilerle yaptık. Yanlış yönlendirmeler var. Örneğin medikalcilerin alacakları için yüksek fiyatlarla mal satıyorlar. Niye zamanında satın alınırken engellenmedi de şimdi bu gündeme getiriliyor. Feragat isteniyor. Öğrenci başına ödenen teşviklerin öğrenciler adına yeniden verilmesi talebi var sektörün. Elektrik, su, doğalgaz ücretleri kamu okullarına uygulandığı fiyattan uygulansın istiyorlar. Kredilere ulaşımın kolaylaştırılması talep ediliyor. Bankacılar bankalarda mevduatları olan firmalara kredi veriyor. Krediler doğru yerlere gitmiyor. Hükümet bile bu sorunu aşamadı. Sonra da özel bankalara sözümüz geçmiyor dendi.  Turizmcilerin sokaklarda yapılan düğünlerle otellerde yapılanların ayırt edilmesi yönünde talepleri var. Eylül ve Ekim ayına birçok düğün protokolü imzalanıp peşinatlar alınmıştı. Zaten aylardır çalışmıyorlar gelir yok gider çok. Bu peşinatlar kullanıldı ve düğünler durunca paralar geri isteniyor ve sıkıntı artıyor.  Artık zor durumda olan sektörlerden hibe talepleri gelmeye başladı kredi istemiyorlar” diye konuştu.  

“ALATA’YI YEDİRMEYİZ”

Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü olarak narenciye ve meyvecilik başta olmak üzeri zirai alanda çiftçilere önemli ölçüde yol gösterici olarak hizmet veren Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü’nü rant kurban etmeyeceklerinin altını çizen MTSO Başkanı Ayhan Kızıltan, “Alata, Türkiye için çok önemli bir yer. Narenciye sektörünün gelişmesi, kentte tarımın gelişmesi Alata ile olmuştur. Önceki yıllarda Alata arazisine göz dikenler oldu. Yap-sat yapmak isteyenler oldu. Turistik tesis yapmak isteyenler oldu. Biz asla böyle bir konunun yeniden gündeme gelmesini istemeyiz ve karşı dururuz. Çünkü gördük ki tarım dünyadaki en önemli konu. Üretmezsek tükeniriz, yemezsek ölürüz. Alata kurulmadan önce 1940’lı yılların başında büyük bir fizibilite çalışması yapılmış. Toprağından havasına hepsi incelenmiş o bölgenin doğal klima ortamı görülüp bu araştırma enstitüsünün yapılmasına karar verilmiş. Tarım alanlarımızı korumalıyız. Ben MTSO’nun başında olduğum sürece bu tür taleplere karşı çıkacağım. Tarım alanlarını korumalıyız” dedi.

“HAZİNE ARAZİLERİ MERSİN’İN MALIDIR”

Büyük bir rant kapısı haline gelen hazine arazileriyle ilgili de konuşan Kızıltan, “Hazine arazileri Mersin’in malıdır. Bu araziler kişilere değil Mersin’in bütününe rant sağlayacak şekilde kullanılmalıdır. Biliyorsunuz Nakliyeciler Sitesi yıllardır kanayan yara. Göreve geldiğimiz günden beri ne yapabileceğimizi konuşuyoruz. Dedik bir kooperatif kurun. Şehrin trafiğini etkilemeyecek bir yerde Nakliyeciler Sitesi kurulması ve lojistik merkez oluşması adına adım attık. Şimdi yer konusu var onunla ilgili çalışmamızı da yakında açıklayacağım. Yakın zamanda hazine arazileri envanteri çıkaracağız ve kent bütününe rant sağlayacak şekilde neler yapılabilir bakacağız. MESOB bu konuda uğraşıyor, sektörel sanayi siteleri kurulmalı. Sektörel ticaret siteleri kurulmalı. Yeni tarım alanları açılmalı. Bu kamu arazilerinin bu şekilde değerlendirilmesi önemli. KOBİ Danışmanlık Merkezimiz olacak. KOBİ’leri güçlendirmeliyiz. Rahatlıkla danışabilecekleri, kendilerini yönlendirebilecek, birçok kaynağa ulaşmalarını sağlayacak danışmanlık hizmetine ihtiyaç var. Nasıl proje hazırlayacaklar? Kalite Belgelerini nasıl alabilecekler? Devlet desteklerine nasıl ulaşacaklar? Bu merkezde her konuda bilgi alınabilecekler. Endüstriyel Tasarım Merkezi’mizde tasarım yapmak isteyen tasarımcı bilgisayar ortamında çalışıp aklındaki ürünün prototipini üretebilecek. Aklındaki tasarımı hayata geçirebilecek.  Yatırımcı Destek Ofisinde ise Mersin’e ileri teknoloji üreten yatırımcı çekmemiz lazım. Mersin’deki KOBİ’leri ise orta ve ileri teknoloji üretir hale getirmemiz lazım. Mersin’e yurtiçi veya dışından yatırımcı geldi nerede ne yatırım yapabileceği konusunda yönlendirme talebi var. Bu ofiste işlemler kısaltılacak. Bu çalışmalarımızın ilk adımını attık Prof. Dr. Yusuf Zeren ile birlikte çalışmaya başladık. Yeni üretim alanları oluşturmalıyız. Ürünlerimizi katma değerli satmaya başlamalıyız” ifadelerini kullandı.

MARİNA YÖNETİMİNE TEPKİ

Hukuksuz yapılaşmasıyla kent gündeminden düşmeyen Marina ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Kızıltan, “Mersin Marinası için marina olarak yatırım yapılmıştır. Yatların gelip park ettiği ya da o yatlara hizmet sağlanan bir tesis. Böyle bir marina Mersin için kazanım. Bu tesis ile Mersin’in yat cenneti olması lazım.  Oysa amacından çıkarılıp burayı AVM’ye dönüştürecek kararlar alınırsa sonuç alınamaz. Marina ile niye uğraşayım buraları eğlence merkezine dönüştürürsem daha kolay para kazanırım düşüncesi doğru olmaz.  Orantısız güç elde edecek şekilde imtiyaz sağlanmamalı. Marina’da böyle bir durum var. O zaman şehrin diğer merkezlerine de eşit derecede güç sağlayacak imtiyaz oluşturulmalı. Orada kendi çabasıyla, alın teriyle çalışıp işyeri açan şirketler var. Onların da hakkı korunmalı ama diğer taraftan tüm Mersin’in orada hakkı var ve tüm kentin hakkı korunmalı.  Yeni yarın, yeni normal sözlerinden hoşlanmıyorum. İçi boş sloganlar. Dijital dünya da içi boş bir slogan. Her yarın yeni bir gün. Şimdiden geleceğimizi planlamamız eğitimimizi tasarlayıp bu sloganların içini doldurmalıyız” dedi.

ARAŞTIRMANIN TARİHÇESİ

Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü, 3 kilometrelik sahili, 4 bin dönüm arazisiyle sit alanı ilan edilen enstitüde, dünyaca ünlü kum zambağı, caretta caretta kaplumbağalarının Akdeniz'de 18. üreme alanı olarak bilinen kumsalında, ayrıca, Türkiye ve Hindistan'da varlığı tespit edilen ve adını Alata'dan alan Alata Böceği yaşamakta.1944 yılında kurulan "Alata Teknik Bahçıvanlık Okulu" bünyesinde 2 Kasım 1967 tarihli Makam onayı ile "Bölge Bağ-Bahçe Araştırma Enstitüsü" adı altında kuruldu.1 Mart 1972 tarihinde Enstitü ve Okul birleştirilerek "Bölge Zirai Araştırma Enstitüsü ve Ziraat Meslek Okulu" adını aldı.9 Nisan 1974 tarihinde Enstitü ile Okul tekrar ayrılarak, Enstitünün adı"Bahçe Kültürleri Araştırma ve Eğitim Merkezi" olarak değiştirildi. 1981 yılı Eylül ayında Tarım Meslek Lisesi kapatılarak bu kuruluşun personel ve tüm mal varlıkları ile birlikte Araştırma Enstitüsüne devredildi.1985 yılında Enstitü sahası içerisinde bulunan Eğitim ve Dinlenme Tesisleri hizmete girdi. Tarım ve Köyişleri Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri hakkındaki 3161 sayılı kanun çerçevesinde Bakanlığın Araştırma kuruluşlarının teşkilat ve çalışma esaslarını düzenleyen 1 Ağustos 1986 tarihli makam onayı ile "Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü" adını, son olarak 26 Şubat 1998 tarihli makam onayı ile Kuruluş, "Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü" adını aldı. Tarım Bakanlığında yapılan değişiklikle enstitünün adı Erdemli Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu Müdürlüğüne dönüştürüldü.

Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!





 
  Akdeniz Gazetesi




 
  FLAŞ HABER
 

  BASIN İLAN KURUMU İLANLAR

 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün


  SOSYAL MEDYA
 
 

 


  

 
 
ANASAYFA BİK İLANLAR İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
akdenizgazetesi.net © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA